Sultan III. Murad (1545-1595) devri, sair ve nâsiri Hakîkî tarafindan 1587-88 senesinde manzum olarak kaleme alinan Sühûd-nâme, tasavvufî anlamda “ilâhî tecellîleri anlatan, âlem-i mânâyi beyan eden kitap veya risale” anlamina gelir. Biyografik kaynaklar ve eserlerinde Melâmîlikle münasebeti oldugu anlasilan yazar, Sühûd-nâme’sinde Allah’in varligi ve birligi, O’nun cemâlî ve celâlî sifatlari, vahdet-i vücûd anlayisi, müridin sülûk hâllerini, mâsivâdan yüz çevirmenin hikmetleri, Hak ehli üzere olanlarin faziletleri, riyâ ehlinin alâmetleri vs. üzerinde durur. Söz konusu mevzulari dile getiren yazar, yer yer âyet ve hadis iktibaslariyla anlattiklarini teyid etme yoluna gider. Kaygusuz Ahmed Sârbân, Nesîmî, Refî‘î gibi sairlerin manzumelerinden alintilar yapan yazar, Yazicioglu’nun Muhammediyye’sinden de örnek parçalar sunar. Bu çalismanin giris bölümünde kisaca Türk-Islâm kültürü-edebiyati üzerinde durulduktan sonra Hakîkî’nin hayatina ve eserlerine dair bilinenler ifade edilecektir. Bu kismin ardindan sairin yukarida mevzu bahis edilen eseri Sühûd-nâme tanitilacak, eserin sekil ve muhteva hususiyetleri üzerinde durulacaktir.

Arastimanin amaci; sanatta soyutlamanin nasil basladigini ve iliskili oldugu kavramlari irdelemektir. Ilkel ve Modern sanatlarin soyutlamayla ortak noktalari ve degisen yönlerini ortaya çikarmaktir. Ayni zamanda sanatin, büyünün ve soyutlamanin iliskili oldugu durumlara açiklik getirmek amaçlanmistir. Arastirmanin konusu sanatta soyutlamanin bir ifade araci olarak nasil yansidigi; sanatçilarin eserlerinde soyutlamaya neden gereksinim duyduklaridir. Ilkel toplumlarda ilk sanat örnekleri magara duvarlarina yapilan resimlerdir. Yapilan arastirmada ilkel sanatlarin eserlerinde kütlesel ve yalin biçimlere yer verilmesi, soyutlamanin varligini kanitlamaktadir. Soyutlanan nesnelerde sadelestirme ve detaylardan arindirma vardir. Modernizmde bu durum yeniden ele alinmis ve eserlerdeki biçimler bilinçli olarak sadelestirilmistir. Dolayisiyla konu kapsaminda ilkel ve modern sanatlar arasinda karsilastirma yapilmis ve eser örnekleri analiz edilmistir. Arastirmanin problemleri su sekilde siralanabilir: Sanatçilar soyutlamaya neden ihtiyaç duyarlar? Bir eser soyutlama sürecinde hangi degisimlere ugrar? Eserde soyutlama, ifade aracina nasil dönüsür, eser bu süreçte yeni anlamlar kazanir mi? Nesnenin yapibozumu ile soyutlama arasinda nasil bir iliski vardir? Ilkel toplumlarda yansitma ve soyutlama arasinda nasil bir bag vardir? Ilkel sanatla modern sanatin ortak noktasi nedir? Arastirmanin soru cevaplari ile birlikte hem ilkel ve modern sanatlarin iliskili oldugu durumlara açiklik getirecegi; hem de eser analizleri ile birlikte soyutlamanin kavramsal yapisinin çözümlenecegi umulmaktadir.

Bu çalisma üretim süreçlerinde, tedarik zinciri, kombine tasimacilik ana hizmetleri süreçlerinde arz ve talep dengesi, kapasite, ölçek ve kapsam ekonomisi temel kavramlarina, teorik ve pratik bütünlesik arastirma sorunlarina, çözümleme olanaklarina ve tekniklerine odaklidir. Çalisma orta ve uzun dönemli kapasite ve ölçek ekonomisi büyüklüklerini, arz ve talep dengesi dalgalanmalarini, gerekliliklerini ve yeterliliklerini, olanaklar dogrultusunda üretim çesitliliklerini, ölçek ve kapsam ekonomisini ekonomik olarak tanimlama ve belirleme tekniklerini arastirdi. Çalisma kapsaminda düzenlenen bilgi toplama formu ile Türkiye’deki firmalarin ölçek ve kapsam ekonomisi uygunluk düzeyleri arastirildi. Lojistik alaninda faaliyet gösteren firmalarda ölçek ve kapsam ekonomisinin, mal üretimi yapan firmalara göre daha yüksek düzeyde oldugu, firmalarin ölçek ve kapsam ekonomisi düzeylerinin artirilmasi yönünde gelisme alanlarinin oldugu tespit edildi. Uzun dönemli isletme alt süreçlerinde ortalama taleplerin ölçek ekonomileri kapasitesi altinda ortaya çiktigi açiktir. Bu yönde çalisma yöntemi, talep dalgalanmalarina bagli isletme üretim çesitlilikleri ile atil kapasiteyi azaltma, ortalama birim maliyetleri azaltma temelli olarak ele alindi. Üretim çesitliliklerini belirleme yöntemi dogrultularinda firsat maliyeti, birim ortalama maliyeti, dogrusal programlama ve basa bas tekniklerini bütünlesik olarak ele aldi iliskilerini arastirdi. Lojistik, tedarik zinciri süreçlerinin alt ve üst hizmetlerinin, pazarlama arastirmalarinin, optimum ölçek ve kapsam ekonomileri olanaklari dogrultularinda ilerletilmeleri gerektigi görüldü.

Bu çalismanin temel amaci, stratejik yönetim alaninin gelisimini teorik olarak inceleyerek, literatürde en çok çalisilan konulari ortaya çikarmak ve Türkiye’nin uluslararasi alandaki mevcut göstergelerini ortaya koyarak diger ülkelere göre konumunu belirlemeye çalismaktir. Bibliyometrik analiz kapsaminda Web of Science veri tabanindaki 1975-2019 yillari arasinda “stratejik yönetim” basligi altindaki 40 konferans ve toplam 1910 bildiri metni ile Google h-5 endeksinde bulunan 5 dergide yayinlanmis toplam 17187 makale incelenmistir. Yapilan analizler sonucunda, en sik tekrarlanan anahtar kelimelerin sirasiyla performans, inovasyon, strateji, firma performansi gibi kelimeler oldugu sonucuna ulasilmistir. Ayrica bu kelimeler arasindaki baglanti gücü ve birlikte tekrarlanma sikliklari tespit edilmistir. Ülkelerin atif sayisi ve yayin sayisi bakimindan karsilastirilmalari sonucu Türkiye atif sayisinda 66 ülke arasinda 7. ve yayin sayisinda 21. siradadir. Toplam atif sayisinin toplam yayin sayisina orani bakimindan ise 56. sirada yer almaktadir. Buna ilaveten alandaki kongrelerin Türkiye kökenli çalismalarin sayisi bakimindan büyük önem tasidigi ancak uluslararasi atif alma orani bakimindan bilimsel dergilerde yayinlanan makalelerin çok daha fazla tercih edildigi tespit edilmistir.

Anadolu’da kadin basliklari oldukça çesitli ve anlamlidir. Kadin basliklari sanatçi, sosyolog, arkeolog, tarihçi ve gezginler tarafindan her zaman dikkate deger görülmüstür. Basliklar; kuvvet, cesaret, hâkimiyet, ugur, güzellik, süs, bereket, koruyuculuk ve niyet unsuru olarak sembolize edilmektedir. Anadolu kadin basliklari ve giysileri geleneksellesmis bir güzellik anlayisini ifade etmektedir. Ayrica bas giyiminin, estetik ve sanatsal özellikleri, statü belirlemede de önemlidir. Basliklar kültürel birikimlerin yarattigi eserlerdir. 1969-1970 yillari arasinda Usak ilinin Sükraniye, Susuzören ve Hocalar köylerindeki kadin bas süslemeleri ile ilgili yapilan bir çalisma Usak Kent Müzesinde bulunmaktadir. Bu kaynaktan faydalanarak gelin baslari ve kadin baslarinin detayli çizimleri; kumas, renk, süs malzemeleri ve bas baglama stilleri bakimindan incelenmistir.