BILIME VE EGITIME ADANMIS BIR KARIYER: ÇIGDEM KAGITÇIBASI |
Author : Gökhan Arslantürk |
Abstract | Full Text |
Abstract :Çigdem Kagitçibasi, Türkiye’de psikoloji alaninda çalisan arastirmacilar ve
akademisyenler için basarilarla dolu bir kariyeri ifade etmektedir. Onun
kültürlerarasi psikoloji yazinina katkilari ve geride biraktigi eserler alandaki bilimsel
çalismalara halen öncülük etmektedir. Özellikle çocugun degeri çalismalari ve aile
degisim modeli, hem kültürlerarasi alanda hem de Türkiye’de aile çalismalarina isik
tutmaktadir. Yalnizca akademik kimligi ile degil sosyal sorumluluk projeleri ile de
içinde yasadigi topluma önemli katkilarda bulunmustur. Bu çalisma, 2 Mart 2017
tarihinde yasamini yitiren degerli bilim insaninyasamina ve çalismalarina kisa bir
bakis sunmak amaciyla hazirlanmistir. |
|
ISLAM DÜSÜNCESINDE FELSEFENIN YERI VE MESRÛIYET MESELESI |
Author : Ahmet Çapku |
Abstract | Full Text |
Abstract :Bu çalismanin amaci Islam filozoflarindan hareketle felsefenin Islam
düsüncesi içindeki yerinin ne oldugu sorusuna cevap aramaktir. Bu açidan öncelikle
Islam filozoflarinin meseleyi ne sekilde anladiklari, varlik incelemesi noktasinda akil
ve vahiyi ne sekilde uzlastirmaya çalistiklarina yer verildi. Islam düsüncesi içinde
felsefeye dair olumsuz imajin hangi kaynaklardan ortaya çiktigi ve beslendigi, bu
durumun medrese ve felsefe bahsinde ne sekilde yer edindigi konusuna deginildi.
Modern dönem Bati düsüncesinde felsefenin seyri ve bunun pozitivist materyalist
felsefe biçimindeki haliyle Osmanli son dönem düsüncesine yansimasi neticesinde
din ve felsefe karsitliginin aldigi sekil sorgulandi. Bu birikimden hareketle
günümüzde özellikle ilahiyat ve felsefeye dair tartismalara kapi aralandi. Felsefe
olmadan ilahiyat ilimlerinin ve çagdas sorunlar karsisinda Müslüman aklin
karsilasacagi sorunlara dikkat çekildi. |
|
BENTHAM VE MILL’IN KLASIK FAYDACILIGI BAGLAMINDA MUTLULUK PROBLEMI |
Author : Sebile Basok Dis |
Abstract | Full Text |
Abstract :Günümüzün en etkili ahlak kuramlarindan biri olan ve Bati dünyasinda
yayginlik kazanan faydacilik, hazzi ölçüt olarak kabul eden mutlulukçu bir ahlak
anlayisidir. Faydaciligin en iyi davranisi en çok sayida insana en büyük mutlulugu
saglayacak eylem olarak formüle etmesi birçok insana cazip gelmektedir. Ancak
düsünürler tarafindan yapilan sorgulamalar, faydaciligin cazibesine gölge
düsürmekte ve faydaci mutluluk anlayisinin birçok sorunu ihtiva ettigini
göstermektedir. Bu sorgulamalar, mutluluk ve haz kavramlarinin bireylere ahlakî
birer ilke olarak rehberlik etmede yeterli açikliga sahip olmadigini ortaya
koymaktadir. Bu makalenin özü, klasik faydaciligin kuruculari olan Jeremy Bentham
ve John StuartMill’in ana savlari ile çesitli düsünürlerin bu savlara karsi ortaya
koydugu elestirilerin tartisilmasindan olusmaktadir.Klasik faydacilik, ahlaki basit bir
kurala ve tek bir kavrama indirgemeye çalismistir ancak bu çaba bazi sorunlara yol
açmistir. Ahlak, çok boyutlu oldugu için mutluluk veya haz gibi tek bir kavrama
indirgenemez. Öte yandan mutluluk, bu çalismada da görülecegi üzere basit bir
hesaplama ile ulasilabilecek bir durum degildir. |
|
KIERKEGAARD VE JASPERS’IN VAROLUS FELSEFESINDE AKIL, DIN VE IMAN ILISKISI |
Author : Vedat Çelebi |
Abstract | Full Text |
Abstract :Varolusçulugun kurucusu olarak bilinen teist filozof SörenKierkegaard,
Tanri’ya imani ve sonsuz teslimiyeti, bireyin varolusunu gerçeklestirmesi için
zorunlu olarak görerek; imanin paradoksalligina vurgu yapmistir. Kierkegaard’a
göre, iman; ussal bir tutum degil, paradoksal bir siçramadir. Insanin varolusuna
iliskin hakikatin öznel oldugunu düsünen Kierkegaard, bunun önünde engel olarak
gördügü gerçeginden uzaklasmis oldugunu düsündügü Hiristiyanlik dininin
kurumsal yansimasini, sistematik felsefe ve bilimsel alanlarin hâkimiyetini
elestirmektedir.
Karl Jaspers’ta kilise imanina karsi çikarak Kierkegaard’a benzemekle birlikte,
filozofun kendisine dayatilmayan öz imanini yasayacagi bir felsefi inanci savunarak
klasik olmayan bir teist filozof olarak karsimiza çikar. Jaspers için iman, hem felsefî
hem de dinî imani kapsayan genel bir kavramdir. Din ya da vahiy temelli inanci
elestirerek, Tanri’ya inanmayi kisinin varolusunu gerçeklestirebilmesinin
sartlarindan biri olarak görür. Akil ve felsefî iman birbiriyle ters düsmez ve Felsefî
iman filozofun sahip olacagi yegâne imandir. Ona göre, kilisenin Tanri’si, Askin
varlik olmaktan çikip evrende gelisigüzel bir nesne haline gelmistir.
Bu dogrultuda, çalismamiz SörenKierkegaard ve Karl Jaspers’da din, iman ve akil
iliskisini ve dolayisiyla da aklin bir baska anlamda felsefi düsüncenin Tanri ve
imanin temellendirilmesinde yeterli olup olmadigini ya da uzlasip uzlasmadiklari
hakkindaki görüslerini karsilastirmayi amaçlamaktadir. |
|
YAPISÖKÜMÜ ETIK AÇIDAN OKUMAK: DERRIDA VE KONUKSEVERLIK DÜSÜNCESI |
Author : Evren Erman Rutli |
Abstract | Full Text |
Abstract :Yapisökümün etik açidan statüsü belki de J.Derrida felsefesinin en tartismali
noktasidir. Bu çalismada, Derrida’nin konukseverlik analizinden yola çikarak,
yapisökümün etik ve politik açidan ufku tahlil edilmeye çalisilacaktir. Bu baglamda
yapisökümün basindan beri etik bir kaygi tarafindan belirlendigi iddiasi
temellendirilmeye çalisilacaktir. |
|
NUREDDIN TOPÇU’NUN ISYAN AHLAKI PERPEKTIFINDEN VAHDET-I VÜCUT’ÇU BIR ISYAN ÖRNEGI: SEYH BEDRETTIN VE VARIDATI |
Author : Mustafa Said Kursunoglu |
Abstract | Full Text |
Abstract :Vahdet-i Vücut düsüncesi Ibn-i Arabî’ye ait bir varlik felsefesi olarak kabul
edilmekle birlikte, Hallac-i Mansur, Sühreverdi Maktul, Seyh Bedreddin gibi sufi
düsünürlerde bireysel ya da toplumsal bir isyan ahlakinin alt yapisini olusturmustur.
Cumhuriyet dönemi aydinlarimizdan Nureddin Topçu’nun Islami temellerde bir
isyan ahlaki ve sosyalizm insasi çalismalarinda Hallac-i Mansur ve Seyh Bedreddin’i
örneklemesi dikkat çekicidir. Osmanli Devleti’nin çözülmeye basladigi ve
inkirazinin kesinlestigi topraklar olarak Balkanlarin özellikle Bektasilik baglaminda
isyanlara ve kurumsal yapidan çözülmelere yol açan bir Vahdet-i Vücut ögretisine
sahiplik ettigi anlasilmaktadir. Seyh Bedreddin’a atfedilen Varidat adli eseri onun
Vahdet-i Vücut düsüncesini yorumladigi özgün bir eser olarak kabul edilmektedir.
Eser fetret döneminin kaotik ikliminde devlet ve medrese kurumsalligina karsi bir
mesruiyet sorunu olusturmaya uygun bir içerige sahiptir. Eserin genel çerçevesini
Vahdet-i Vücut düsüncesi çizmekle beraber yer yer Vahdet-i Mevcut olarak da
yorumlanabilecek bir mahiyettedir. Bu eser ve temsil ettigi sufi temelli rasyonalite,
müellifinin adina yürütülen gnostik nitelikli bir isyanin referans kaynaklarindan
biridir. Sufi bir zemine yerlesen ancak sahip oldugu gnostik ve ezoterik içerikle
politik bir mücadele araci haline getirilebilen Vahdet-i Vücut düsüncesi pozitivist
jön Türk hareketinin ve Balkan kaynakli politik muhalefetin de esin kaynagi
olmustur.
|
|
ETIGIN ALET ÇANTASINA BAKMAK: AHLÂK, ETIK VE ILINTILI TEMEL KAVRAMLAR ÜZERINE NOTLAR |
Author : Harun Bodur |
Abstract | Full Text |
Abstract :Ahlaki, etik ve ilgili kavramlar ve bunlardan kaynaklanan fikirlere ve
tartismalara ülkemizde ve dünyada son yillarda pek çok kez deginilmistir.Tabiri
caizse bu kavramlar moda olmaya basladi. Öte yandan, ahlak ve etik kavramlarini
incelerken, bu kelimelerin ait olduklari dil agi içinde anlam zenginligi tasidigini ve
çok farkli kullanim biçimleri sergiledigini görüyoruz. Bu çalisma, etik, ahlak ve ilgili
kavramlarin etimolojisine odaklanarak ve bu kavramlarin anlamini ve farkli
boyutlarini açiklayarak, ana ufuklari açiga çikararak; moda olmanin talihi/talihsizligi
sonucu olan belirsizlik üzerine isik tutmaya çalisacaktir. Nihayetinde, sonuç
kisminda bu makale etikle ilintili bazi temel sorunlara isaret etmeye gayret
gösterecektir. Ayrica içinde yasadigimiz çagimiz hakkinda soru isaretleri bulunan
bazi noktalari belirterek, bitis amacina yönelik yeni baslangiçlara yol açmak bu
makalenin hedefidir. |
|