Anadolu Kilimlerinde Sanatsal Degerler | Author : Servet Senem Ugurlu | Abstract | Full Text | Abstract :Anadolu Kilimleri, Türk Kültürünün en önemli görsel belgelerinden biridir. Ayrica Ulusal Sanatimizda Yörük ve Türkmenlerin kimliklerini yansitan en önemli kültür varliklarindandir. Kolonizatör Türk Dervisleri önderligindeki Yörük ve Türkmenler Orta Asya’dan Anadolu’ya dogru gelmisler, gittikleri her farkli cografyaya kültürlerini tasimislardir. Göçebe Oguz boylarinin bir kolu olan Yörük ve Türkmenler, dönemin çesitli kültür ve inançlari ile aydinlanmis olarak Anadolu’ya gelmistir. Türkler Anadolu’yu yagmalamak için gelmediler. Burayi kendilerine yurt edinmek için seçmislerdir. Orta Asya Step Kültüründen günümüzdeki Anadolu Kültürüne kadar Türkler, dokumalarinda kullandiklari motifleri hafizalarinda tutmuslar ve bu motifleri dokumalarinda tekrar etmislerdir. Yörük ve Türkmenler özellikle dokuduklari çeyizlik kilimlere kimliklerini aktarmislardir. Ayrica bu örnekler, farkli malzeme, renk ve sonsuz çesitlilikte motiflerle kullanilmistir. Özellikle bazi motif, desen kompozisyonu ve karakteristik yapilari ile Yörük ve Türkmenlerin birer kimlik belgesi niteligini tasimaktadir. Kimliklerini, kisi, boy, oymak, asiret olarak kullandiklari im, damga, motif ve renkler ile ifade etmisler. Çeyizlik olarak yaptiklari dokumalarini bugünkü sanat sergileri niteliginde sergilemislerdir. Bu makalede; Anadolu kilimlerinin malzeme, teknik, renk, motif ve desen özellikleri incelenmis ve Anadolu Kilimlerinin sanatsal degerleri örnekler verilerek açiklanmaya çalisilmistir. |
| SINIFSIZ BIR GIYSI OLARAK DENIM | Author : H. Nurgül Begiç | Abstract | Full Text | Abstract :Giyinmek; insanlar için beslenme, barinma gibi temel ihtiyaçlarinin basinda gelmektedir. Fakat zaman içerisinde yasam standartlari degismis, giyim kusam kültürü içerisinde de bir takim hammadde kaynaklarina erisim kolaylasmis, teknoloji ilerlemis ve giyinmek yalnizca örtünme islevini gören bir eylem olmanin disina tasmaya baslamistir. Bu noktada moda olgusu ortaya çikmaktadir. Moda; insanlarin giydikleri giysiler ile bir kimlige bürünmelerine yardimci olmakta ve bir nevi insanlari siniflandirmaya aracilik etmektedir. Giyilen giysiler markasi, tarzi, kalitesi gibi birçok parametreye bagli olarak görünmez bir sekilde insanlari siniflandirmaktadir.
Denim; bir tür kaba pamuklu kumastir. Denim giysiler ilk olarak çesitli meslek gruplari tarafindan benimsenmis olmasina ragmen islevsellikleri sayesinde ilerleyen moda tarihinde hemen hemen toplumlarin her kesimi tarafindan kullanilmaya baslanmistir. Denim; moda gibi sürekli bir arayis içerisinde sektörde her sezon varligini korumaktadir. Zamansiz, milliyetsiz, cinsiyetsiz bir giysi olarak denim; moda sektörü göz önüne alindiginda benzersiz bir giysi olarak ayrilmaktadir. Bütün toplumlar tarafindan kabul gören ve her kesimden insanin kendi tarzina ve yasayisina göre biçimlendirebildigi bir giysi; insanlarin siniflandirilmasi ve ayristirilmasina bir engel niteligindedir. Bu özelliklerinden dolayi denim; moda olgusu içerisinde modaya bas kaldiran ikonik bir giysidir.
Bu çalisma ile denimin (blue Jean-kot) ortaya çikisi, toplumun her kesimi tarafindan kabul ve tercih edilmesi ve moda tasarim olgusu içerisinde denimin ikonik durusu incelenecektir. Denimin moda sektöründeki durusu sosyolojik ve kültürel olarak degerlendirilmesi açisindan önemlidir. |
| Türkçü Bir Kadin Hareketi: Ayse Dergisi | Author : Hatem TÜRK | Abstract | Full Text | Abstract :Osmanli’nin son devrinde devleti çöküntüden kurtarmak için ortaya çikan fikir hareketlerinden biri olan Türkçülük, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de temel ilkelerinden olmustur. Türk Dernegi, Türk Ocagi gibi kurumlarla Türkiye’nin sosyal yasantisinda yer alan bu anlayis, teskilatlanmasini saglamistir. Türkçülük, Hüseyinzade Ali Turan, Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp gibi aydinlarla gelisirken kadin kahramanlarini da yetistirmistir. Bunlarin basinda Müfide Ferit Tek, Halide Nusret Zorlutuna ve Emine Isinsu sayilabilir. Türkiye’de Türkçülük, kadin hareketi olarak da yer bulmustur. Bir kadin hareketi olarak Türkçülügün gelisimi açisindan Ayse dergisi önemlidir. Sonrasinda Töre dergisi adiyla 1970’li yillarda önemli bir misyonu yüklenecek olan dergi, aslinda Ayse ismiyle Ocak 1969’da yayina baslamistir. Halide Nusret Zorlutuna’nin kurdugu, sahip ve nesriyat müdürlügünü Emine Isinsu’nun yaptigi Ayse, ülkücü bir kadin dergisidir. Dergi, Türkçü kadin yetistirmeyi amaç edinmistir. Yayin hayatini 28 sayi sürdüren Ayse, 29. sayiyla Töre’ye dönüsmüstür. Ayse dergisinde, Halide Nusret Zorlutuna, Emine Isinsu (Okçu), Arif Nihat Asya, Yasar Faruk Inal, Ayhan Inal, Hikmet Tanyu, Fevzi Halici, Aclan Sayilgan gibi önemli imzalar yer almistir. Dergi kadinliga yönelik bir yayin çizgisi sürdürmüstür. “Milliyetçi Türk Kadinlari Dernegi”nin de dergide aktif bir rolü olmustur. Bu çalismada Ayse dergisi degisik açilardan tanitilacaktir. Derginin sekil özellikleri, faaliyetleri, yazar kadrosu ortaya konmaya çalisilacaktir. Ayrica “Milliyetçi Türk Kadinlari Dernegi”nin faaliyetleri üzerinde durulacaktir. |
| Cumhuriyet Dönemi Türk Siirinde Kadinin Sesi: Türkan Ildeniz | Author : Neslihan BODUR | Abstract | Full Text | Abstract :Eskiden beri kadin sairler Türk edebiyatinda yer alsa da çogunlukla kadin kimligini gösterememistir. Kadinin açik bir birey olarak toplumda kendini ifade etmesi ve edebiyat olusturmasi Cumhuriyet döneminde baslamistir. Türkiye’de Cumhuriyet’in insani merkeze alan anlayisindan ortaya çikan en belirgin ve belki ilk deger “kadin”in toplumsal yasamda yer bulmasidir. Bu dönemle birlikte sadece sosyal hayatta degil edebiyatta da kadinlarin etkin bir sekilde temsil edildigi görülür. Bunlara verilebilecek en önemli örneklerden biri de sair Türkan Ildeniz’dir. Cumhuriyetin kazanimlarinin ilk dönem çocuklarindan sayabilecegimiz Türkan Ildeniz, Düzce’de dogup büyümüs, liseden sonra ise Istanbul’a tasinarak hayatinin geri kalanini burada sürdürmüstür. Simdilerde Sisli’de oturan sair, basta Attila Ilhan olmak üzere bir dönem Türk edebiyatina yön veren pek çok sanatçiyla yakin iliskilerde bulunmus ve sanat dünyasina girmistir. Çocuklugundan beri yasadigi çevrede hep ilgi odagi olan Türkan Ildeniz’in sanati da bu ilgi çerçevesinde gelismistir. Varlik, Dost, Yelken, Seçilmis Hikâyeler, Türk Dili, Hisar, Onüç, Insancil gibi Cumhuriyet döneminin önemli dergilerinde siirleri çikan sair, siirin disinda baska türlerle pek ilgilenmemistir. Iki kitabi yayinlanan Türkan Ildeniz’in üçüncü kitabi ise halen basilmamistir. Türkan Ildeniz, siirlerinde “kadin”i en belirgin konu olarak kullanmistir. Hatta “kadin” onun siirlerinde bir kimliktir ve baskindir. Bu yönüyle Türk edebiyatinda özgün bir yere sahiptir. Sair, “Tasra Kizinin Deliceleri” ve “Havva Çikmazi” olarak adlandirdigi kitaplarin isimlerinden içerikteki siirlere dek kadini siirinin merkezine yerlestirmistir. Onun siirlerinde kadin, yasayisiyla, duygulariyla, hayalleriyle ve gücüyle yer alir. Iki çocugundan sonra esinden ayrilarak çocuklariyla yasamaya devam eden sair, hayatta tek basina yasayabilecegini gösterdigi gibi siirleriyle de en az erkekler kadar basarili olunabilecegini göstermeye çalismistir. Denilebilir ki onun siirlerinde kadin, nesne olmaktan öte öznedir. Bu çalismada, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatinin kadin sairlerinden Türkan Ildeniz’in biyografisi ele alinacaktir. Onun sanat hayati, sanatinin evreleri ve sanat çevresi incelendikten sonra siirlerinin baskin özelligi olan “kadin” konusu üzerinde durulacaktir. |
| RÖLYEF ETKI AÇISINDAN DOKUMA KUMASLARDA IPLIK | Author : Gülsen Sefika Berber, Fatma Nur BASARAN | Abstract | Full Text | Abstract :Rölyef, plastik sanatlarin pek çok alaninda kullanilan, çok eski tarihlere dayanan bir anlati biçimi ve bulundugu malzemenin yüzey derinligine inilerek elde edilen girinti, çikinti ya da tümsek yapidir. Rölyef/hacim/üç boyut seklinde tanimlanan tekstil yüzeyleri 3 yöntem ile olusturulmaktadir. Dokuma, örme ve nonwoven yöntemleriyle tekstil yapilarda rölyef olusumu, yapisi geregi algi ve tuse seklinde meydana gelmekte ve kullanilan teknik, malzeme özellikleri, bitim islemleri vb. yollarla elde edilmektedir. Elyaf ya da iplik, sahip oldugu karakteristik özelliklere bagli olarak ya dokuma esnasinda ya da sonrasinda, kumasa uygulanan özel islemlerle uzama, kisalma, esneme, büzülme vb. seklinde kabarma ve yükselmelere sebep olabilmektedir. Bu sekiller kumas yüzeyinde rölyef algiyi olusturmaktadir. Dokuma kumaslari olusturan görsel ve fiziksel özellikler ele alindiginda, ipligin her iki yapiya da katki sagladigi ortaya çikmaktadir. Bu çalismada dokuma kumaslarda rölyef etki sadece iplik faktörü ile incelenmis; ayni zamanda ipliklerin rölyef algiya katkisi örgü, bitim islemi ve siklik-gerginlik-tansiyon faktörleri ile birlikte ele alinmistir. Betimsel tarama modeli kullanilarak hazirlanan çalismada iplik faktörünün tekstil yüzeylerinde rölyef etkiye katkisi uygun örneklerle açiklanmistir. |
| Köy Enstitüleri Dergisi Üzerinde Bir Inceleme | Author : Emine GUT | Abstract | Full Text | Abstract :Köy Enstitüleri Dergisi, Ankara Hasanoglan’daki Yüksek Köy Enstitüsü’nün yayin organi olarak çikmistir. Buradan diger enstitülere dagitilmistir. Ilk sayisi Mart 1945’te çikan derginin 7-8. ve son sayisi Agustos – Eylül 1947’de çikmistir. Dergi, Köy Enstitüleri’nin çalismalarini ve etkinliklerini göstermesi bakimindan önemlidir. Köy Enstitüleri Dergisi, Köy Enstitülerinin birbirinin çalismalarindan haberdar olmasini saglamak amaciyla kurulur. Dergide siir, hikâye, masal, fikra, kitap ve dergi tanitimi, inceleme ve haber gibi çesitli konularda yazilar yer alir. Bu yazilarin çogunun yazari ise Köy Enstitüleri ögrencileridir. Derginin yazar kadrosunu yine ülkedeki diger enstitülü ögrenciler olusturur. Toplam sekiz sayi yayinlanan derginin 5 – 6 ve 7- 8. Sayilari birlikte çikmistir. Bu çalismada Köy Enstitüleri hakkinda kisaca bilgi verilecektir. Derginin genel bir degerlendirilmesi yapilacaktir. Dergideki edebi, bilimsel, fikri ve kültürel faaliyetler ayri ayri incelenecektir. |
| NAHIT ULVI AKGÜN’ÜN SIIRLERINDE OTOBIYOGRAFIK IZLER | Author : Nurgül GÜRSOY | Abstract | Full Text | Abstract :Romantik Türk sairi olarak anilan Nahit Ulvi Akgün daha çok lirik siirleriyle taninir. Siirlerinde her zaman yasama sevincini hissettirir. Ilk siirlerinde görünen romantik etki daha çok bireyselligin izleklerini gösterir. Daha sonra toplumcu siire yönelir ve kendine göre bir toplumsallik olusturur. Hiçbir zaman meydan sairi olmamistir. Ona göre sair kendi kisiligi ile toplumu anlatir. Yasamin bütün olumsuzluklarina ragmen siirin sonunda, tutunabilecegi bir güzellik bulur ve pozitif bir pencereden dünyaya, akip giden zamana yeniden umutla katilir. Siirlerinde daha çok Izmir insanina ve yakin çevresine yer verir. Izmir onun siirinin en önemli simgesidir. Makalenin giris bölümünde kisaca sairin yasami, siiri ve kitaplarindan bahsedildikten sonra siirinde yer alan otobiyografik izler incelenmeye çalisilmistir. |
| Arif Nihat Asya’nin Siirlerinde Adana | Author : Songül Cansiz | Abstract | Full Text | Abstract :Arif Nihat Asya; Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatina hizmet etmis ögretmen bir sairdir. Millî ve manevi degerlere önem veren bir Türk milliyetçisidir. 1928- 1948 yillari arasinda Adana’da çesitli okullarda Edebiyat Ögretmeni olarak görev yapan sair, gerek burada görev yaptigi sürede gerekse sonraki yillarda Adana’nin çesitli yönlerini memleketçi bir anlayisla siirlerinde dile getirmistir. Bu siirlerin merkezinde 5 Ocak Kurtulus Bayrami vardir. Onun siirlerinde Adana, 5 Ocak Kurtulus Bayrami, Seyhan Nehri, seli, sicagi, Toros Daglari, tabiati ve sorunlari gibi pek çok yönüyle islenir. Bu çalismada, Arif Nihat’in Adana ve çevresine olan sevgisinin siirine nasil yansidiginin ve özellikle de siirinin hayati ve yasadigi yerle olan baglantisinin vurgulanmasi amaçlanmaktadir. |
| KONGRE DEGERLENDIRME / 9. Milletlerarasi Türk Halk Kültürü Kongresinin Ardindan (20-23 Kasim 2017) | Author : Mehmet Özdemir | Abstract | Full Text | Abstract :Türkiye’de folklorun bir ilim subesi olarak ortaya çikisinda Türkçülük hareketinin etkisi çok büyüktür. Türkiye’de folklor çalismalari da 1900’lü yillardan itibaren Türkçülük ekseninde gelisme göstermis ve Türk Dernegi, Türk Dernegi Mecmuasi ile Türk Ocagi ise Türk Yurdu Mecmuasi yayin organlariyla Türk kültürünün arastirilmasina önem vermislerdir. Ziya Gökalp’in öncü çalismalarinda halk hayatina gidilmesinin gerekliligi vurgulanmistir. Ziya Gökalp’in Halka Dogru dergisinde “Halk Medeniyeti I, Baslangiç” (23 Temmuz 1913), Mehmet Fuat Köprülü’nün Ikdam gazetesinde “Yeni Bir Ilim: Halkiyat-Folklor” (6 Subat 1914), Riza Tevfik Bölükbasi’nin Peyam gazetesinde “Folk-lore (Folklore)” (5 Mart 1914) yayinlanan baslikli yazilari Türkiye’de folklorun ilk üç makalesi olarak bilinmektedir (Çobanoglu, 2015: 50-52). Uluslarin kökenlerini aramak amaciyla kendi kültürlerine yönelmeleri derleme çalismalarini ortaya çikarmistir. Bu amaçla halkin sinesinde mevcut olan “efsane, masal, destan” vb. gibi sözlü verimlerin derlenmesinin gerekliligi üzerinde durulmustur. Folklor bilimini ortaya çikaran bu süreçte Türk kültürünün arastirilmasi adina gerek resmi gerek kisisel boyutta çesitli girisimler olmustur. Bunlardan birisi de hiç süphesiz sempzoyum, kongre, çalistay vb. bilimsel toplantilardir. Bu çalismada 21-24 Kasim 2011 tarihinde Izmir’de düzenlenen 8. Milletlerarasi Türk Halk Kültürü Kongresinin elestirel degerlendirmesi yapilmaktadir.
|
| ITALYA DENIZ MÜZECILIGI -TRIESTE CIVICO MUSEO DEL MARE VE GENOVA GALATA MUSEO DEL MARE - ÖRNEKLERI | Author : Mustafa Gürbüz Beydiz | Abstract | Full Text | Abstract :Italya, deniz kültürünü tarihsel süreç içinde oldukça yogun yasamistir. Güney Avrupa’da cografik açidan yarimada seklinde olan Italya’nin dogusunda Adriyatik, güneyinde Iyon, güneybatisinda Tiren Denizi, kuzeybatisinda ise Ligurya Denizi yer alir. Uzun kiyilari sayesinde insanlari denizcilik kültürünü yasamlarinin bir parçasi olarak görmektedir.. Dolayisiyla bu kültürlerini gelecek kusaklara tanitmak, anlatmak ve denizciligi daha fazla sevdirmek adina ülkenin önemli bazi sehirlerinde deniz müzeleri kurulmustur. Trieste Civico Museo del Mare, Venezia Museo Storico Navale, La Spezia Technical Naval Museum, Museo Navale di Pegli, Genova Galata Museo del Mare deniz müzeleri olarak sayilabilir. Tarihi yelkenliler, gemi süslemeleri, objeler, teknik aletler, tablolar, gemi modelleri, haritalar vb. birçok eser bu müzelerin salonlarini doldurmaktadir. Eserler, geleneksel sergileme yöntemleri yaninda günümüzün teknolojik imkânlariyla donatilmis metotlarla ziyaretçilerini beklemektedir. Deniz müzeleri kütüphane ve kafeteryalari ile toplumun sosyal genel ortamini olusturdugu gibi müzeyi gün boyu canli tutmaktadir. Bu arastirma TÜBITAK-2219 Doktora Sonrasi Arastirma Bursu ile gerçeklestirilmistir. Sinirlama olarak Italya’da deniz müzesi adiyla kurulmus olan en eski Trieste Civico Museo del Mare ile en yeni Genova Galata Museo del Mare seçilmistir. |
| IKI SEHIR BIR INSAN, ARTVIN’DEN ISTANBUL’A BIR SAIRIN GÜLDESTESI: LEYLÂ SAHIN | Author : Sümeyye Çelik | Abstract | Full Text | Abstract :Artvin geçmisten bugüne kültür, edebiyat ve sanatin önemli merkezlerinden birisi olmustur. Bu engebeli cografya Karadeniz insanini karamsarliga sürüklemek yerine kendi öz benligini kesfetmesini saglamistir. Bunun en güzel temsillerini her zaman edebi metinlerde görmek mümkündür. Bu bölgenin edebi birikimi incelendiginde gerek âsik gerek divan gerek modern siir tarzlarini temsil eden kadin ve erkek sairleri görmek mümkündür. Bu kapsamda, bu bildiride Artvin modern siirinin temsilcilerinden Leylâ Sahin’in hayati sanati ve eserleri çok boyutlu olarak çözümlenmistir. Leylâ Sahin, 10 Aralik 1954 yilinda Artvin’in Savsat ilçesinde dogmustur. Sahin’in içine dogup büyüdügü kültür ve cografyanin yani sira sehir ve aile içerisindeki edebi iklim siirlerinin olusmasina zemin hazirlamistir. Sair, siirlerinde modern siirin sagladigi serbestligi de kullanarak çok zengin bir tema evreni sunmustur. Sahin’in hayata gözlerini açtigi Artvin ile yasaminin büyük bir kismini geçirdigi Istanbul siirinin kalbidir. Sanatçi, mekân göndermelerini bu iki sehir üzerinden gerçeklestirmektedir. Sahin, siirlerinde ön planda tuttugu gurbet duygusu, ölüm, hasret, yalnizlik gibi temalari Artvin’in engebeli daglari üzerine insa etmistir. Ayrica onun siirlerinde kültürel geçislere sahip bir bölge olan Artvin’de, Gürcü kimliginin fazla olusu kendini hissettirmektedir. Halk edebiyati motiflerini siklikla kullanan sair, telmih sanatindan da faydalanarak farkli türde siirler kaleme almistir. Sahin’in bazi siirleri ise türkü olarak bestelenmistir. Siirlerinde karamsarliktan umuda dogru giden bir yol güzergâhi ise göze çarpan diger bir unsurdur. Genel olarak bakildiginda siirlerinde askin, doganin, kadin kimliginin, siyasetin çesitli cephelerini görmek mümkündür. |
|
|