SAGLIK SEKTÖRÜ ÇALISANLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK ALGILARI, KAMU-ÖZEL ORTAKLIGI ÖRNEGI | Author : Mustafa Erbir | Abstract | Full Text | Abstract :Bu arastirma saglik sektörü çalisanlarinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk düzeylerini belirlemek amaciyla yapilmistir. Çalismada ayrica saglik sektörü çalisanlarinin bulunduklari kurumlarda hangi düzeyde Kurumsal Sosyal Sorumluluk özelliklerine sahip olduklari tespit edilmeye çalisilmistir. Çalisma, Türkiye’de son dönemde saglik sektöründe kamu özel ortakligi bünyesinde faaliyet gösteren bir saglik kurulusunda yapilmistir. Arastirmada veriler anket yöntemi ile toplanmis ve istatistiksel analizler yapilmistir. Bu sayede ayni kurumda çalisan hem özel sektör saglik çalisanlarinin hem de kamuya bagli olarak görev yapan saglik çalisanlarinin ayri ayri Kurumsal Sosyal Sorumluluk düzeyleri incelenmis olup, özel ve kamu karsilastirmasi da yapilmistir. Arastirmada ayrica saglik sektörü çalisanlarinin, demografik özellikleri, kurumdaki görevleri ve çalisma statüsü açisindan arasinda anlamli bir fark olup olmadigi dikkate alinarak Kurumsal Sosyal Sorumluluk düzeyleri belirlenmeye çalisilmistir. Sonuç olarak saglik sektörü çalisanlarinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk düzeyinin demografik özellikler ve çalisma statüsü bakimindan farklilik göstermedigi fakat kurumdaki çalisma süreleri bakimindan farklilik gösterdigi sonucuna varilmistir.
|
| AN ANALYSIS ON THE PARADOXICAL EFFECT OF COLONIAL MUSLIM MILITARY USED IN THE ARMY OF THE ALLIED STATES IN THE FIRST WORLD WAR | Author : Faruk Türközü , Server Sevil Akyürek | Abstract | Full Text | Abstract :After the rapid development of colonial activities in Europe at the beginning of the 19th century, a large
amount of population resources became very popular with the use of underground resources of the colonial
countries. This very low cost human resource has started to appear in the agricultural fields, service sectors,
factories and finally its armies of western countries.
People from Eritrea, Somalia, Indian, Tunisian, Algerian, Moroccan, Senegalese, and Madagascar,
Kazakhstan, Kyrgyzstan and Uzbekistan began to be conscripted extensively in the armies of the Allied Powers,
especially in the First World War.
This use had both positive and negative effects on imperial states until the end of the war. In this article,
the soldiers in question and their effects are discussed and archival data collection method has been utilized. |
| DIJITAL PAZARLAMADA MARKA DENKLIGININ SIGORTA SEKTÖRÜNDE ARACI MEMNUNIYETI ÜZERINE ETKISI | Author : Samet Aydin , Tahir Kirazli | Abstract | Full Text | Abstract :Finans kurumlari özellikle bankalar sayesinde dijital dönüsümde öncü bir konumda olsalar da ayni durumun sigorta sirketleri için geçerli olmadigi gözlenmektedir. Sigorta sektörü halen agirlikli olarak aracilar ve onlarin etkinligine dayanmaktadir. Bu nedenle, sektörde hayata geçirilen dijital pazarlama uygulamalarinin aracilarin memnuniyeti üzerinde nasil etkiler olusturacagina dair farkli çekinceler bulunmaktadir. Aracilarin güçlü iliskilere sahip olduklari müsteri portföyleri düsünüldügünde, araci memnuniyeti sektörde basari için en temel kriterlerden biri halini almaktadir. Öte yandan, sektörde dijital pazarlama uygulamalarinin daha ziyade bireysel müsterilere yönelik ferdi kaza, tasit, saglik, yasam vb. ürün gaminda yogunlastigi, kurumsal müsterilere yönelik ürünlerde ayni egilimin henüz olgunlasmadigi gözlenmektedir. Dolayisiyla, dijital pazarlamanin isletmelerin marka denkligine ne gibi katkilar yapacagi, özellikle aracilar ile iliskileri nasil etkileyecegi merak konusudur. Buradan hareketle, bu çalismanin konusu nakliyat sigortalari alaninda dijital pazarlama uygulamalarinin katkisiyla olusan marka denkliginin araci memnuniyeti üzerindeki etkisini belirlemektir. Arastirma kapsaminda 243 sigorta aracisindan elde edilen veri analiz edilerek sigorta isletmelerinin marka denkligi, aracilara sunulan komisyon oranlari ve araci memnuniyeti degiskenleri arasindaki iliskiler incelenmistir. Arastirma sonucunda, dijital pazarlamada marka denkliginin nakliyat sigortalari sektöründe araci memnuniyeti üzerinde olumlu etkiye sahip oldugu tespit edilmistir. Önemli bir diger sonuç ise marka denkliginin tespit edilen bu etkisinin sigorta isletmelerinin uyguladiklari araci komisyon oranlarina göre farklilik göstermedigidir.
|
| COVID-19: KAÇINILMAZ DEGISIM ALARMI! YA INSAN YA DA INSAN! | Author : Cengiz Genç , Server Sevil Akyürek | Abstract | Full Text | Abstract :Covid-19 pandemisi, içinde bulundugumuz yila damgasini vuran ve gelecegimizi de tehdit altinda birakan bir olgu olarak karsimiza çikmistir. Bu çalisma ile genel olarak pandeminin insan ve toplumu, dünyanin gidisatini nasil etkiledigi ve bu durumu nasil bir bilinç siçramasi ile kalici olarak asabilecegimiz konusunu tartismaya çalistik. Dünya genelinde milyonlara varan ölümlere yol açan, sosyal ve ekonomik yasami sekteye ugratan bu süreç, tarih itibari ile bir milattir. Bu milat ile ile gelen zorluklari birey, iliskiler, toplum, ülkeler ve tüm dünya genelinde asabilmek için gerek duyulan sey eski paradigmanin dinamiklerini yeni paradigma olan birlik bilinci uyanisini her alanda yasama geçirerek asabiliriz. Bu paradigmayi canli tutup akillarda derinlestirebilmek için her disiplinde, bireysel, sosyal, ekonomik ve global düzeylerde yeni yöntemler üretmek, plan ve projeleri aktif hale getirmek zaruriyet kazanmistir. Bu zaruriyetin temelini en basta insanin varligini sürdürebilmesi olusturmaktadir. Bu nedenle, insanin ve doganin orijinal degerleri ile uyumlu olan birlik bilinci paradigmasini katisiksiz bir biçimde yeni düsünsel yapimiz, yeni bakis açimiz ve eylem biçimimiz haline getirmek birey olarak herkesin ve bütün kurumlarin, devlet ve ülkelerin birincil sorumlulugudur. Bu baglamlara iliskin olarak çalismamizda, alaninda uzman bir akademisyen ile yaptigimiz mülakati da içererek, bakis açilarinin zenginlesmesini saglamayi amaçladik. Çalismamizda yöntem olarak derleme yöntemi kullanilmis, betimleyici nitelik çerçevesinde görüs bildirilmeye çalisilmistir. Ayrica çalismayi bütünleyici bir nitelikte mülâkat yöntemine de basvurulmustur.
|
| ÜNIVERSITE ÖGRENCILERININ GELISMELERI KAÇIRMA KORKUSU (GKK) VE YASAM DOYUMU DÜZEYLERININ DEMOGRAFIK DEGISKENLER AÇISINDAN INCELENMESI | Author : Selda Kaçik , Füsun Acar | Abstract | Full Text | Abstract :Insanlar, sosyal varliklardir ve temel ihtiyaçlarindan biri çevrelerinde olup bitenleri ögrenmektir. Son zamanlarda, sosyal medya tarafindan da tetiklenen GKK, kisaca gelismeleri kaçirma korkusu olarak ifade edilmektedir. Gelismeleri kaçirma korkusu (GKK) insanlarin yasantilarini etkilemekte ve sosyal medyadaki arayislariyla iliskilendirilmektedir. Bu arastirma üniversite ögrencilerinin GKK düzeyleri ile yasam doyumu düzeyleri arasindaki iliskiyi ve bunlarin demografik degiskenlere (cinsiyet, yas, sinif, okurken herhangi bir sektörde çalisma durumu) göre farkliliklarini incelemek amaciyla yapilmistir. Arastirma, Kayseri Üniversitesindeki 16.734 ögrenci evreninde, 2019-2020 egitim-ögretim yilinda lisans ve önlisans programlarinda ögrenim gören, basit tesadüfî örneklem yöntemiyle seçilen 307 gönüllü üniversite ögrencisi ile yapilmistir. Veri toplama araci olarak Türkçe geçerlilik ve güvenirlik çalismasi yapilan GKK ve Yasam Doyumu Ölçekleri kullanilmistir. Arastirmada degiskenlerin normal dagilim göstermesine istinaden parametrik istatistiklerden tek yönlü varyans analizi (ANOVA), bagimsiz örneklem t-testi ve pearson korelasyon analizi kullanilmistir. Arastirma sonucunda elde edilen bulgulara göre GKK ile yasam doyumu arasinda anlamli bir iliskiye rastlanmamistir. Ayrica GKK düzeyinin cinsiyet ve çalisma durumu degiskenleriyle de bir farklilik göstermedigi ortaya çikmistir. Ancak katilimcilarin GKK düzeylerinde yas ve sinif degiskenlerine göre anlamli farkliliklar tespit edilmistir. Yasam doyumu düzeyleri ile demografik degiskenler arasinda ise anlamli bir iliski bulunamamistir.
|
| FRANSIZ BURJUVA DEVRIMI: BIR AYDINLANMA HAREKETI OLARAK MUTLAK MONARSIDEN CUMHURIYETE GEÇIS | Author : Cemaleddin Güvenç | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalismada Aydinlanma dönemi, Fransiz aydinlanmasi ve Fransiz devrimi üzerinden yasanan olaylar tarihsel baglamdan kopmadan ele alinacaktir. Söyle ki 17.yüzyilda Descartesin ortaya çikardigi yeni fikrî akimi olan akilcilik tüm Avrupayi derinden etkilemistir. 18.yüzyilda cereyan eden sonuçlari bakimindan da günümüze kadar etkisini gösteren, 1688 Ingiliz devrimi ile baslangicini olusturan ve 1789 Fransiz Devrimi ile de doruk noktasina ulasan bir devri ve bu devirde Bati dünyasinda bilim ve felsefi kesifler sosyal ve siyasal süreçler bir bütün olarak kastedilmektedir. Tüm gelismeler Aydinlanmayla beraber degerlendirildiginde Fransa’da daha radikal olarak adlandirilabilecek gelismelerin meydana çikmasina sebebiyet vermistir.
Çalismanin isigi altinda su asamalardan geçilmesi hedeflenmistir. Bu merhaleler sunlardir; Fransiz devrimine giden yolda Voltaire, Rousseau, Condorcet, Montesquieu ve Diderot’un düsünceleri en basta gelmektedir. 18.yüzyildaki politika, felsefe ve din konularindaki fikirlerin önemli yansimasi olarak kabul gören Fransiz aydinlanmasinin basyapiti olan Ansiklopedi de bu düsünürlerin ortak fikirlerinde birlesmesinden dogmustur. Ortak fikirleri Mutlak Monarsi ve Kilisenin despot zorbaci yönetimi ve baskilari, halkin bu yönetim anlayisina karsi isyani ve baskaldirisindaki hakliliklari ele alinacaktir.
Çalismanin sonunda konular, düsünürler ve olaylar üzerinden derinlemesine ele alinarak, nihayetinde Fransiz Devrim ertesi kan dökücüleri olan Jakobenlerden de bahsedilerek Mutlak Monarsiden Cumhuriyete giden yolda kanli taslarin nasil dösendigi, düsünce dünyamiza yasanan bu devrimin bir kazanç mi zarar mi oldugu üzerinde bir analiz yapilarak öneriler sunulacaktir. |
| Türkiye’de özellestirmelerin istihdam etkileri: Elektrik dagitim sirketleri üzerine bir inceleme | Author : Yagmur Kaya | Abstract | Full Text | Abstract :Özellestirme ile ilgili teorik ve ampirik literatürde ve konunun uygulama kisminda en fazla dile getirilen hususlardan birisi, sürecin istihdam üzerindeki etkisidir. Genel olarak bakildiginda, özellestirilen birçok sirkette oldugu gibi, verimlilik artisini saglamak ve asiri istihdam yükünden kurtulmak amaciyla çalisan personel sayisinda baslangiçta bir azalma olabilmesine karsilik, özellestirme sonrasinda bu kayip giderilebilmekte hatta kimi zaman istihdam edilen personel sayisi özellestirme öncesi durumun da üzerine çikabilmektedir. Özellikle, özellestirilen sirketlerde yeni yatirimlarla kapasite artirimina gidilmesi durumunda istihdam edilen isgücü sayisinin arttigi görülmektedir. Çogu ülkede de istihdam kaybini önlemek için yasal düzenlemeler yapilmakta, ihale sartnamelerine ve devir sözlesmelerine istihdam kaybini önleyici maddeler konulmaktadir.
Bu çalismada incelenen elektrik dagitim sirketlerinin özellestirme süreçlerine yönelik analizden elde edilen bulgulara göre, söz konusu sirketlerin özellestirmelerinin net bir sekilde istihdami artirici bir sonuç dogurdugu tespit edilmistir. Diger taraftan elektrik dagitim sirketlerinin özellestirilmeleri sonucunda yasanan istihdam artislarina; yatirim, pazar ve talep artisi gibi yeni istihdam olusturmaya etki eden itici faktörler ile kanun, devir sözlesmeleri ve diger kamusal düzenlemeler gibi istihdamin azalmasini önleyici faktörlerin etki ettigi görülmüstür. |
| Kurumsal web sitelerinin islevselliginin, sunulan e-hizmetlerin ve halkla iliskiler faaliyetlerinin içerik analizi yöntemiyle incelenmesi: Konya Büyüksehir Belediyesi web sitesi örnegi | Author : Sükran Karaca , Bahar Çiçek Gübül | Abstract | Full Text | Abstract :Teknoloji kullaniminin artmasiyla birlikte iletisime verilen önem de artmistir. Kurumlar teknolojik gelismeleri kullanarak kendi iletisim agini olusturmakta ve bu iletisim agini kullanan kurumlarin basinda ise belediyeler gelmektedir. Belediyeler web siteleri araciligiyla e-hizmetler sunmakta, halkla yakindan iletisim kurabilmekte, e-devlet ve e-belediye sistemini kullanarak iletisimi güçlendirmektedir. Bu baglamda çalismanin amaci, Konya Büyüksehir Belediyesi’nin web sitesinin islevselliginin, sunulan e-hizmetlerin ve halkla iliskiler faaliyetlerinin içerik analizi yöntemiyle incelenmesidir. Çalismada verilerin analiz edilmesinde Tanyildizi ve Karatepe (2011) tarafindan olusturulmus olan bir kodlama cetveli kullanilmis ve bu cetvele çesitli eklemeler de yapilmistir. Elde edilen bulgular dogrultusunda Konya Büyüksehir Belediyesi web sitesinin islevsel ve sunulan e-hizmetlerin ve halkla iliskiler çalismalarinin genel olarak yeterli fakat bazi eksikliklerin de oldugu tespit edilmistir. Çalisma sonucunda, web sitesi üzerinden sunulan e-hizmetlerin ve halkla iliskiler çalismalarinin kalitesinin artirilmasi ve tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için çesitli önerilerde bulunulmustur.
|
| Örgütsel davranis alanindaki yönelimler: Örgütsel davranis kongrelerinde sunulan bildirilerin bibliyometrik analizi | Author : Muhammet Hamdi Mücevher , Zeynep Demirgil , Koray Çetinceli , Kutay Özdemir | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalismada, Örgütsel Davranis Kongrelerinde yer alan bildiriler, bibliyometrik açidan incelenmistir. Arastirma kapsaminda 2013-2019 yillari arasinda düzenlenen kongrelerde yayimlanmis 690 bildiri; yillara göre yayimlanan bildiri sayisi, yazar sayisi, anahtar kelime, tercih edilen arastirma yaklasimi, veri toplama yöntemi, kullanilan analiz, örneklem türü ve örneklem sayisi bakimindan degerlendirilmesi amaçlanmistir. Arastirma sonucuna göre, yillara göre bildiri sayilarinda dalgalanmalar oldugu, çalismalarin genellikle iki yazarli yapildigi, çogunlukla nicel yaklasim, anket yöntemi ve regresyon-korelâsyon analizlerinin kullanildigi, örneklemin daha çok özel ve kamu sektörü, saglik ve akademi alanlarindan, nicel çalismalarda 200-250; nitel arastirmalarda ise 30 ve üzeri sayida seçildigi tespit edilmistir. Sirasiyla en çok çalisilan 5 konu; liderlik-yöneticilik, ise yönelik olumlu davranislar, örgütsel baglilik, üretkenlik karsiti davranislar ve pozitif örgütsel davranis olurken; en az çalisilanlar, ekonomi, edebiyat, ahilik, bilgi uçurma ve kurumsal itibar olarak saptanmistir. Son olarak son yillarda nitel arastirma yöntemi ve yazar sayilarinda, Yapisal Esitlik Modelleme analizi kullaniminda artis oldugu gözlemlenmistir.
|
| COVID-19 pandemi döneminde Türkiye’de e-ticaret ve e-ihracat | Author : Özlem Yilmaz , Onur Bayram | Abstract | Full Text | Abstract :1990’lardan beri yasadigimiz teknolojik gelismeler, önemli degisikliklere yol açmistir. Teknolojik devrim de denilen, yasanan bu gelismelerle birlikte e-ticaret”, “e-devlet” gibi kavramlar hayatimiza girmistir. Teknolojik devrimle birlikte üretilen mal ve hizmetler isletmelerin satis ve pazarlama anlayisinda degisme yaratirken, tüketicilerin ise istek ve ihtiyaçlarini satin alma aliskanliklarini ve tercihlerini etkileyen faktörlerde degisim saglamistir. Türkiye’de e-ticaret kullanimi son yillarda yayginlasirken, e-ticaret yoluyla alisverislerin de arttigi gözlemlenmistir. Küresel sinir ötesi e-ticaret de ülkeler arasinda yayginlasmaktadir. Covid-19 Pandemisi de dijital teknolojileri, internet üzerinden alisverisin önemini daha da ortaya koymustur. Insanlar artik zamandan da tasarruf etmek amaciyla, sosyal mesafe ve hijyen nedeniyle internetten alisverise yönelmislerdir.
Bu çalismada Türkiye’de e-ticaret ve ihracat verileri incelenmis, Covid-19 Pandemi döneminde de Türkiye’deki elektronik ticaretin seyri ele alinmistir. En çok e-ihracati yapilan ürün kategorisi ise hazir giyim olarak tespit edilmistir. Seyahat ve turizm, salgin öncesi dönemde e-ticarette en çok tercih edilen ürün kategorisi içindeyken; salgin döneminde ise en çok azalis gösteren sektör olmustur. |
| Beyânî Tezkiresi’ne göre sairlerin meslekleri üzerine tespitler | Author : Ebubekir Çaliova | Abstract | Full Text | Abstract :Klasik Türk siiri bünyesinde verilen eserleri bir araya getirmek maksadiyla “su’arâ tezkiresi” yazma gelenegi XVI. yüzyilda Anadolu sahasinda baslamis ve ilk örnegini Sehî Bey vermistir. Latîfî, Ahdî, Âsik Çelebi ve Kinalizâde Hasan Çelebi Tezkiresi’nden sonra Beyânî’nin kaleme almis oldugu “Tezkiretü’s-Su’arâ” 1597-98 yilinda tamamlanmistir. Hayatlari ile ilgili bilgilerde sairlerin dogdugu yer, ismi, unvani, akrabalari, hocalari, ölüm nedenlerinin bulundugu bu eserde sairlerin meslekleri hakkinda da bilgi verilmistir. Beyânî; sairlerin biyografi kisminda hangi meslekleri icra ettikleri, bu meslekleri ne kadar sürdürdükleri konusunda bilgi vermektedir.
Beyânî Tezkiresi’sindeki bilgileri daha anlasilir kilmayi ve bu dogrultuda da söz konusu kültürel varligi ortaya çikarmayi hedefleyen TEBDIZ Projesi baglaminda hazirlanmis olan “Beyânî Tezkiresi Baglamli Dizin ve Islevsel Sözlügü”nün bir materyali olan bu çalismada, sisteme islenmis biyografilerde yer alan sairlerin meslek, mevki, geçim durumlari ve imkânlari üzerinde durulmustur. |
| Iyi uygulamalar çerçevesinde bütçe ilkeleri ve örnek ülke incelemeleri | Author : Abdulkerim Eroglu , Halük Egeli | Abstract | Full Text | Abstract :Bütçe ilkeleri bütçeleme sürecinin bir bütün olarak ele alindigi durumda bütçelemenin felsefesini ortaya koymaktadir. Böylelikle anayasa kurucularinin, yasama ve yürütmenin devlet idaresinin en önemli araçlarindan olan bütçeyi nasil degerlendirdikleri ortaya çikmaktadir. Bu vesileyle hem anayasal hem de yasal seviyede kabul edilen bütçeleme ilkeleri mali sistemin tamami üzerinde etkili olmaktadir. Çalismada bu gerçek göz önüne alinarak bütçe ilkeleri uygulamalarinda örnek teskil edebilecek ülkeler incelenmistir. Ülke seçimlerinde uluslararasi kiyaslamaya imkân verecek Açik Bütçe Endeksinin sayisal göstergeleri etkili olmustur.
|
| Puskin’in sanatsal yetkinliklere iliskin görüsleri üzerine bir inceleme | Author : Ugur Keskin | Abstract | Full Text | Abstract :Aleksandr Sergeyeviç Puskin (1799-1837), hem Rus hem de dünya edebiyatinda gerçekçilik akiminin öncüleri arasinda yer almaktadir. Edebiyatin çesitli dallarinda eserler veren Puskin’in sair yönü çok daha ön plana çikmaktadir. Bu çalismada ise roman, öykü, siir ve masal türü eserleri incelemeye konu edilmistir. Puskin, siir yazma yetenegi de dâhil olmak üzere, birçok sanat dalinda eser verme yetkinligine iliskin görüslerini ifade etmekten geri durmamistir. Nitel arastirma yöntemlerinden feonomenolojik yaklasiminin benimsendigi bu çalismada, Puskin’in sezgiye, gözleme ya da baska türlü algilayis biçimlerine dayali olarak ortaya koydugu görüsleri, teorik destekli izahlara dönüstürülmeye gayret edilmistir. Puskin’in bakis açisina göre, bireye özgü sanatsal yetkinliklerin temelinde hangi unsurlarin yer almakta oldugu hususu açiklanmaya çalisilmistir. Çevresel faktörler olarak, ülkesinin içinde bulundugu kosullarin yani sira, Puskin’in iç dünyasina yansiyan kisisel faktörler de göz önünde bulundurularak yapilan çikarsamalar, bu çalismanin baslica bulgularini teskil etmektedir.
|
| Amellerin zahirî ve batinî yönlerini etkileyen iki kavram: Niyet ve ihlâs | Author : Emine Elif Çakmak Igalçi | Abstract | Full Text | Abstract :Niyet ve ihlâs kavramlari kisinin hayatina yön veren, dinî ritüellerine mana katan, duygu ve düsünce yapisini sekillendiren önemli olgulardandir. Bu çalismamizda dini yasanti ve uygulamalarda önemli bir yere sahip olan bu kavramlar Tasavvuf ilmi çerçevesinde ele alinacaktir. Niyet ve ihlâs kavramlarini tek tek ele alip degerlendirildikten sonra bu iki kavramin birbiriyle olan iliskilenme derecesinin etkinliligi incelenecektir.
Bireylerin niyetleri dogrultusunda olusan davranis ve duygular onlarin ibadet boyutlarindaki hal ve durumlarini etkileyip, ihlâsa ulasma konusunda zemin hazirlamaktadir. Bu açidan degerlendirdigimiz bu tasavvufî kavramlarin ilk önce sözlük ve terim manalari ele alinacak, Kur’an-i Kerim ve Hadis-i Seriflerdeki önemi vurgulanacaktir. Sonrasinda tasavvuf ilminin öncülerinin eserleri incelenerek niyet ve ihlâs kavramlari arasindaki baglanti ve hayata iz düsümü zahirî ve batinî yönlerden birlikte degerlendirilecektir. |
| Osmanli borçlari hakkinda Ingiliz Lordlar Kamarasi’nda yapilan 21 Mayis 1924 tarihli oturumun incelemesi | Author : Çagdas Yüksel | Abstract | Full Text | Abstract :Sanayi Devrimi sonrasinda zenginlesen Avrupa devletleri 19. yüzyilin ikinci yarisindan itibaren ekonomik sikinti içindeki ülkelere borç vermeye baslamislardir. Borçlarin devaminda Avrupa sermayesi bu ülkelere akin etmis ve ülkeler neredeyse sömürge haline getirilmislerdir. Osmanli Imparatorlugu da 1854 yilinda Kirim Savasi’nin getirdigi yük nedeniyle dis borç almak zorunda kalmistir. Alinan borçlar verimli kullanilmadigi için borç yükü hizla artmistir. Bu dönemde Avrupa sermayesi Osmanli topraklarinda demiryolu yatirimlarina da baslamistir. Imparatorlugun dis borç serüveni 1876 yilinda mali iflasla sonuçlanmistir. Borçlari ödeyebilmek için Duyun-u Umumiye Idaresi kurulmustur. Bu kurulus devlet gelirlerinin bir kismini kontrolü altina almistir. Böylece yatirimlarini arttiran Avrupa sermayesi, Duyun-u Umumiye Idaresi ve kapitülasyonlar kisa süre içerisinde Osmanli Imparatorlugu’nun ekonomik bagimsizligina son vermislerdir. Milli Mücadele sonrasinda Lozan Antlasmasi ile Duyun-u Umumiye Idaresi ve kapitülasyonlar kaldirilmis ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bagimsizligi saglanmistir. Ancak borçlar meselesi 1928 yilina kadar sorun olmaya devam etmistir. Bu tarihte yapilan antlasma ile borç ödemeleri baslamis ve 1954 yilina kadar devam etmistir.
|
| “Suç ve Ceza” ile “Takva”da çevre, suç ve suçluluk | Author : Ertugrul Bostanci | Abstract | Full Text | Abstract :Rus yazar Dostoyevski’nin 1866 yilinda yazdigi “Suç ve Ceza” romaninda insani suç islemeye sevk eden faktörler arasinda çevrenin önemli bir yer tuttugu gözlenmektedir. Ayni sekilde Özer Kiziltan’in 2006 yilinda vizyona giren “Takva” filminde kendi halinde mütedeyyin bir insanin çevresel faktörler sebebiyle yasadigi degisim anlatilmaktadir. Her iki eserde maneviyati kuvvetli iki bas kahramanin esas itibariyla para ve yoksulluk sebebiyle suç islemeleri, suçluluk duygusunun kendilerinde yarattigi manevi sikintilar dikkat çekmektedir. Bu çalismada çevresel faktörlerin suç ve suçluluk duygusu üzerindeki etkileri karsilastirmali edebiyat incelemesi yöntemiyle ele alinacaktir. Kahramanlarin yasadiklari toplumu olusturan fiziki dis çevre ile kahramanlarin iliski içerisinde oldugu kisilerden olusan çevre bir bütün olarak ele alinip incelenecektir.
|
| Bilig Türk Dünyasi Sosyal Bilimler Dergisi’nde isletme alaninda yayimlanmis makalelerin bibliyometrik analizi | Author : Güliz Aksoy | Abstract | Full Text | Abstract :Arastirma kapsaminda gerçeklestirilen bilig Türk Dünyasi Sosyal Bilimler Dergisi’nin 1996-2020 yillari arasinda yayimlanan makalelerin taranmasi neticesinde isletme alaninda yayimlanan toplam 38 makale tespit edilmistir. Arastirmada, yayimlanan 38 makalenin tamaminin bibliyometrik analiz teknigi ile çesitli parametreler çerçevesinde incelenmesi amaçlanmaktadir. Amaç dogrultusunda isletme alaninda yayimlanan makale sayisi, yazar sayisi, yazarlarin bagli bulunduklari kurumlar, makalelerin anahtar kelimeleri, konulari, yazim dili, arastirma yaklasimlari ve kaynak sayilari bibliyometrik analiz ile analiz edilerek elde edilen bulgular yorumlanarak birtakim sonuçlar elde edilmistir. Isletme alaninda yayimlanan makalelerin daha çok iki yazar tarafindan yazildigi, yazarlarin agirlikli çogunlugunun sirasiyla Akdeniz Üniversitesi’ne, Ege Üniversitesi’ne ve Ahmet Yesevi Üniversitesi’ne bagli bulundugu, makalelerin %36,84’sinin yönetim ve %26,32’sinin pazarlama alanlarinda yazildigi, anahtar kelime araliginin üç ve dokuz adet arasinda degisiklik gösterdigi, makale basina ortalama 36 adet kaynak düstügü, arastirma yaklasimlarina göre makalelerin %68,42’sinin ampirik, %31,57’sinin kavramsal oldugu ve %89,47’sinin Türkçe dilinde yazildigi tespit edilmistir.
|
| Resimli Bagdat hanedan silsilenâmelerinin karakteristik özellikleri | Author : Abdurrahim Aygan | Abstract | Full Text | Abstract :Silsilenâmeler, Osmanli minyatür sanatinda tarih konulu eserler grubuna giren bir türdür. Bu eserlerde Âdemden baslanarak, peygamberler, krallar ve sultanlar, aralarindaki soy iliskisi gözetilerek daireler içerisinde temsil edilir. En sonda ise Osmanli hanedani bir dizi halinde siralanir. Osman Gaziden baslayan bu dizi, el yazmasinin hazirlandigi dönemde saltanati süren sultana kadar devam eder. Silsilenâmeler iki ana bölümden olusmaktadir. Birinci bölümde dünya tarihinin kisa bir özeti sunulur, ikinci bölümde ise ilk insan Âdemden baslayan ve Osmanli hanedaninin son üyesiyle son bulan bir sematik dizi yer alir. Resimsiz silsilenâmelerde dairelerin içerisine hükümdarlarin adlari yazilir, resimli örneklerde ise madalyonlar içerisine portreleri çizilir. Silsilenâmeler iki farkli edebî gelenegin birlesimi olarak ele alinabilir. Öncelikle bu eserler, bir hanedanin soyunu ele alan bir seceredir. Bunun yani sira, ilk insandan baslamak üzere çesitli dönemleri, yazildigi tarihe kadar anlatan bir dünya tarihi niteligi tasir.
Silsilenâmeleri sanat tarihi açisindan resimli ve resimsiz olmak üzere iki gruba ayirmak mümkündür. Farkli dönemlere ait birçok resimsiz Silsilenâme nüshasi mevcuttur. Tespit edilen resimli nüshalar ise 13-14 civarindadir. Osmanlilarda resimli ilk örnekler Osmanlinin Bagdat eyaletinde 16. yüzyil sonlarinda ortaya çikmistir. Çalismamizda Bagdat’ta hazirlanmis resimli örnekleri, Topkapi Saray Müzesi Kütüphanesi’nde kayitli dört nüsha (TSMK H. 1324, TSMK H. 1591, TSMK A. 3110, TSMK H. 1624) ile Dublin Chester Beatty Library’de (CBL. T. 423) bulunan bir nüsha çerçevesinde inceleyecegiz. |
| Kur’ân’a ve nebevî ahlaka göre milli kimlik tasavvurunun temel ögeleri | Author : Mahmut Gurbet , Arslan Karaoglan | Abstract | Full Text | Abstract :Kurâni Kerime ve nebevî ögretiye göre milli kimligi dil, renk, farkli kültür ve cografya gibi temel ögeler insa etmektedir. Kimlik ve kisilikle ilgili duygular ise, insan için fitrî bir gereksinimdir. Fitrî özellikleri gelistiren faktörlerden biri de Allah inanci ve nebevî ahlaktir. Allah inanci ile hayatini anlamli hale getiren insan, Peygamber ahlaki ile hürmet, güvenme, merhamet ve yardimlasma gibi özelliklerini tekâmüle erdirir. Kurân, öteden beri beserin temel bazi farkliliklarina dikkat çekmis, bunlarin ilahî hikmetin bir geregi olusuna, ötekilestirme, nefret ve adavet araci haline dönüstürülmemesine vurgu yapmistir. Ayni sekilde, fertlerin deri rengi, yüz çizgileri ve vücut yapisindaki farkliliklar, insanin kendine özgü hususiyetlerini ortaya koydugu gibi insanlarin birbirleriyle ayri kisiler olarak iliski kurmalarini mümkün kilmasi da milli kimligin önemli bir unsurudur. Toplumu meydana getiren erkek ve kadinin varligi da milli kimligi insa eden temel ögelerden biridir. Kisiler, gruplar, kavimler, ümmetler, milletler siyasî, kültürel, biyolojik, cografi vb. farkliliklarla birbirinden ayrilir; bu farklara bagli olarak degisik kimlige bürünür, bu kimlikle taninir ve tanisir. Makalede nitel arastirma metotlarindan biri olan doküman, literatür taramasi ve analiz yöntemi kullanilmistir. Çalismada farkli dillerin, irklarin, kültürlerin aslinda bir ayrisma sebebi olmadigina tam tersine milli kimligin insa edilmesinde ve aidiyet duygusunun makul ve rasyonel bir zeminde yürütülmesinde büyük etkiye sahip olduguna vurgu yapilmaktadir.
|
|
|