Bu çalismanin temel amaci sinif ögretmenlerinin bilgisayar konusundaki öz yeterlik algilarini belirlemektir. Tarama modelinin kullanildigi arastirmanin verileri Istanbul ili Bahçelievler ve Bagcilar ilçelerinde görev yapmakta olan 308 sinif ögretmenine uygulanan “Bilgisayara Yönelik Özyeterlik Algisi Ölçegi” ile elde edilmistir. Sinif Ögretmenlerinin bilgisayara iliskin özyeterlik algilarinin ortaya konulmasinda cinsiyet için t testi, kidem ve bilgisayar kullanmayi ögrenme yollari degiskenleri için ise varyans analizi tekniklerinden yararlanilmistir. Arastirma sonuçlari sinif ögretmenlerinin özyeterlik algilarinin yüksek düzeyde oldugunu ve ögretmenlik meslegine iliskin deneyimlerinin yani kidemlerinin öz yeterlilik algilarini degistirdigi yönündedir. Bununla birlikte sinif ögretmenlerinin cinsiyetleri ile bilgisayari kullanmayi hangi yollardan ögrendikleri onlarin özyeterlik algilarini farklilastirmamaktadir. Ulasilan sonuçlar dogrultusunda sinif ögretmenlerinin bilgisayara yönelik yeterlilik algilarinin daha da artirilabilmesi için hizmet öncesi ve hizmet içi egitim çalismalari ile yapilacak arastirmalara iliskin öneriler getirilmistir.

Insanoglu neslini devam ettirmek amaciyla evlilik kurumunu olusturmustur. Çünkü çocuk sahibi olmak, birçok toplumda ancak evlilikle mümkün olmaktadir. Bu nedenle toplumlar, yetisecek çocuklarinin aile baglarina siki sikiya bagli olmasina çok eski zamanlardan beri dikkat etmislerdir. Her milletin binlerce yildan beri devam ede gelen evlilik ve aile kurma törenlerini kapsayan çok zengin, adet ve gelenekleri vardir. Bu geleneklerin bazilari zamanla degismis, unutulmus ya da yerlerine toplumun inanç ve sosyal durumlarinin tesir ettigi tamamen farkli sekiller ortaya çikmistir. Dügünler, milletlerin din ve yasayis tarzlarinin ortak özelliklerini tasir. Dini inançlarin da dügünlere büyük tesiri olmus ve bunlar yüzyillar boyunca devam etmistir. Bugün Avrupa ve diger Hiristiyan toplumlarinda dügünün mutlaka kiliseden geçme âdeti, hala eskisi gibi devam etmektedir. Ruslar, aile unsurunu ve dügün gelenegini son derece önemsemislerdir. Söz konusu dügünün bu denli önemli olusu, elbette kültürel zenginlige yönelik degisim ve gelisimleri de beraberinde getirmistir. Bu çalismada eski Rus dügünü ritüelleriyle günümüz Rus dügün ritüelleri ve bölgeler arasi dügün gelenek ve görenekleri arasindaki farkliliklar ve benzerliklerle ilgili yapilandirilmamis gözlem teknigi kullanilarak veriler toplanmis ve bu veriler degerlendirilmistir. Ayrica toplanan veriler Rusça kaynaklarla desteklenmistir. Bu verilerden üretilen sonuçlar birçok bakimdan ilgi çekicidir.

“Hayat ve tüm durumlar hakkindaki merak, bence, muhteGem yaratici insanlarin gizidir” der Leo Burnett. Belki de reklamla çocuklarin özelliklerini bu kadar güzel özetleyen baGka bir cümle yoktur. Yaratici insanlarin gizi olarak tanimlanan ve en çok kendini çocuklarda gösteren merak, aslinda reklamin çikiG noktasidir, bir nevi tüketiciyi ikna edebilmek için gerekli en önemli kriterdir. Çünkü hepimiz bir ürünü almadan önce merak eder, inceler, ikna olur ve aliriz. Ürünün bütün mecralarda karGimiza çikmasi, dikkatimizi çekmesi en önemlisi o ürünleri satin almamiz noktasina kadarki süreç oldukça karmaGiktir aslinda. Ürünün tüketiciye en dogru Gekliyle yansitilmasi sürecindeki en önemli kavramlardan biri “etik” tir. Etik, yunanca “ethos” kelimesinden türemiGtir ve dogru davraniGi, yanliG davraniGtan ayirabilmek amaciyla ahlâk kavraminin dogasini anlamaya çaliGir. Etik ile reklam arasinda da çok derin bir bag vardir. Etik evrenseldir, tipki reklam dilinin evrensel oldugu gibi. Reklamlarin tüketiciye yönelmesi, bu çaliGmada farkli bir boyut kazanmaktadir. O da tüketici olarak çocugu hedef alan ve etik olmayan kurallar çerçevesinde satinalma davraniGi yaratmaya çaliGan reklam örnekleridir. Bu anlamda bu çaliGmada, etik kurallar çerçevesinde hareket etmedigi kanaatine varilan, slogan ve reklam filmleriyle “çocuk istismari” yaptigi söylenen ve bu nedenle reklamlari yayindan kaldiran “Koton” reklam örnegi analiz edilecektir.

Toplumlarin dini inaniGlari, sosyo-kültürel yapisi, ekonomisi ve siyasi tarihi ile ilgili önemli bilgilere arkeolojik ve filolojik verilerde rastlamak mümkündür. Anadolu?da ve Anadolu diGindaki farkli kültürlerde toplumlarin dinsel inaniGlariyla ilgili önemli bilgilere her toplumun kendine özgü ölü gömme adetleri sayesinde ulaGilabilmektedir. Tarihin çeGitli dönemlerinde farkli kültür bölgelerinde yaGayan toplumlarin dini inaniGlarini Gekillendiren en önemli faktörler arasinda “yaGam ve ölüm” gelmektedir. Toplumlari birtakim manevi düGüncelere yönelten yaGam ve ölüm kavramlari, tanri inanci ve öbür dünya inaniGlari ile ilgili çeGitli düGüncelerin ortaya çikmasina zemin hazirlamiGtir. Tarihin en erken dönemlerinden itibaren ortaya çikan yakma gömme adeti ile ilgili arkeolojik verilere, Anadolu?da ve Anadolu diGindaki farkli kültürlerde rastlamak mümkündür. M.Ö. II. Binde Anadolu?da yakma gömme âdetinin varligina iliGkin bulgulara, çeGitli merkezlerde yapilan arkeolojik çaliGmalar sayesinde ulaGilabilmektedir. Bati Anadolu?da yakma gömme adeti ile ilgili önemli veriler sunan mezar ya da mezarliklarda ele geçen buluntular, ölü gömme törenlerinin varligina iliGkin önemli bilgiler sunmasi bakimindan da büyük önem taGimaktadir.

Aleksandr Natanoviç BernGtam (1 Ekim 1910 - 10 Aralik 1956), Türkistan ve Türk halklari tarihi üzerine çok sayida araGtirmalar yapmiG ve eserler yazmiG etnograf, arkeolog ve Garkiyatçi bir bilgindir. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Kirgizlar üzerine önemli çaliGmalari bulunmaktadir. 1933-1956 yillari arasinda Kazakistan, Kirgizistan, Özbekistan ve Tacikistan?da tarihî âbideleri tespit seyahatleri, yazili kaynak araGtirmalari, kazi çaliGmalari ve mimarî abideler üzerine incelemeler yaparak Orta Asya Türk tarihinin M.Ö. 2. binden M.S. 15. yüzyila kadarki degiGik meseleleri hakkinda mühim çaliGmalar ortaya koymuGtur. Ortaya koydugu bu çaliGmalar günümüze kadar ehemmiyetini muhafaza etmektedir. Bununla birlikte bilim dünyasinda eserleri gerektigi kadar bilinmemektedir. Bunun temel sebepleri arasinda çaliGmalarinda, o dönem Sovyet rejiminin ideolojik yaklaGimlarina karGi tezler ortaya koymasi, çaliGmalarinin mühim kismini 2. Dünya savaGi yillarinda yayimlamasi gibi sebepler gelmektedir. BaGlica eserleri arasinda Hun Tarihi Denemesi (Oçerk Gstorii Gunnov), 6.-8. Yüzyillarda Orhon Yenisey Türklerinin Sosyo-Ekonomik Yapisi (Sotsialno-ekonomiçeskiy stroy orhono-yeniseyskih tyurok 6-8 vekov), Kuzey Kirgizistan Arkeoloji Notlari (Arheologiçeskiy oçerk Severnoy Kirgizii), Talas Vadisi?nin Antik Âbideleri (Pamyatniki starini Talasskoy dolini), Yedisu Arkeolojik Kesif Seferi. Çüy Vadisi (Trudi Semireçenskoy arheologiçeskoy ekspeditsii. Çuyskaya Dolina), Kenkol Kurganlari (Kenkolskiy Mogilnik), Kuzey Kirgizistan Arkeolojisi Denemesi (Arheologiçeskiy oçerk Severnoy Kirgizii), Talas Vadisinin Tarihi Eserleri. Tarihi-Arkeolojik Deneme (Pamyatniki starini Talasskoy dolini. Gstorikoarheologiçeskiy oçerk), Kirgizistan?in Mimarî Anitlari (Arhitekturniye pamyatniki Kirgizii) gelmektedir. Bu çaliGmada A. N. BernGtam?in hayati, ilmi Gahsiyeti ortaya konulmaya çaliGilacak, eserleri üzerine degerlendirmeler yapilacak ve eserlerinin bibliyografyasi verilecektir.

Bir devletin geliGmiGlik düzeyi ve çagin gerisinde kalmamasi, diger devletler kadar güçlü olmasi, o ülkenin egitim sisteminin nasil çaliGtigina baglidir. Bir toplumun egitim sisteminde reform geliGtirmek istendiginde, geliGmiG ülkelerin egitim sistemleri hakkinda ipuçlari edinilmeye, yaGanmiG tecrübelerden yararlanilmaya çaliGilmaktadir. YaGadigimiz yüzyilda, dünyanin küreselleGmesi, teknolojinin geliGmesi ve kitle iletiGim araçlarinin ilerlemesiyle birlikte insanin geliGimi devlet sinirlarinin ötesine geçmiGtir. GeliGmekte olan ülkelerin ayni problemleri yaGamasi ve benzer zorluklarla karGilaGmasi da, toplumlarin birbirinin yaGadigi tecrübelerden yararlanma sürecini hizlandirmiG ve karGilaGtirmali egitime olan ihtiyaci daha da arttirmiGtir. KarGilaGtirmali egitimin en önemli özelligi egitime etki eden etmenlerin, farkli egitim sistemlerinde nasil sonuçlar dogurdugunu incelemesidir. Bu çaliGmada; Almanya, egitim sisteminin arka planini oluGturan önemli faktörler (ülkenin demografik yapisi, dili, egitim sisteminin tarihi geliGimi, egitim sisteminde yetki ve denetim vb.) açisindan derinlemesine incelenmiG, elde edilen sonuçlarla Kirgizistan ve Türkiye?deki durumlar ve uygulamalar karGilaGtirilmiGtir. Almanya, Kirgizistan ve Türkiye?nin egitim sistemlerindeki benzerlik ve farkliliklar, karGilaGtirmali egitim araGtirmalari bakiG açisiyla ele alinmiGtir. Bu dogrultuda, araGtirmanin amaci üç ülkenin egitim sistemlerinin benzerlik ve farkliliklarini tespit ederek Kirgizistan ve Türkiye?nin egitim sisteminde geliGtirilmesi gereken boyutlari ortaya koymak ve yaGanan sorunlara bazi öneriler getirmektir. AraGtirmada, betimsel tarama modeli kullanilmiGtir. Verilerin toplanmasinda, literatür taramasi yapilmiG ve konuyla ilgili mevcut kitap, tez, makale, dergi ve ulusal düzeydeki resmi kaynaklarin istatistiki bilgilerinden yararlanilmiGtir.

Installing the most suitable heating and cooling systems to the offices for the firms is one of the important decisions to be made because of the energy efficiency and working conditions. This decision requires the selection of the proper air conditioner considering several conflicting factors. So it can be handled with the Multiple Criteria Decision Making (MCDM) methods. In this paper COPRAS (COmplex PRoportional ASsessment) and ARAS (Additive Ratio ASsessment) methods are used to reach a solution for the air conditioner selection problem in the literature. Air conditioner alternatives are ranked by using these two methods and also the results are compared.

ÇaliGmanin amaci, stratejik insan kaynaklari uygulamalarinin örgüt inovasyonu ve iç giriGimcilik üzerindeki etkilerini belirlemektir. ÇaliGmada stratejik insan kaynaklari yönetimi iGe alma, iG seçim süreci, egitim süreci ve kurum içi iG gücü piyasa düzeni alt boyutlarina ayrilarak degerlendirilmiGtir. ÇaliGmanin evrenini Ankara da farkli merkezlerde faaliyet gösteren 4 ve 5 yildizli 58 konaklama iGletmesi oluGturmaktadir. Evren içerisinden 32 adet konaklama iGletmesi örneklem olarak alinmiG ve burada çaliGan 209 orta ve üst düzey yöneticiye anket uygulanmiGtir. AraGtirma sonuçlarina göre, stratejik insan kaynaklari yönetimi ile iç giriGimcilik ve inovasyon arasinda istatistiksel olarak anlamli bir iliGki oldugu sonucuna ulaGilmiGtir. Ayrica stratejik insan kaynaklari yönetimi alt boyutlarindan iG seçim süreci, egitim süreci, kurum içi iG gücü piyasasi düzeni bagimsiz degiGkenlerinin bagimli degiGken olarak adlandirilan inovasyona anlamli bir etkisi oldugu görülürken, yine stratejik insan kaynaklari uygulamalari alt boyutlarinin tümünün iç giriGimcilige karGi anlamli bir etkiye sahip oldugu sonucuna ulaGilmiGtir. Bu bulgular sonucunda stratejik insan kaynaklari yönetimi uygulamalarinin turizm iGletmeleri üzerinde özellikle iç giriGimcilik ve inovasyon çerçevesinde kullanilabilirliginin ve etkinliginin olasi sonuçlari üzerine önermelerde bulunulmuGtur.

Bu araGtirmada, Hayat Bilgisi Dersi Ögretim Programi ve Sosyal Bilgiler Dersi Ögretim Programinin, çocuk haklari açisindan analiz edilmesi amaçlanmiGtir. AraGtirma verileri doküman incelemesi yöntemi ile elde edilmiG, veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiGtir. AraGtirma bulgulari incelendiginde, Hayat Bilgisi Dersi Ögretim Programinda, çocugun okul ortamina, topluma ve aile ortamina katilimina iliGkin kazanimlarin yeterli düzeyde yer almadigi; çocugun saglik ortamlarina, medyaya ve genel (ülke) politikaya katilimina yönelik kazanimlarin ise oldukça sinirli oldugu belirlenmiGtir. Sosyal Bilgiler Dersi Ögretim Programinda ise, çocugun katilim hakkina yönelik olarak tasarlanmiG kazanimlarin son derece dar kapsamda kaldigi tespit edilmiGtir. Ayrica her iki programda da, çocugun yargiya katilimina yönelik bir kazanimin bulunmadigi tespit edilmiGtir. AraGtirma sonucunda, ögretim programlarinda çocugun katilim hakkinin geliGimine iliGkin olarak bazi önerilerde bulunulmuGtur.

Imam Ebu Hanife ve Gmam Buhari, Ehl-i Sünnet havzasinda yetiGen en büyük Gslam âlimlerdendir. Bunlardan ilki fikih ilmi, ikincisi ise hadis ilmi sahasinda temayüz etmiGtir. Gmam Ebu Hanife, 80 – 150 / 699-767 tarihleri arasinda Irak?ta, Gmam Buhari ise Hicri 194-256 / 810-870 tarihleri arasinda Maveraünnehir bölgesinde yaGamiGtir. Muhtemelen Hanefi bir ailenin çocugu olan Gmam Buhari, tabii olarak ilk dini egitimini Gmam Ebu Hanife?nin mezhebine göre almiGtir. Ancak, on alti yaGina geldiginde ailesiyle beraber hac için Hicaz?a gitmiG; ailesi dönmüG, kendisi ise orada kalarak, Ehl-i hadis olarak bilinen âlimlerin derslerine iGtirak etmiGtir. Gmam Buhari, Hicaz bölgesinde bulundugu zaman içerisinde, ravilerin durumlarina dair et-Tarihu?l-kebir ve et-Tarihu?s-sagir isimli eserlerini kaleme almiGtir. O bu eserlerinde, Gmam Ebu Hanife ile alakali bir takim menfi rivayetlere yer vermiGtir. Ayrica meGhur Es-Sahih isimli eserinde Ebu Hanife hakkinda “Bir takim kiGiler” Geklinde tarizli ifadeler kullanarak, onun bazi içtihatlarinin isabetsizligini ima etmiGtir. Bu yazida, Buhari?nin et-Tarihu?l-kebir ve et-Tarihu?s-sagir isimli kitaplarinda Ebu Hanife hakkindaki rivayetler tespit ve tahlil edilmiG ve söz konusu rivayetlerin birçok açidan problemli oldugu neticesine ulaGmiGtir.

1934 yilinda toplanan Sovyet Yazar Birlikleri Kurultayi?nda dönüm noktasi niteliginde önemli kararlar alinmiGtir. Bu kararlar neticesinde adina “olumlu kahraman” denilen bir kavram edebiyatta yer edinmiGtir. Bu yazida Kirgiz edebiyatindaki "olumlu kahramanlar" kavrami üzerinde durulacaktir. Olumlu kahramanlarin tarih içerisinde ugradiklari degiGim de irdelenerek edebiyatin geliGim safhasinda aldiklari rol üzerinde durulacaktir. Olumlu kahramanlarin edebiyatta hizmet ettikleri amaç ve bunun yaninda devrim romantizminin olumlu kahramanlarla iç içe kullanilmasi gibi konular genel itibariyle Sovyet özelde ise Kirgiz edebiyatinin nasil anlaGilmasi gerektigine dair ipuçlari vermekte Sosyolojik araGtirmalar açisindan edebiyatin rolünün özellikle tek merkezden yönetilen sistem edebiyatlarinin anlaGilmasi ile artacagi fikri benimsenmektedir. Ayrica Sovyetlerin oluGturmaya çaliGtigi toplumsal hafizada olumlu kahramanlarin edindigi rol de önemli bir konu baGligi olarak karGimizda durmaktadir.

As known the epic of Manas is one of the largest epics in the world. Manas is the national heritage of Kyrgyz?s. It has many different variants which are performed by Manaschy (performer epic of Manas). Every great Manaschy has his own variant of epic. However it does not mean that all these variants are very different from each other. They all have common heroes, topics and stories. In spite of it they have a little differences in the characters. One of the great Manaschy was Jusup Mamai who lived in Kyzyl-Su region of Xingjian province in China. He acted up to the eight descendant of main hero of epic of Manas when the other Manaschys acted just up to three or five descendants. The language features and skills of Jusup Mamai are different as well. One of these differences is using of suffixes like -GAnY (-gany, - geni, -gonu, -gönü, -kany, -keni, -konu, -könü) and -GAlY (-galy, -geli, -golu, -gölü, -kaly, -keli, -kolu, -kölü). But in epic of Manas by Jusup Mamai has different meanings of suffix like – GAnY. Instead of this suffix it was used the suffix -GAlY (-galy, -geli, -golu, -gölü, -kaly, -keli, -kolu, -kölü). So, this paper aims to clarify the differences of these two suffixes and define the meanings of them. In Kyrgyz language the gerund like –GAnY (-gany, -geni, -gonu, -gönü, -kany, -keni, -konu, - könü) has some meanings like below: a. It indicates the purpose of the action. b. It indicates the origin point of the action up to now.

Son yillarda, Türkiye?de kadinlarin istihdam oranlari, oldukça dikkat çekici bir Gekilde artiG gösterse de, erkeklerin istihdam edilme oranlarinin oldukça gerisinde yer almaktadir. Kadinlarin en çok istihdam edildigi sektör ise hizmet sektörü olmasindan ötürü, çaliGma, hizmet sektörü içinde önemli bir yere sahip olan konaklama iGletmelerindeki kadin muhasebe çaliGanlarinin kariyer süreçlerine etki eden, “Cam Tavan”i oluGturan faktörleri ortaya koymak amaciyla yapilmiGtir. ÇaliGma, Antalya BüyükGehir Belediyesi sinirlari içinde yer alan 42 adet, 5 yildizli otel iGletmesinin muhasebe çaliGanlarina, anket formu vasitasiyla yapilmiGtir. ÇaliGmaya 112 erkek ve 62 kadin olmak üzere, toplam 174 muhasebe çaliGani katilmiGtir. Bulgular, SPSS 21 Gstatistik Paket Programi araciligiyla yorumlanmiG, ayrica kadin ve erkek çaliGanlarin farkli görüGte olmadiklari sonucuna ulaGilmiGtir.

Perakende sektörü, ülke ekonomilerine saglamiG oldugu istihdam ve gelir katkisi açisindan bakildiginda önemli bir yere sahiptir. KüreselleGen dünya Gartlarinda rekabet Gartlarinin agirlaGmasi, mal ve hizmet çeGitlerinin farklilaGmasi gibi nedenlerle perakende sektörü hizli degiGen ve geliGen sektörlerden biridir. Bu degiGim ve geliGime ayak uydurabilmek, beraberinde bazi finansal sorunlari dogurmaktadir. Bu çaliGmanin amaci, perakende sektöründe faaliyet gösteren iGletmelerin, yönetim ve organizasyon yapilarindan kaynaklanan ve ayrica sermaye yapilarindan kaynaklanan finansal sorunlarini incelemektir. Bu kapsamda, Çorum Glinde perakende sektöründe faaliyet gösteren iGletmeler üzerinde bir araGtirma yapilmiGtir. AraGtirma anket yöntemi ile yapilmiG, sahadaki tüm iGletmeler araGtirmaya dâhil edilmiGtir. Toplamda 347 iGletmeden degerlendirilebilir anket dönüGü olmuGtur. ÇaliGmadan elde edilen sonuca göre, perakende sektörünün en önemli sorunu alacaklarin tahsil edilememesidir. ÇaliGmadan elde edilen sonuçlara göre iGletme büyüklügü her türlü unsurun temel belirleyicisi olarak ortaya çikmiGtir.

Günümüz ekonomik faaliyetlerinin kit dogal kaynaklari hizla tüketmesiyle, daha fazla çevre kirliligi, iklim degiGikligi ve enerji güvenligi gibi sorunlar ortaya çikmaktadir. Bu nedenle ekonomik kalkinma ve rekabet gücünün belirlenmesinde çevresel faktörler giderek önem kazanmakta ve geleneksel üretim ve tüketim yöntemlerinin yerini yeni ve sürdürülebilir yöntemler yer almaya baGlamiGtir. Çevre dostu (yeGil ekonomi) büyüme stratejisi, ekonomi ve çevre politikasinin birbirlerini karGilikli olarak güçlendiren yönlerini temel alir. YeGil ekonomi, karbon emisyonlari ve kirliligi azaltmayi; gelir, istihdam ve kaynak verimliligini artirmayi; biyolojik çeGitliligi ve ekosistemi korumayi amaçlar. Ayrica, sürdürülebilir geliGme ve büyüme politikasi dogal kaynaklarin ve enerjinin iyi yönetilmesine dayanmaktadir. Bu açidan çaliGmada, politikacilar ve karar alicilar tarafindan küresel ve bölgesel çevre problemlerinin çözümünde etkili bir yaklaGim olarak tanimlanan eko-enerji (yenilenebilir enerji) ve enerji verimliligi konusu ele alinacaktir. Daha sonra Avrupa Birligi, Orta Asya, GeliGen Asya olarak ifade edilen Çin ve Hindistan, Türkiye ve Japonya ülkeleri karGilaGtirilacaktir.