Tasavvuf ve Gerçeklik Algisina Dair Sapmalar Örneginde Fiziko-Felsefi Bir Yorum Denemesi |
Author : Haci Mustafa AÇIKÖZ |
Abstract | Full Text |
Abstract :Hz. Adem’den bu yana, Mevla tarafindan insanin “akil hamali homo skeptikus” kilinmasina kosut ete kemige büründürülüp sonlu alanda sonsuzluk yolcusu homo Muslimus yapilmistir ki, bu fitri format yüzünden “akil hamaliyeligi tarihi ve uygarlik çevreleri”nde insanin kendisini bedensel ve özellikle ruhsal terbiye etme denemeleri ile karsilasmaktayiz. Bu terbiye denemeleri hayat boyu süren bir eylem alani olup beraberinde dogal olarak sonlu ve sonsuzluga dair ferdi ve ictimaî dünya görüsünü de birlikte getirir. Bizim Islam kültür ve uygarlik çevrelerinde bu terbiye denemelerinin, uygulamalarinin ve dünya görüsünün disiplinize edilmis karsiligi tasavvuftur. Bizim medeniyet havzamizda insanin kendini, evreni ve Yaraticisini bilmesi; ve bu bilme cehdi içinde Kur’an’i okumasinin yani sira “insan ve kainat kitaplari”ni da okumasi beklenir. Böylece kendi içindeki ve kâinatta ki “Tevhidi kozmik bütüncü düzeni” kendinin ve evrenin gerçekliginde (her ne ise bu iki gerçeklik ) anlayip algilayip sonlu alandaki sonsuz varolustaligina (gerçekligine) bir anlam verebilip bu anlam çerçevesinde söyleyip eyleyerek hayatini sekillendirebilsin. Fakat tasavvufi gelenege göre: Sonlu alan gerçekliginde sonsuzluk (hayal) alemi yolcusu olan insan, gerçekligin ve sanalitenin kesisip çarpistigi bu yolda; Sufi seriat (bilimler zemininde sonluda disiplin ve terbiye), tarikat (karma alanda insan (bura-öteki alan) merkezli disiplin ve terbiye) ve hakikat (gayb alani sonsuzda terbiye) gerçeklik düzlemlerinden yalniz, pusulasiz, haritasiz, rehbersiz, refiksiz, ortamsiz ve yalniz kendi basina bir yolculuk yapamaz. Hatta kendisine degisik maddi ve manevi turizm sirketleri tarafindan paket yolculuk program ve lojistigi önerilse bile |
|
Süleyman Uludag Ile Röportaj: Tasavvuf, Tasavvuf ve Tarikatlar ve Tasavvuf Sosyoloji Iliskisi Üzerine |
Author : Süleyman Uludag |
Abstract | Full Text |
Abstract :Süleyman Uludag Ile Röportaj: Tasavvuf, Tasavvuf ve Tarikatlar ve Tasavvuf Sosyoloji Iliskisi Üzerine |
|
Naksibendiligin Sosyolojik Muhayyilesi |
Author : Ergün Yildirim |
Abstract | Full Text |
Abstract :Süphesiz Islam toplumlarini anlamak için Naksilik en önemli yollardan biridir.Çünkü toplumlar kendini insa ederken bünyesinde barindirdigi geleneklerden de istifade etmektedirler. Ayrica Naksilik, dini bir sosyal gruptur ve sirf bu yönüyle bile sosyolojinin ilgi alanina girebilir. Buradan hareketle çalisma, Naksiligin toplumsal tasavvuru ve toplumsal bütünlesmeye olan katkilarindan yola çikarak, istismar edilmeyen objektif bir Naksilik sosyolojisi yapabilmenin imkânini incelemeyi amaçlamaktadir |
|
Türkiye’de Tasavvuf Yayinciliginin Bugünü: Gözlemler, Öneriler |
Author : Ahmet Murat Özel |
Abstract | Full Text |
Abstract :Genel hatlariyla yazimiz, Türkiye’de tasavvuf yayinciligi üzerine yaptigimiz gözlem ve tekliflere dairdir. Bu gözlem, Türkiye’de tasavvuf yayinciliginin genel yayincilik faaliyetleri içindeki yeri de göz önünde bulundurularak yapilmis ve Kudüs örnegi üzerinden yapilan kiyaslama buna dahil edilmistir. Bunun yaninda tasavvuf yayinlarini üreten merkezler dil ve üslup bakimindan bu yayinlarin türleri incelenmis, en nihayetinde Türkiye’de tasavvuf yayinciligina dair teklif ve beklentilere yer verilmistir |
|
Mikro Sosyal Bilimlerin Birikimi Tasavvuf Arastirmacisina Ne Söyler? |
Author : Nedim Tan |
Abstract | Full Text |
Abstract :Ilahiyat Fakülteleri içerisinde Tasavvuf Bilim dalinin bagimsiz olarak açilmasi ve bu bilim dalina ait ürünlerin ortaya çikmasi 1980 sonrasi baslamistir. Özellikle Osmanli dönemine ait tasavvufi literatürün uzun yillar ihmale ugramasi çalismalari dogal olarak bu döneme yönlendirmistir. Sonuçta dogal olarak tarikat monografileri, sahis biyografileri, metin nesri gibi genel tasvirî yönü baskin, tarihî birikimin tespitine önem veren akademik çalismalar ortaya çikmistir. Bu dönemde bazen birbirinden bagimsiz, daginik ve bölük pörçük bazen de hacimli ve emek mahsulü çok sayida çalisma nesr olunmustur. Artik alana ait kavramsal incelemelere ve düsünsel tutarliliga dikkat eden gerekli zihinsel baglari kurulmus, atiflari yapilmis çalismalara ihtiyaç vardir. Baglantili çalismalarda sosyal bilimlerin metodolojilerinden yararlanarak olguyu bir taraftan tarihle baglantisini kurarken diger yandan günümüze ne söyledigini tasimak, sosyolojik ve antropolojik kapsamina dikkat etmek önem arz etmektedir |
|
Cultural Dialog and Religious Tolerance: A Truism Or A Fantasy? The Holy Sites and the Clash Of Politics in the Middle East |
Author : M. OBEIDAT |
Abstract | Full Text |
Abstract :This article looks into the relationship between Islam and the West, focusing on the political barriers to a true dialog between Muslims and Arabs on the one hand and the West on the other one and locating this troubled relation in its historical context. In the Middle East, it is assumed, religious tension and political turmoil are intertwined. However, the present debacle in Western–Islamic relations is, we argue, first and foremost political rather than religious. The foreign policy of the U.S. in the Middle East is foremost among the issues that aggravate, and constantly exacerbate Western–Islamic relations. It is our contention that a true, mutual cultural understanding would significantly contribute to sociopolitical and religious tolerance between Muslim Arabs and the West and thus mitigate the threat of terrorism. By contrast, it is the absence of this authentic cultural dialog that is not allowing for familiarizing each party with the thought of the other and thus paving the way for more terrorism and prejudice. The recent turmoil in Jerusalem over the religious sites in al-Quds (in the summer of 2017) is but one instance of such political and cultural gaps hindering real communication and bringing about more violence. The conclusion draws attention to the nature of dialog between Israelis and Palestinians regarding the current conflict, whose roots are historical, suggesting that a political compromise would allow for a peaceful coexistence among the different religions in the region |
|
Mikro Sosyolojiler Çaginda Tasavvuf Akademisinin Firsatlari Ve Çikmazlari Üzerine |
Author : Kadir Sahin |
Abstract | Full Text |
Abstract :Bir bilim olarak sosyolojinin teorik düzeyde yasadigi dönüsümler kendi içerisinde modernlesmenin detaylarina dair önemli birikimler barindirmaktadir. Artik modernlesmenin bütünlesik bir kavramlastirmayla içinde bulundugumuz dünyayi açikladigina dair inançlar giderek sarsilmaktadir. Nitekim postmodern, geç modern, ileri modern seklindeki kavramlar da aslinda içinde bulunulan dönemin toplumsal baglamlarina dair geleneksel modern analiz biçimlerinden kopusu ortaya koyan kavramlastirmalar olmaktadir. Bu sürecin sosyal teori baglamindaki göstergeleri ise yasananlarin makro boy teorilerden mikro boy (ve hatta orta boy) teorilere geçisini anlatan dönüsümler olmaktadir. Hiç süphesiz sosyolojik gelenegin bu süreçte farklilasan toplumu analiz biçimleri, yasanan yeni toplumsal krizleri açiklayabilmek adina ortaya çikan yeni düsünsel çabalari da içinde barindirmaktadir. Bizler de bu yazinin sinirlari içerisinde sosyal teorinin kendi içinde yasadigi dönüsümler ve tecrübeler üzerinden, tasavvuf akademisinin içinde bulundugu akademik çalisma kosullarina dair çikarsamalarda bulunarak, onun çikmazlari ve olanaklari baglaminda analizler yapacagiz. Bu sayede de tasavvuf akademisinin içinde bulundugu handikaplar adina sosyal teorik gelenek üzerinden irdelemeler yaparak onun gelecegine dair önerilerde bulunulacaktir |
|
1980 Sonrasi Popüler Romanlar Ve Tasavvuf |
Author : Sema Noyan |
Abstract | Full Text |
Abstract :Fransiz yazar Stendhal’in dedigi gibi roman, hayata tutulmus bir aynadir. Insana ve topluma dâir her sey; tarih, kültür, dil, din, gelenek vs. romanin konusu haline gelebilir. Roman araciligi ile farkli dönemlerin toplum yapisi, kültürü ve meseleleri hakkinda bilgi sahibi olunabilir. Batililasmanin getirdigi pozitivizm ve materyalizm gibi akimlarla sosyal ve kültürel hayattan dislanan din ve tasavvuf, 1950 sonrasinda yeniden edebiyatin bütün alanlarinda ele alinmaya baslanir. Ancak tasavvufî ve mistik konularin romanlarda yayginlasmasi 1980 sonrasina aittir. Tüm dünyada mânevîyâta duyulan büyük ilgi ile mistik konular açik pazar haline getirilir. Bir süre sonra dinî unsurlar birer “meta”ya dönüstürülerek kapitalist kitle kültürünün hizmetine verilir. Popüler kültürün “halka yönelik” ve dayatmaci kimliginin etkisi altinda günümüze ait bazi tasavvufî romanlarda sanat kaygisinin ikinci plana atildigi görülür. Bu tür popüler romanlarin yazarlari, okuyucularinin mânevî ihtiyaçlarini karsilamayi vaat ederek çok satanlar listesine girmeyi her seyden çok önemser gibidir. Günümüzde, popüler tasavvufî ya da mistik kisilikleri malzeme edinerek kendinden önceki benzer romanlarin etkisini azaltmak isteyen nice roman yazarinin varligi, edebiyat alanindaki yozlasmaya örnektir. Böyle bir ortamda tasavvufun da sanatin kazanmasi mümkün degildir. Söz konusu eserlerin hangi alana hizmet ettigini ortaya koymak için çalismada popüler romanlarin etkileri ve üsluplari ele alinacaktir |
|
A Lost Legendary Humane Common Properties Called Peace and Coexistence of Homo Muslimus in Jerusalem |
Author : Ali ÖZTÜRK Mustafa AÇIKÖZ |
Abstract | Full Text |
Abstract :In this joint article, we shall deal with Jerusalem and its three historic faces of ‘homo Muslimus’ (i.e. Judaistic,
Christian and Islamic traditions as three religious faces of Abraham at the sample of both his biological and
religious family tree traced back to Adam) have been recorded in ‘Jerusalem’ City as to peaceful co-existence.
Our inquiry stand points will be based on the philosophico-sociological ground as well as the history of Divine
religions. Jerusalem is one of the oldest habitats of Adam’s children. The members of Adamhood had been
mentally and spiritually evolved by divine intervention from the state of homo sapiens to the state of, what we
call, homo skeptikus so as to be a good and a model homo Muslimus on the earth in the very long journey of
divine evolution. Thus one of the largest groups of homo Muslimus and civilizations historically known as
members of Abrahamic religions and their followers have been living together in Jerusalem city as a nucleus
sample. All homo skeptikus reason porters have been divinely formatted by God in their very nature as people of
peace and co-existence to talk and act during their stay on the earth. However both historical records of homo
skeptikus reason porter in general and of homo Muslimus in particular led us to think that having and practising
culture of peace and coexistence was/is not easy on the earth. As a world famous old city, such historical case
have been happened and observed at the sample of social, religious and cultural habitat of Jerusalem. Therefore
today we desperately need ‘peace’ and ‘coexistence’ all over the world as well as Jerusalem City for the wellness
and welfare of humanity at global and even at universal levels. However, the question is to be answered: How is
it so?
In this context in the realization process of the joint paper our aim will be to draw participants’ attention to two
main historic points of homo sapiens and thus discuss the outcome. These are: i) histories of homo Muslimus
and Jerusalem as a city of various cultures; and ii) the historic relation between three faces of ‘homo Muslimus’
and ‘Jerusalem’ as to (regional and global) ‘peace’ and ‘coexistence’. |
|