Refahin Ifade Özgürlügü Vasitasiyla Ençoklastirilmasi: Insan Haklari ve Inovasyon Arasindaki Iliski | Author : Gönenç Gürkaynak | Abstract | Full Text | Abstract :Bir toplumun toplam refah seviyesini ençoklastirabilmek için hem bir iktisatçinin hem
de insan haklari uzmaninin bakis açilarini dikkate alan, disiplinler arasi bir yaklasima
ihtiyaç vardir. Bu iki disiplin arasindaki iliski ve karsilikli etkilesim, toplumsal refahin
nasil ençoklastirilabilecegini ve sürdürülebilir kalkinmanin nasil mümkün kilinabilecegini
anlamak açisindan büyük önem tasir. Bu baglamda, refah seviyesini ençoklastirmak
hedefine ulasmak bakimindan iki önemli yapi tasi bulunmaktadir: Insan haklari ve
inovasyon. Ifade özgürlügü, toplumdaki diger, insan haklarinin desteklenmesini, ayni
zamanda inovasyonun gelistirilmesini saglayan en elverisli ve en etkili araç olarak karsimiza
çikar. Zira, fikirler yeni fikirleri gelistirecek, fikirler arasinda saglikli ve üretken bir rekabet
ortami olusacak, bu sekilde yenilikçi düsünceler, kesifler ve teknolojiler ortaya çikacaktir. |
| Gelir Esitsizligi ve Tüketici Kredileri: 2008 Finansal Krizine Thorstein Veblen’in Yaklasimi | Author : Ercan Eren, Volkan Kaymaz | Abstract | Full Text | Abstract :Toplayiciliktan, tarima ve dolayisiyla yerlesik hayata geçilmesi özel mülkiyetin ortaya
çikmasina yol açmis bununla birlikte gelir-servet esitsizlikleri her daim tartisilan konulardan
olmustur. Çalismalarinda sosyal konulari da ele alan kurumsal iktisadin kurucusu, Thorstein
Veblen de gelir esitsizligi ve tüketim davranislari hakkinda çalismalarda bulunmustur.
Son yillarda Hyman Minsky’nin gelistirdigi Finansal Istikrarsizlik Hipotezi ve Veblen’in
krediler ve gelir esitsizligi temelli ekonomik krizlere dair düsünceleri, Veblen-Minsky
Konjonktür Teorisi adiyla kavramsallastirilmis ve 2008 Finansal Krizi’nin analizi için önemli
bir araç olmustur. Bu çalismada Veblen-Minsky Konjonktür Teorilerini kullanarak, 2008
Finansal Krizi temelinde çikarimlarda bulunmak amaciyla Finansal Istikrarsizlik Hipotezi
ve Veblenyen tüketim dinamiklerinin birlestirildigi modelde gelirleri azalan bireylerin
mevcut tüketim kaliplarini degistirmemek için tüketici kredileri taleplerini artirmasinin
bireysel servetlerine olan etkisinin yani sira ekonominin geneline olan etkisinin incelenmesi
amaçlanmistir. Analiz sonuçlarina göre hanehalklari arasindaki gelir esitsizliginin ekonomik
istikrar üzerinde olumsuz etkilere yol açtigi, öykünme güdüsüyle yapilan tüketimin, toplam
harcamalari artirmasinin beraberinde ilerleyen dönemlerde gayri safi yurt içi hasilayi azalttigi
ve gelir dagiliminda dengesizlige yol açtigi sonucuna varilmistir. |
| Inequality, Work, Poverty and Economic Policies: A Link to Explain the Latin American Protracted Malady | Author : Alicia Puyana Mutis | Abstract | Full Text | Abstract :For centuries, inequality has worried philosophers, economists, politicians, governments.
The evidence that at least since the mid-1970s inequality has increased reinstated the
debate about its roots, effects and policies to treat it. By focusing in income rather in wealth
concentration economic theory obscured the roots of many forms of inequality, let it be
income, wage, education, health inequality, and hid the primary distribution of income. By
doing so, economics presents these effects as causes of inequality and acts on the former,
thus leaving the latter intact. This paper presents some of the theoretical elements that have
shaped the analysis of inequality since mid-XX century and have supported the economic
policies to address inequality. It ends with a review of long-term inequality in Latin America. |
| Diplomali Aylak Sinif: Gösterisçi Tük etim Süreci Olarak Türk Yüksekögrenim Sistemi | Author : Altug Yalçintas, Büsra Akkaya | Abstract | Full Text | Abstract :Türkiye’de üniversite çagina gelen ögrenciler, yüksekögrenim görecekleri kurumlari hangi
faktörlere göre tercih etmektedirler? Bu çalismada, iktisat bölümlerine iliskin olarak ÖSYM
tarafindan saglanan verilere odaklandik. Kuramsal olarak, Thorstein Veblen’in aylak sinifa
iliskin katkilarini yeniden degerlendirdik ve Veblen’in Amerikan üniversitelerine iliskin
elestirisini Türk yüksekögrenim sistemine uyguladik. Su sonuçlara ulastik: (1) En yüksek taban
puanla ögrenci kabul eden iktisat bölümleri, Ingilizce egitim yapan ve kabul ettigi az sayidaki
ögrenciye tam burs veren vakif üniversiteleri ile Ingilizce ya da Fransizca egitim yapan bedelsiz
(ücretsiz) elit kamu üniversitelerinin bünyesindeki iktisat bölümleridir. (2) Geçmiste akademik
performansinin yüksek oldugu kabul edilen iktisat bölümleri, birçok adayin tercihiyken, bugün
bu bölümler eksik kontenjanla egitime devam etmekte ya da basari siralamasi daha düsük
ögrenciler tarafindan tercih edilmektedir. Ögrenciler ve aileler, yüksekögrenim kurumlarina,
ustalik, hüner ve kabiliyet kazanabilecekleri bir egitim sürecinin parçasi olarak bakmaktan
ziyade, profesyonel kariyerlerinde kendilerine dayanagi olmayan bir itibar saglayacak, temelinde
israf kültürünün bulundugu gösterisçi birer tüketim mali gözüyle bakmaktadir. |
| Türkiye’de Kimya Sektörü Kur Artis ve Azalislarindan Ne Derece Etkileniyor? | Author : Alibey Kudar | Abstract | Full Text | Abstract :Net ithalatçi veya ihracatçi firmalar, döviz kurlarindaki degisimlere duyarlidir
ve bu durum mal piyasasi teorisiyle açiklanabilir. Bu noktadan hareketle çalismada,
döviz kurlari artar veya azalirken, Türkiye’deki kimya sektörünün borsada islem gören
firmalarinin performansi incelenmistir. Firmalar net döviz açiklarinin bilanço pasiflerine
orani bakimindan dört gruba ayrilmistir. Ilk gup, en fazla döviz açigina sahip grup
olurken, dördüncü grubun en az, hatta hiç döviz açigi bulunmamaktadir. Analizde, 2005
Ocak – 2006 Aralik (kur azalislarini temsil eden örneklem) ve 2015 Ocak – 2016 Haziran
(kur artislarini temsil eden örneklem) dönemleri haftalik verilerle ayri ayri incelenmistir.
Grup performanslari, Sharpe, Treynor, Jensen Alpha ve Treynor Mazuy gibi performans
ölçüm metotlarina göre analiz edilmistir. Analiz sonuçlari, performansla net döviz
borçlulugu arasinda iliskiye rastlanamadigini isaret etmektedir. |
| Bölgesel Iktisat Çalismalari Için Yeni Bir Veri Seti: Türkiye’de Illere ve Bölgelere Göre Or talama Egitim Süresi, 1970-2017 | Author : Orhan Karaca | Abstract | Full Text | Abstract :Beseri sermaye, bir ülkenin nüfusunun sahip oldugu bilgi, beceri ve tecrübelerin
toplami olarak tanimlanabilir. 1980’li yillarda gelistirilmeye baslayan içsel büyüme
teorilerine göre, beseri sermaye ekonomik büyümenin önemli bir belirleyicisidir. Dogrudan
ölçülmesi mümkün olmayan beseri sermayenin en sik kullanilan temsili göstergelerinden
biri, yetiskin nüfusun ortalama egitim süresidir. Bu çalismada, Türkiye’deki bölgesel
iktisat yazinina katkida bulunmak amaciyla, yapilacak çalismalarda beseri sermayenin
bir göstergesi olarak kullanilmak üzere, iller ve bölgeler düzeyinde, 25 yas üstü nüfusun
ortalama egitim süresine iliskin bir veri seti olusturulmustur. Bu veri setinde 1970, 1975,
1980, 1985, 1990, 2000 yillari ile 2008-2017 dönemine ait veriler mevcuttur. Çalismanin
amaci bu veri setini kullanarak bölgelerin beseri sermaye düzeyinin ele alinan dönemde
nasil degistigini incelemektir. Bu amaçla 12 bölge bazinda karsilastirmalar yapilmistir. |
| Marx’s Historical Materialism and the Notion of Praxis | Author : Hüseyin Özel | Abstract | Full Text | Abstract :The present paper examines Karl Marx’s famous conception of “historical materialism,” in his A Contribution to the Critique of Political Economy (Marx, 1970, p. 19-23), and focusses on the criticism that it has deterministic, both economically and technologically, and therefore it omits the role of human agency and free will. This paper aims at evaluating this criticism in closer detail, and showing that it is not founded. By considering two types of determinism, and the issue of human intentional behavior and its relation to history, it is shown that the allegation that historical materialism ignores the importance of conscious human conduct or praxis is untenable. |
| Marx’s Historical Materialism and the Notion of Praxis | Author : Hüseyin Özel | Abstract | Full Text | Abstract :The present paper examines Karl Marx’s famous conception of “historical materialism,” in his A Contribution to the Critique of Political Economy (Marx, 1970, p. 19-23), and focusses on the criticism that it has deterministic, both economically and technologically, and therefore it omits the role of human agency and free will. This paper aims at evaluating this criticism in closer detail, and showing that it is not founded. By considering two types of determinism, and the issue of human intentional behavior and its relation to history, it is shown that the allegation that historical materialism ignores the importance of conscious human conduct or praxis is untenable. |
| Exchange Rate – Price – Output Dynamics in an Inflation Targeting Small Open Economy: Analysis with A Modified Dornbusch Model | Author : Kaan Irfan Ögüt, Serçin Sahin | Abstract | Full Text | Abstract :For the countries that apply inflation targeting monetary policy to maintain price stability the exchange rate pass-through effect on the inflation rate arises as a serious issue. Countries with a high import dependency in manufacturing and with high foreign debt stocks cannot leave exchange rates to market dynamics; therefore, their central banks use policy interest rates to control their exchange rates with fear of floating. In this study, a dynamic model based on the dynamic versions of the Mundell – Fleming and Dornbusch models is developed to analyze the dynamic behavior of output, price, and exchange rate in an inflation-targeting small open economy. The steady-state and simulation results suggest that central banks with a fear of floating cannot determine their inflation target independently of the foreign interest rates. There is a unique value of the fear of floating parameter that can keep the economy stable. |
| Bitcoin, Döviz ve Altin Iliskisi: Ekonometrik Bir Yaklasim | Author : Esra Arslan, Timur Han Gür | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalisma kripto paralar arasinda en bilinen ve yaygin olarak kullanilan Bitcoin (BTC) ile Avrupa Para Birimi Euro (EUR), Ingiliz Sterlini (GDP) ve Altin (XAU) arasindaki iliskinin boyutu ve yönü hakkinda bilgi verme amaci tasimaktadir. Temmuz 2010 ile Aralik 2020 dönemine ait günlük veriler kullanilarak yapilan bu analizde Amerikan dolari cinsinden ifade edilen Bitcoin, Euro, Sterlin ve Altin fiyatlari arasindaki iliski kisa ve uzun dönemli irdelenmistir. Literatürde siklikla kullanilan zaman serisi analizlerinden; ADF, PP, KPSS birim kök testleri; Johansen Esbütünlesme ve Granger Nedensellik analizleri sonucunda çalisma bir yandan Bitcoin ve Döviz ve Altin Fiyatlari arasinda uzun dönemli bir iliskinin olmadigi, dolayisi ile Bitcoin fiyatinin büyük ölçüde kendi piyasa kosullari ile olustugu sonucuna ulasirken diger yandan Ingiliz Sterlin’inden Bitcoin’ e dogru tek yönlü bir nedensellik oldugu sonucunu elde etmistir. |
| Keynes’in Iktisadi: Yatirim, Spekülasyon, Kriz ve Ütopya | Author : Kardelen Gürgör, Cem Mehmet Baydur | Abstract | Full Text | Abstract :Keynes parali bir ekonomide, eksik istihdami merkeze alarak sermaye kavramina ve onun gelisimine odaklanir. Keynesyen teori, insan dogasi, belirsizlik, sermaye piyasalarinin isleyisi ve bunun neden oldugu istikrarsizligin genis kitleleri yoksullastirmasi gibi kavram ve süreçlerin analiziyle bireyciligi, özel mülkiyeti ve bunun sinirlarini sorgulayarak iktisadi bir devrime dönüsmüstür. Çok dar marjlarda çalisabilen piyasa ekonomisinin nasil bir kumarhane ve spekülasyon batagina dönüstügünü yeni bir dille gösteren Keynes’tir. Bu makalede Keynes’ten hareketle, faiz, tasarruf ve yatirim gibi makro ekonomik degiskenlerin kapitalist bir ekonomide nasil incelenmesi gerektigi ele alinmistir. Bununla birlikte fiyatlarin degerlerle uyumsuzlugu ve kriz dinamikleri yine Keynesyen fikriyat baglaminda tartisilmis ve Keynes’in çözüm önerileri incelenmistir.
|
| Old and New Developmentalism in Latin America: Social Order, Social Policy, and Utopias Fifty Years Later | Author : Nicolás Dvoskin | Abstract | Full Text | Abstract :1960s’ and 1970s’ Latin American development policies were guided by economic purposes, but there were strong utopias beneath them: a full-employment economy with social protection and accelerated technological progress. An expected trend towards social equality was not uncommon. At the beginning, there was even a belief on a sort of developmentalist spill-over: growth and industrialization would lead to universal well-being. After 30 years of undisputed neoliberalism a new developmentalist era arose. Social protection, economic development, and industrialization returned. But were the utopias the same as before? In this paper we argue that despite economic similarities, social utopias were very different. |
| The Green Energy Transition and Energy Security in Mexico, 1980–2016 Expansion and Intensification of Extractivism | Author : Alicia Puyana Mutis, Isabel Rodríguez Peña | Abstract | Full Text | Abstract :This essay shows the difficulties and contradictory processes to achieve energy security by transiting towards a new and secure energy system with a lower share of fossil fuels with far-reaching political, economic, and effects not sufficiently analyzed. The energy transition entails privatizing wind, sun, water, and land to transform them into electricity; additionally, it implies the consumption of minerals, which will expand extractivism. The paper points out Mexico’s slow progress in green energy with two purposely designed energy indices: Energy Diversification Index EDI and the Energy Transition Index ETI. It points out the structural limits of the energy transition in this oil-rich country and, in general, for most resource-rich countries. Finally, it presents some policy options for reducing the effects of energy extractivism and the transition to environmentally and socially secure and equitable energy.
|
| The Asian Mode of Digitization: How Did the East Grow Rich? | Author : Altug Yalçintas | Abstract | Full Text | Abstract :In this article I argue that the economic success of “underdeveloped” and “static” societies should be reconsidered from the perspective of a generalized and updated theory of Asiatic mode of production (G-AMP). I claim that the nation states in Asiatic societies have played a unique role in the emergence of digital economies. Digital technologies and the Internet in China and India (partially in Russia and Indonesia as well) are the primary forces leading to high rates of growth (and sometimes social welfare). I also argue that digital economies provide countries such as Turkey and Iran with opportunities for economic growth and development. |
| Asian mode of production (AMP), digital economy, digital protectionism, Karl Wittfogel, Sencer Divitçioglu | Author : Ahmet Sahinöz | Abstract | Full Text | Abstract :Environmental problems like global warming, biodiversity loss, the danger of depletion of natural resources and environmental pollution affect the whole globe in different levels. It is an undeniable fact that environmental problems appeared in the 19th century with the emergence of industrialization and rapid economic growth. The economics as a science has questioned the environmental problems in the last thirty years through “environmental economics” which was constructed on the assumptions and the methods of the mainstream economics. Towards the end of the 1980s, from “Seveso” to “Chernobyl”, as a result of the recurrent environmental disasters in our world, a new economic movement came into existence with the doubts arose on the market mechanism’s ability to solve these environmental issues: “Ecological Economics”. The purpose of the Ecological Economics is not to consider the economy as a closed system which consists of the infinite cyclical streams in the frame of production-exchange-consumption like the mainstream economics assume, but to define as an integrated open subset of the earth (biosphere) system which it is bound to. According to mainstream economics, an endless economic growth will be maintained by supplying a strong substitute to the market. The Ecological Economics makes the most important objection to this ideology by the second law of thermodynamics; “entropy”, which implies the finiteness of the natural resources. In analyzing the environmental problems the Ecological Economics asserts “strong sustainability” which takes the “entropy” into account against the Environmental Economy’s “weak sustainability” notion.
|
|
|