Geçmisten Günümüze Edebiyatimizda Dirijizm | Author : Samet Kiliç | Abstract | Full Text | Abstract :Dirijim, yönlendirme, güdüleme anlamlarina gelmektedir. Ekonomik bir terim olarak
literatüre giren bu kelime sanat, edebiyat ve medya alaninda da kullanilmaya baslanmistir.
Dirijizm, Insanlarin topluluklar halinde yasamaya baslamisindan bugüne iktidar sahiplerinin halki
yönlendirmede kullandiklari bir güç olmustur. Teknolojik gelismelerin bugünkü kadar olmadigi
dönemlerde dirijizm, edebi metinler üzerinden varligini sürdürmüs ve birçok örnek birakmistir.
Teknolojik gelismelerin yasandigi günümüzde medya, iletiyi aliciya ulastirmadaki
gücünden dolayi dirijizmin en önemli araci haline gelmistir. Medyanin gelistirdigi kitle iletisim
araçlari vasitasiyla iletilmek istenen bir mesaj, aktarilmak istenen bir düsünce ve satilmak istenen
bir ürün hedeflerine kolaylikla ulasabilmektedir. Günümüz medyasinin beslendigi kaynaklarin
basinda yine sanat ve edebiyat gelmektedir. Bu durum ise günümüzde yapilan dirijizmlerin medya
araci ile yapilsa da edebiyati ilgilendirdigi söylenebilir.
Bu makalede insanligin topluluklar halinde yasamaya baslamasindan günümüze dek
yapilan dirijizm yöntemlerine, örneklerine ve sonuçlarina yer verilmistir. |
| Geçmisten Günümüze Edebiyatimizda Dirijizm | Author : Samet Kiliç | Abstract | Full Text | Abstract :Dirijim, yönlendirme, güdüleme anlamlarina gelmektedir. Ekonomik bir terim olarak literatüre giren bu kelime sanat, edebiyat ve medya alaninda da kullanilmaya baslanmistir. Dirijizm, Insanlarin topluluklar halinde yasamaya baslamisindan bugüne iktidar sahiplerinin halki yönlendirmede kullandiklari bir güç olmustur. Teknolojik gelismelerin bugünkü kadar olmadigi dönemlerde dirijizm, edebi metinler üzerinden varligini sürdürmüs ve birçok örnek birakmistir.
Teknolojik gelismelerin yasandigi günümüzde medya, iletiyi aliciya ulastirmadaki gücünden dolayi dirijizmin en önemli araci haline gelmistir. Medyanin gelistirdigi kitle iletisim araçlari vasitasiyla iletilmek istenen bir mesaj, aktarilmak istenen bir düsünce ve satilmak istenen bir ürün hedeflerine kolaylikla ulasabilmektedir. Günümüz medyasinin beslendigi kaynaklarin basinda yine sanat ve edebiyat gelmektedir. Bu durum ise günümüzde yapilan dirijizmlerin medya araci ile yapilsa da edebiyati ilgilendirdigi söylenebilir.
Bu makalede insanligin topluluklar halinde yasamaya baslamasindan günümüze dek yapilan dirijizm yöntemlerine, örneklerine ve sonuçlarina yer verilmistir. |
| Geçmisten Günümüze Edebiyatimizda Dirijizm | Author : Samet Kiliç | Abstract | Full Text | Abstract :Dirijim, yönlendirme, güdüleme anlamlarina gelmektedir. Ekonomik bir terim olarak literatüre giren bu kelime sanat, edebiyat ve medya alaninda da kullanilmaya baslanmistir. Dirijizm, Insanlarin topluluklar halinde yasamaya baslamisindan bugüne iktidar sahiplerinin halki yönlendirmede kullandiklari bir güç olmustur. Teknolojik gelismelerin bugünkü kadar olmadigi dönemlerde dirijizm, edebi metinler üzerinden varligini sürdürmüs ve birçok örnek birakmistir.
Teknolojik gelismelerin yasandigi günümüzde medya, iletiyi aliciya ulastirmadaki gücünden dolayi dirijizmin en önemli araci haline gelmistir. Medyanin gelistirdigi kitle iletisim araçlari vasitasiyla iletilmek istenen bir mesaj, aktarilmak istenen bir düsünce ve satilmak istenen bir ürün hedeflerine kolaylikla ulasabilmektedir. Günümüz medyasinin beslendigi kaynaklarin basinda yine sanat ve edebiyat gelmektedir. Bu durum ise günümüzde yapilan dirijizmlerin medya araci ile yapilsa da edebiyati ilgilendirdigi söylenebilir.
Bu makalede insanligin topluluklar halinde yasamaya baslamasindan günümüze dek yapilan dirijizm yöntemlerine, örneklerine ve sonuçlarina yer verilmistir. |
| Dursun Ali Akinet’in Bazi Siirlerinde Ordu Ili Ve Yöresine Ait Yöresel Sözcük Kullanimlari | Author : Haydar Cumhur KIZILKAYA | Abstract | Full Text | Abstract :Dil insan topluluklarinin millet olma bilincini kazanmasi ve ayni degerleri paylasmasinda en önemli
kaidelerdendir. Dil hem insanlarin bir toplumda birbirleriyle anlasmalarini kolaylastirmakta, hem de birlik olma
duygusunu güçlendirmektedir. Türkçenin degerli düsünce adamlarindan Ziya Gökalp de dilin birlestirici gücünü
“Türklügün vicdani bir, dîni bir, vatani bir; fakat hepsi ayrilir, olmazsa lisâni bir. ” dizeleriyle anlatmistir. Dilin
bu gücünü ortaya çikaran, insanlarin yüzyillar boyu bir nesneyi anlatmak için ayni sözcükleri kullanmasi,
yasadiklari olaylar karsisinda benzer tepkiler vermesi ve ortak bir geçmise sahip olmasidir. Bu ortak geçmisin
anlatimi ve gelecek kusaklara aktarimi haliyle dil sayesinde olmustur. Tam da bu noktadan hareketle atalarimizin
yasam tecrübelerini, ortak geçmisimizin bugün bile kaybolmayan izlerini, somut olmayan kültürel mirâsimizin
aktarimini saglayan en önemli tasiyicilardan biri de hiç süphesiz sözcüklerdir.
Dursun Ali Akinet’in Yolun Sonu Görünüyor Halil Ibrahim adli kitabindaki bazi siirlerinde yöresel
sözcük kullanimlarina rastlamaktayiz. Bu siirlerde kullanilan bazi sözcükler genel kullanimlarinin aksine yöreye
özgü kullanimlariyla dikkat çekmektedirler. Siirlerde yer alan bu sözcükler yöresel karsiliklari ile kullanilip,
degisime ugramaktadirlar. Bu çalismada yöresel degisime ugrayan sözcüklerin Türkiye Türkçesi ile kullanimlari
ve cümleye kattiklari anlamlar verilmistir. |
| Urumlarin Tarihi Ve Kültürü | Author : Mehmet Akif Korkmaz | Abstract | Full Text | Abstract :Bu yazida Erdogan ALTINKAYNAK tarafindan hazirlanmis olan ve Üniversite Kitapevi Yayinlari arasindan çikan “Ortodoks Türkler: Urumlar” isimli kitap tanitilmaktadir. Bu yazinin konusu olan eser, Ardahan Insani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi profesörü olan Erdogan ALTINKAYNAK’in üç yil süren inceleme, arastirma, gezi ve gözleme dayanan kitabidir. Kitap Ukrayna, Gürcistan ve Kazakistan Urumlari hakkinda folklor metinleri ile bu halkin kökenleri hakkinda bilgilerden olusmaktadir.
Ithaf, önsöz, metin, ekler ve kaynakça bölümünden olusan kitabin sekil, harita ve fotograf baskisi amatör bir çalisma olmasina ragmen, bu kitap sahasi için önemlidir. Yazar, bu çalismaya nasil ve niçin basladigini, eldeki malzemelerin çoklugunu, bu konuda devam eden hazirliklarini ve bu çalismada katkisi olan aralarinda elinizdeki derginin yayincisi Gazi Üniversitesi Haci Bektas Veli Arastirma Merkezi Müdürü Alemdar YALÇIN’nin da bulundugu birçok kisi ve kuruma tesekkürünü eserin önsözünde dile getiriyor. |
| Âsik Tarzi Halk Siirlerinin Günümüz Müzik Anlayisi Ile Yeniden Yorumlanmasi: Âsik Mahzunî Serif Örnegi | Author : Samet KILIÇ | Abstract | Full Text | Abstract :Teknolojik gelismeler ve beraberinde ortaya çikan küresel kültür ile gençlerin müzik ve haz anlayislari kendi kültürlerinden çok uzaklasarak yeni bir mecraya tasinmistir. Bu durumun sonucu olarak birçok degerli halk kültürü ürünü gelecek nesle aktarilamadan yok olma tehlikesi yasar hale gelmistir. Bu konunun çözüm yollarindan biri kültür ürünlerini modernlestirme ve zamanin sartlarina uygun hale getirerek gelecege aktarmaktir.
Halk siirinin en önemli kollarindan biri olan Âsik Tarzi Halk Siiri gelenegi de teknolojik gelismelerden olumsuz etkilenen müesseselerden biridir. Bu baglamda yapilan arastirmalarda modernlestirme yöntemine örnek teskil edecek çalismalarin varligini tespit ettik. Bu çalismada 2017 yilinda piyasaya sürülen Âsik Mahzunî Serif’in eserlerini yeniden yorumlayarak olusturulan “Mahzunî’ye Saygi Albümü”nün incelenmesine ve ulastigi kitlelere yer verilmistir. Moderlestirme baglaminda Mahzunî eserleri irdelenmistir. |
| Üç Akil Masalinin Ulubey (Ordu) Ve Yusufeli (Artvin) Varyantinin Mukayesesi | Author : Mustafa EREN | Abstract | Full Text | Abstract :Masallar sadece çocuklari eglendirmek veya onlari egitmek için degil büyüklere, yetiskinlere hayata dair ögütler vermek, önceden yasanmis birtakim tecrübeleri onlara aktarmak için de kullanilirlar. Masallarin birçogunda yasanan olaylar gerçekten dogmus ve zamanla çesitli degisikliklere ugrayarak hayali unsurlarla bezenmis hatta olaylarin yasandigi yer de gerçek hayattan alinmistir. Böylece masala inandiricilik unsuru katilmistir. Bunu Ordu ili Ulubey ilçesinden derledigimiz Üç Akil Masalinda ve Artvin ili Yusufeli ilçesinden derlenen Üç Ögüt masallarinda görmekteyiz. Masallarin ne zaman ortaya çiktigi ile ilgili farkli görüsler vardir. Etnografik Görüs veya Antropoloji Okulu olarak bilinen kuramcilara göre masallar mitolojinin degil medeni hayatin artiklaridir. Bu görüse göre masallar çok eski zamanlarda ortaya çikmistir ve birbirine benzeyen masallar tesadüfidir. Birbirine benzer masallarin olmasi o kültürlerin birbirine benzeyen ortak inanç ve âdetlere sahip olmalarindan kaynaklanir.
Dogu Karadeniz Bölgesinin bir ucundan, Orta Karadeniz’in bir ucuna uzanan bu masallarin ana olay, yardimci olaylar ve motif benzerlikleri dikkat çeker. Muhtemelen ayni kökten dogdugunu söyleyebilecegimiz bu masallarin belki yüzlerce belki binlerce yil önce tek bir ana metni varken bu yillar geçtikçe anlaticidan anlaticiya birtakim farkliliklar kazanmis ve çesitli varyantlar ortaya çikmistir. Karadeniz bölgesine yerlestirilen Oguz boylari kültürlerini hala devam ettirmektedirler ve bu masallar Artvin ve Ordu yöresinin ayni Türk boyunun devami oldugunu bize göstermektedir. |
| Yahudilerin Heterotopie Ile Ütopya Arasinda Süren Yasami | Author : Mehmet Akif KORKMAZ | Abstract | Full Text | Abstract :Schtetl ile Getto arasinda bir seyahat, Orta ve Dogu Avrupa Yahudilerinin XX.yy. tarihinin bir topografyasidir. Avrupa Modernitesinde, diaspora ile sinirlanmis bir kültür çikar karsimiza. Schtetl, tarihte oldugu gibi, tasrada kurulmus kirsal yerlerdir. O, tarihe kaydi geçmemis halkin, tarihi olmustur. Gelenek ve görenekler, günümüze bu tarih vasitasiyla ulastigina göre, puslu resimler arasinda kaybolmus geçmisi, iste bu bahse konu olan Schtetl, yasatmaktadir. Geçmisin hayatlarini göstermek istiyorsak, Avrupa edebiyatinda post modern bir tür olan “Ghetto Anlatilari”na bakmaliyiz. Otantik imgeler için, bugünün Schtetl’lerinden yansiyan yakici soykirim imgeleri, sararmis fotograf albümleri veya orijinal Klezmer çalgisinin repertuari; Amerika ve Israil’i benimseyen, Avrupa’yi tekrar insa edecek edebiyat için bir topografin ortaya konan tablosu iste bu Schtetl’dir. |
| Derlemenin Görünmeyen Güçlügü | Author : Mehmet Ilhan BASGÖZ | Abstract | Full Text | Abstract :Halkbilim çalismalarinda en kolay sanilan sey derleme yapmaktir. Aslinda derleme yapmak çalismalarimizda en güç olanidir. Genç arkadaslarimla bu konudaki bilgimi ve deneyimlerimi paylasmak istiyorum. 1943 yili idi, Dil ve Tarih Cografya Fakültesinde doktora ögrencisi idim Degerli Hocam Pertev Naili Boratav askerden yeni gelmilsti ve bir iki dersini dinleyince kararimi vermistim. Doktorami Halk Edebiyati dalinda yapacaktim, hocama söyledim, pek memnun oldu. Dogu Anadolu’da folklor derlemeleri yapacakmis. Katilmak isteyip istemedigimi sordu. Elbet sevinerek kabul ettim. Hocam, Türk Dil Kurumu’ndan derlemedeki giderlerimizi ve yol masraflarimizi karsilayacak kadar para aldi. Atladik trene ver elini Erzurum. Erzurum’da trenden inince bir saticinin lavas satarken bagirmasi dikkatimi çekti. Etçmege bak etçmege, ele sanirsin ki çeteür, (ketedir) diye bagiriyordu. Kars’a gidiyorduk, çünkü hocam Boratav askerligini orada yapmisti ve asiklarin çogunu taniyordu. Erzurum ile Kars arasinda dekovil denen bir tren isliyordu. Biletlerimizi alip atladik bu trene. Tren soba ile isiniyordu. Elbet soba, odun yakiyordu. Kars’a kadar, özellikle Sarikamis ormanlarina tirmanirken birkaç kere durup odun tedariki yaptik. Kars’ta lisenin yatakhanesinde bize yer ayrilmisti. Bavullarimizi yerlestirdikten sonra sokaga çiktim ve saskina döndüm, bütün yollar kalemle çizilmis gibi dümdüzdü. Yollar boyunca siyah tastan yapilmis büyük ve heybetli binalar vardi. Birini ziyaret ettik. Duvarlar çok kalindi ve en alt katta duvarin içine soba gibi peç dedikleri bir sey yerlestirilmisti. Orada saman bile yakilsa duvarlarin içini dolastiktan sonra bacadan çikiyor, böylece bütün duvarlar isiniyor ve evi de isitiyordu. Bunlarin hepsi kisa süren isgalde Ruslar tarafindan yapilmisti. |
| Pazar Folkloru | Author : Fuzuli Bayat | Abstract | Full Text | Abstract :Insan ihtiyaçlarinin, özellikle de ekonomik ihtiyaçlarin giderildigi mekânlar olarak bilinen pazarlarin tarihi çok eskiye dayanmaktadir. Nitekim ilkel seklinde degisme yolu ile baslayan mal mübadelesi daha sonralar üreticinin arta kalan malini ihtiyaci oldugu ancak üretemedigi baska bir malla degismek veya satarak almak yolu ile gerçeklesen mekânlar olarak gelismistir. Zamanla pazarlar sadece ekonomik ihtiyaçlari degil, ayni zamanda sosyal ihtiyaçlari da karsilayan yerler haline gelmistir. O bakimdan pazarlarda müsteri ile satici arasinda geçen mükâleme, saticinin sattigi mal hakkindaki söylemeleri, pazarcilara özgü dil verimleri Pazar folkloru olarak tanimlandi.
Bu yazida Pazar folklorunun özellikleri, dil hususiyetleri ve sosyo-ekonomik durumu arastirilmistir.
Anahtar Kelimeler |
|
|