Bu çalismanin amaci 2002 sonrasi Türkiye ekonomisinde yasanan büyüme ve beraberinde ortaya çikan yapisal dönüsümün yoksulluk üzerine etkilerini incelemektir. Bu baglamda, sanayisizlesmenin boyutlari tespit edilmeye çalisilirken, sanayisizlesmenin yoksulluk bakimindan nasil sonuçlar dogurdugu, karsilikli etkilesimin hangi kanaldan gerçeklestigi tartisilmistir. Sanayisizlesmenin toplam gelir içinde ticarete-konu-olmayan faaliyetlere ait gelir kalemlerinde artis olarak tanimlandigi bu çalismada, toplam gelir, ticarete-konu-olan, ticarete-konu-olmayan ve tarimsal faaliyetlerden elde edilen gelirler olarak üç grup altinda toplulastirilmistir. TÜIK’in 2002-2014 dönemini kapsayan Hanehalki Bütçe Anketleri kullanilarak Ravallion-Huppi ayristirma yöntemi ile her bir gelir grubunun yoksulluga yaptigi etkiler tespit edilmistir. Bulgular, ekonomide sanayisizlesme ile birlikte artan ticarete-konuolmayan faaliyetlere ait gelir kalemlerinin sayisindaki artisin yoksulluga azaltici bir etki yarattigi yönündedir. Diger iki gelir kaleminin ise yoksullugu arttirici bir etkiye yol açtigi görülmüstür.

This paper explores the economic effects of extractivism in Chile, Colombia, Mexico and Peru, applying the Dutch Disease model. A Johansen cointegration test finds a strong negative relationship between the appreciation of the real exchange rate due to increased government spending, and a decreasing participation of manufactures both at the national level and in exports. Other weaker, yet still significant, economic effects are also suggested. As the model of growth based on natural resources continues in Latin America, its economic effects must be discerned in order to to guarantee a more fair inclusion in global trade and stronger national economic growth.

Bölgesel farkliliklar, Türkiye’de gelir esitsizliklerinin temel kaynaklarindan biridir. Türkiye’deki bölgesel gelir esitsizliklerinin temel özellikleri üzerine kisa bir degerlendirmenin arkasindan çalisma, imalat sektörleri arasindaki bölgesel ücret ve verimlilik farklarina odaklanmaktadir. Elde edilen sonuçlar, bölgesel özelliklerin, sektörler arasi ücret ve verimlilik farkliliklarinda belirleyici oldugunu göstermistir. Diger taraftan yogunlasmanin, ücret ve verimlilikleri arttirdigi görülmüstür. Bu bulgulara dayanarak bölgesel politikalarin bölgesel esitsizlikler üzerindeki etkisinin kisitli olabilecegi ancak, büyümeyi hizlandirabilecegi söylenebilmektedir.

Using micro data from the Survey of Income and Living Conditions conducted by TurkStat, we apply the capitalization method to determine the extent of wealth inequality in Turkey. This method involves the estimation of household wealth based on the amounts of income resulting from the ownership of various types of assets. In addition to the calculation of wealth inequality, capitalized incomes can be entered into a decomposition analysis to find out which factors contribute to inequality more than the others. Due to data limitations, we are restricted to an analysis that makes use of financial and rental income figures and imputed rents, while wealth in the form of land, gold, or stock ownership is mainly unaccounted for. The Gini coefficient figure of 0.56 implies that wealth inequality measured at the household level for Turkey is not extremely high. However, additional computations suggest that inequality is quite higher at the individual level.

Türkiye’de isgücü piyasasi tartismalari yogunlukla kisi sayilari üzerinden yürütülmektedir. Kisi sayisi üzerinden giden degerlendirmeler isgücü piyasasinda farkli uyum mekanizmalarina isaret eden ve zaman içinde büyük degisim gösteren çalisma saatlerinin yapisi ve seyrini dikkate almadiklari için eksiktir. Bu makale bu eksigi gidermeye çalismaktadir. Her kategoride kisi sayisi olarak istihdam artarken, çalisilan saatler azalmaktadir. Genel olarak erkelerin kadinlardan, tarim disi sektörlerin tarimdan, egitimsiz nüfusun egitimlilerden daha uzun çalistigi gözlenmektedir. Fakat, istihdam artisinin en kuvvetli oldugu alt gruplar ayni zamanda çalisma sürelerinin en az düstügü gruplardir. Çalisilan saatlerin azalma nedenlerini inceledigimizde isgücünün ve istihdamin kompozisyonunda (gözlenebilir özelliklerinde) meydana gelen degisimin sinirli bir açiklayici etkisi oldugu görülmektedir.