Sosyal ve kültürel faktörlerin etkisi altinda Jorge Luis Borges’in “El Sur” (Güney) isimli kisa öyküsünün Türkçe ve Ingilizce çevirilerinin karsilastirmali çözümlemesi | Author : Neslihan Ortaç | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalisma Arjantinli yazar Jorge Luis Borgesin El Sur (Güney) isimli hikâyesinin Ispanyolca aslindan Türkçe ve Ingilizceye yapilan çevirilerini sosyal ve kültürel etkenleri de göz önünde bulundurarak karsilastirmali bir çözümleme yapmayi hedeflemektedir. Çevirmenler kaynak ve erek kültürlerin özelliklerini tahlil ederek yeri geldiginde ekleme yeri geldiginde eksiltme vb. yollarla bu hikâyeyi kendi dillerine kazandirmislardir. Kültürlerarasi zenginligin artmasi ve iletisimin ilerleyebilmesi için yapilan çeviriler farkli dünyalarin birbirlerine ev sahipligi yapmasina olanak tanir. Edebi hayati boyunca metafiziksel, fantastik ve tamamen sübjektif ürünler ortaya çikaran Borges, büyülü gerçekçilik akiminin öncelikli isimleri arasinda yerini almistir. Böylesine düsünceleri ve kalemi kuvvetli bir yazara ait öykünün tahlilinde ilk olarak kültürlerarasilik konusundan bahsedecegiz, hemen ardindan bahsi geçen hikâyenin Türkçe ve Ingilizce çevirileri üzerine karsilastirmali bir analiz yapacagiz. Çeviride yasanan kültürel ve sosyal etkenlerin aktarimda yarattigi sikintilar, kaynak ve erek kültürlerin birbirleriyle olan ya da olmayan etkilesimleri makalemizin çikis noktalarini olusturacaktir.
|
| TR72 bölgesinde il düzeyinde insaat-sanayi ve hizmetler sektörü yigilmasinin lokasyon katsayisi yöntemiyle arastirilmasi | Author : Mehmet Bilgehan Bas , Baris Ergen | Abstract | Full Text | Abstract :Yigilma, firmalarin ve benzer sektörlerin belli bir cografyada bir araya gelerek yogunlasmasidir. Sektörel yigilma ulasilabilirlik, maliyetten tasarruf, yerel firmalar için yarisma avantajlari sunmaktadir. Sektörel yigilma ayni zamanda kent ekonomisi için önemli avantaj saglamaktadir. Çalismada TR72 Bölgesini olusturan Kayseri, Sivas ve Yozgat illerinde insaat, sanayi ve hizmetler sektörlerinde yigilma düzeylerinin ve hangi ilde hangi sektörün baskin oldugunun arastirilmasi amaçlanmistir. Çalismada Sosyal Güvenlik Kurumunun il bazinda yillik sigortali çalisan sayilari esas alinmistir. Çalismada yigilma düzeyinin tespitinde lokasyon katsayisi (LQ) yöntemi kullanilmistir. Sonuçta Kayseride yarisabilecek seviyede sanayi sektörü yigilmasi; Sivas ve Yozgat illerinde insaat ve hizmetler sektörü yigilmasinin bulundugu belirlenmistir. Ileride yapilacak olan planlarin sektörel tahmin ve projeksiyonlarinda Kayseride sanayi kararlarinda yigilmis isgücü varligi, Sivasta insaat sektörü yigilma düzeyinde azalma egilimine, Yozgatta insaat ve hizmetler sektörü yigilmasinda artis olmasi hususlarina dikkat edilmesi gerektigi sonucuna ulasilmistir.
|
| Türk-Islam Sentezcilerinde Devlet Tasavvuru ve Din-Devlet Iliskileri | Author : Ahmet Selim Kadioglu | Abstract | Full Text | Abstract :Osmanli Devleti’nin son zamanlarina kadar mevcudiyetini kendiliginden ve neredeyse mensuplarindan habersizce sürdürmekte olan bir olgu olarak degerlendirilen Türk-Islam Sentezi, 19. yüzyilin sonlarinda devletin beka sorunu çerçevesinde bilinçli bir kimlik seçimi ve vurgusu olarak ortaya çikmaya baslamistir. O zamandan beri Türk fikir ve siyaseti üzerinde etkisini gösteren Türk-Islam Sentezcileri, dogrudan veya dolayli biçimde devlet yönetiminde az ya da çok yer almaya devam etmislerdir. Günümüzde ise “Cumhur Ittifaki”, Türk-Islam Sentezinin özgün bir örnegi olarak devleti fiilen yönetmektedir. Devlet politikalarini, din-devlet iliskilerini, hukuk üretimi ve uygulamalarini kurumsal birikim ve hatta teamüllerden ziyade devleti yönetenlerin kisisel tercihlerinin belirledigi Türkiye ve benzeri “dogu” toplumlarinda, devlet idarecilerinin bu konulardaki genel kabullerinin ve görüslerinin kökenlerini incelemek ve arastirmak bundan dolayi büyük önem tasimaktadir. Türk-Islam Sentezcileri, devlet olgusunu, insanlar için sosyolojik ve hukuki açidan gerekli olan bir kurumdan daha çok, kutsal bir varlik olarak degerlendirdikleri için, sözünü ettigimiz inceleme ve arastirma Türkiye özelinde daha üst bir düzeyde öneme sahiptir. Iste bu çalismada Türk-Islam Sentezinin belki de en merkezi kavramlarindan biri olan devlet olgusu, dinsel açidan ve özellikle Türk-Islam Sentezcilerinin dine bakislari dogrultusunda incelenmistir.
|
| “Gün Olur Asra Bedel” romaninda hâldeki olaylarin olay örgüsüne naksedilisi ve romanda anlatim tekniklerinin kullanilisi | Author : Sueda DEMIR | Abstract | Full Text | Abstract :Cengiz Aytmatov, Kirgiz edebiyatinin önde gelen isimlerinden olup ünü dünyaya yayilmis bir yazardir. Toplumsal problemlere isik tuttugu eserleriyle edebiyatimizda yeri dolmayacak sahsina münhasir bir edebiyat insanidir. Sovyet dönemi yazari olarak yetismis ve eserlerinde Türkün Sovyet elinden çektigi zulmü anlatmistir. Bunu bazen sezdirmeden ve bazen de aleni olarak yapmistir. Sözünü edecegimiz, Gün Olur Asra Bedel, Cengiz Aytmatovun roman türünde tek eseridir. 1980de kaleme alinmistir. Aytmatov, Kirgiz toplumunun portresini çizmistir. Gün Olur Asra Bedelde yazarimiz, Kazangapin vefat ve defni arasinda geçen bir zamandan bahsederken, geriye dönüslerle birden fazla olaya açiklik getirmistir. Hâldeki olaylarda yalnizca olup bitenlerin seyri verilmemis; çesitli tarihi olaylara, geleneklere, örf-âdetlere deginilerek, Boranli halkinin günlük hayati ve kültürü verilmistir. Bu bakimdan Aytmatov edebiyatimiza, oldukça zengin kültür numunelerini bünyesinde toplayan bir eser kazandirmistir.
|
| Erzincan Üzümlü’de yerel bir fikra tipi: Çöçem Fikri | Author : Muhammed Sami Ünal , Yunus Aktepe | Abstract | Full Text | Abstract :Türk sözlü gelenegi içerisinde kendine has içerik ve yapisi ile diger türlerden ayrilan fikra türü, bir tip etrafinda sekillenen ve gülme/güldürme esasina dayali bir sözlü üründür. Toplumdaki çarpik durumlara elestirel bir yaklasim göstermek gibi sosyal bir görev yüklenen bu tür, insan davranislarinda çok karmasik bir yapi ürünü olan gülme davranisinin yaninda düsündürmeyi de hedeflemektedir. Bu sözlü ürünler daima bir tip etrafinda gelistirilerek aktarilir. Fikralari meydan getiren sözü edilen tipler, yerel olabildigi gibi ulusal boyutta da taninabilirler. Bu tipler arasinda özellikle mahallî olanlar, kimi özellikleri bakimindan farkli fiziksel yapiya da sahip olabilirler. Bu tiplerin, toplumda kendi özellikleriyle kabul görmesinde yine hazircevaplik, gülünçlük, detayli bir bakis gibi özellikleri önemli rol oynamaktadir. Çogu zaman eksiklerini tamamlayacak ölçüde zekâlarini ön plana aldiklari görülür. Eldeki çalisma, Erzincan’in Üzümlü ilçesinde engelli olmasinin yaninda kivrak zekâsi ile meshur olan ve Çöçem Fikri olarak taninan mahallî bir fikra tipini tanitmaktadir. Kaynak kisilerden elde edilen 13 fikrasi ile hayati aktarilmis, fikra tipleri içerisindeki yeri üzerinde durulmustur.
|
| Hedonik tüketimle yeni medya okuryazarligi arasindaki iliski: Ampirik bir arastirma | Author : Fikret Isik , Yesim Aytop | Abstract | Full Text | Abstract :Hazcilik pazarlama, ekonomi ve sosyoloji gibi birçok sosyal disiplinin odagindaki arastirma konularindan biridir. Gelisen her teknolojiyle birlikte hazci tüketimin etki ve tartisma alani da genislemektedir. Bu çalismada, hedonik tüketim ile yeni medya okuryazarligi arasindaki iliskiyi yapisal esitlik modeli yardimiyla ortaya koymak amaçlanmistir. Veriler çevrimiçi olarak Türkiye genelinde uygulanan anket ile toplanmistir. Hazirlanan ankette Yeni Medya Okuryazarligi Ölçegi ile Hedonik Tüketim Ölçegi kullanilmistir. Hazirlanan çevrimiçi anket farkli sehirlerden 896 kisi tarafindan doldurulmustur. Elde edilen birincil veriler betimsel ve kesifsel istatistik yöntemlerle analiz edilerek literatürdeki bulgularla karsilastirilmistir. Arastirma sonucunda yeni medya okuryazarligi ile hedonik tüketim arasinda pozitif yönde fakat düsük düzeyli bir iliski bulunmustur.
|
| Marka degerinin güçlendirilmesinde bir duygusal pazarlama stratejisi olarak hikâye anlatimi: Türkiye’den uygulama örnekleri | Author : Nilgün Köksalan | Abstract | Full Text | Abstract :Pazarlama disiplininde son dönemlerde duygu temelli arastirmalar önemli bir çalisma alani olarak dikkat çekmektedir. Duygularin özellikle tüketim davranisi üzerindeki etkisi hem arastirmacilarin hem uygulayicilarin bu konuya olan ilgi ve alakasini artirmis durumdadir. Duygularin tüketim davranisindaki rolünün anlasilabilmesi adina gerek psikoloji gerek pazarlama disiplinlerinden birçok çalismanin alana katki sundugu görülmektedir.
Duygusal pazarlama, tüketicilerin ikna süreçlerinde duygularin gücünden yararlanan bir strateji sunmaktadir. Marka degerinin güçlendirilmesi açisindan da önem arz eden duygusal pazarlamanin bir diger önemi de duygularin tüketici zihin ve kalbinde kaliciligi artirma özelliginden faydalanmasindan kaynaklanmaktadir. Bu noktada hikâye anlatimi, duygusal içerikli mesajlarin iletilmesine yardimci olurken, ayni zamanda tüketicinin markaya yönelik algilarini da sekillendirmektedir.
Bu çalismada, marka degerinin güçlendirilmesinde bir duygusal pazarlama stratejisi olarak hikâye anlatimi konusunun irdelenmesi amaçlanmistir. Bu baglamda, çalismada öncelikle, marka, marka degeri ve boyutlari ele alinmistir. Ardindan, duygusal pazarlama ve hikâye anlatimi kavramlarina yer verilmis; son olarak Türkiye’den uygulama örnekleri verilmistir. Arastirmada dört markaya ait seçili reklam filmlerindeki hikâye unsurlari ve youtube izleyici yorumlari üzerinden reklam filminin izleyicide harekete geçirdigi duygular incelenmistir. Söz konusu reklam filmlerine iliskin yorumlar incelendiginde; mutluluk, özlem, sevgi ve merhamet gibi duygularin öne çiktigi görülmüs ve izleyici yorumlari üzerinden hikâye anlatimiyla harekete geçirilen duygularin marka degerine yönelik etkisi degerlendirilmistir. |
| Dünya edebiyatinda Cengiz Han karakteri | Author : Lamiya Nasirova | Abstract | Full Text | Abstract :Büyük mücadele ruhu ve askeri kabiliyete sahip Mogol hükümdari Cengiz Han dünya savas tarihinde yeni bir sayfa açan liderdi. Arastirmada yer alan tarihi romanlar tarihi sahsiyet olan Cengiz Han karakterinin kapsamli bir analizi açisindan önemlidir. Bu çalismanin amaci Mogol hükümdarinin çesitli tarihi roman ve hikayelerde tasvir edilen kahraman imajinin tahlilidir. Edebiyatta komutanin kapsamli bir yansimasi olusturulmus ve tarihi kimligi ayrintili olarak anlatilmistir. Tarihi romanlar Orta Çag’in büyük fatihi, dünya cihangiri Cengiz Han’in tarihi kimligi, savaslari, savas stratejileri ve ideal kahramanin imajini yansitir. Temel arastirma yöntemi olarak analiz ve karsilastirmali tahlil yöntemleri kullanilmistir.
Tarihi romanlarda yagma, intikam, kölelik ve mücadele motifleri görülmektedir. Tarihi sahsiyet olan Cengiz Han karakteri onlarca romanin merkezinde yer almis ve kahramanin önemli özellikleri kendine has çizgileriyle tarihi romanlarda ön plana çikmistir. Orta Çag’in yenilmez fatihi edebiyatta inatçi, becerikli, sözünden dönmeyen, kisacasi kisisel özelliklerinin tüm artilari ve eksileriyle birlikte betimlenmistir. Onun tarihi kimligi sanat eserlerinde farkli yazarlarin görüsleri ve tarihi gerçeklerle harmanlanarak ayrintili bir biçimde anlatilmistir.
Arastirmaya konu olan tarihi romanlarda Cengiz Han’in mücadele ve savaslari, Bati’ya yaptigi seferleri ve en önemlisi tarihî sahsiyetin edebiyattaki karakteri mühim yönleriyle anlatilmaktadir. Cengiz Han kisisel kararliligi, liderlik becerileri ve uyguladigi askeri taktikleri ile bir dünya fatihi olarak tasvir edilmistir. |
| Kamu üniversitelerinde is sagligi ve güvenligi uygulama rehberi içerik analizi | Author : Ramazan Kayabasi , Hatice Özdemir , Ibrahim Cündübeyoglu | Abstract | Full Text | Abstract :Üniversiteler egitim ve arastirma faaliyetlerini yürüten kurumlar olmanin yani sira ayni zamanda isyerleridir. Dolayisiyla Is Sagligi ve Güvenligi (ISG) mevzuati açisindan yükümlülükleri bulunmaktadir. Üniversitelerde 6331 sayili ISG Kanunun uygulanmasinda farkliliklar olusmakta ve uygulamada zorluklar yasanmaktadir. Kamu Üniversitelerinde ISG Uygulama Rehberi, çalisanlarin farkli statüye sahip olmasi, teskilat yapisinin farkli olmasi ve birimlerinin farkli yerleskelerde bulunmasi sebebiyle üniversitelere yol göstermek amaciyla yayinlanmistir. Kamu kurumlari ve özel isletmeler için yayinlanan uygulama rehberlerinin mevzuatla uyumlu olmasi beklenmektedir. Bu çalismada Kamu Üniversitelerinde ISG Uygulama Rehberi yasal mevzuatla iliskisi içerik analizi yöntemi ile incelenmistir. Analiz için 2 ana kod ve 6 alt koddan olusan bir kodlama sistemi kullanilmistir. “Yasal mevzuata göre fazla içerik bulunan ifade” en fazla kodlamanin (f=40) yapildigi ifadedir. Yasal mevzuata göre güncel olmayan hiçbir ifadeye rastlanmazken 18 ifade “yasal bosluk içeren ifade” olarak kodlanmistir. Yasal bosluk içeren ifadelerin; ISG kurullari ile yönetimin ISG taahhütü basliklari altinda kümelendigi görülmüstür. Çalismada rehberin üniversitelere saglayacagi katkilar degerlendirilmis; rehberin disinda kalan veya rehberde tam olarak cevabi bulunmayan maddeler tartismaya açilmistir.
|
| Necip Tosun’un öykülerinde öteki | Author : Sümeyye Özdemir | Abstract | Full Text | Abstract :Anlati, insanlarin basindan geçenlerin roman, hikâye, tiyatro vb. türlerde yazilmasiyla ortaya çikmaktadir. Yazar, eserini olustururken zaman, mekân ve olaylar zincirine kisileri fiziksel ve ruhsal özellikleriyle yansitmaktadir. Olay veya durumlari dogrudan kendisi anlatabilecegi gibi baska bir karaktere de bu görevi verebilir. Edebiyatin kisa anlatim türü olarak nitelendirilen öykü, kimi zaman belirli bir ani, kimi zaman bir ömrü anlatmaktadir. Son dönem öykü yazarlari arasinda yer alan Necip Tosun, hissettiklerini yazilariyla ön plana çikarmistir. Necip Tosun, öykülerinde genel olarak kimlik arayisini, benligin varligini, toplum içerisinde kendine ait bir düsünce ve duyguya sahip olamayan bireyin portresini, kendini toplumdan soyutlayan, ötekilesen bireyi ve yasadigi çagdan geçmise kaçan/siginan karakterlerin yasantilarini kaleme almaktadir. Bireyin kendine ve dis dünyaya bakisi yabancilasma ve ötekilik açisindan incelenmistir. Bu kapsamda yazarin Küller ve Uçurumlar, Ansizin Hayat, Otuzüçüncü Peron ve Emanet Hikâyeler adli kitaplari degerlendirilmistir. Bu eserlerde yer alan elli üç hikâye incelenmistir. Öykülerinde agirlikli olarak intihar, ölüm, yalnizlik, yolculuk ve kaçis temalari islenmektedir. Bütün bunlar karakterlerin kendilerini degersiz hissetmelerine ve sosyal hayat içerisinde öteki durumuna düsmelerine neden olmaktadir. Yazar genel olarak öykülerinde ötekilesen/ötekilestirilen insanin yalnizliginin altini çizmektedir.
|
| Liberal muhafazakârliktan muhafazakâr demokratliga: Türkiye’de yeni muhafazakârlik | Author : Deniz Alca | Abstract | Full Text | Abstract :Farkli alanlarda çalisan birçok akademisyen, degisik ekoller içinde yer alan birçok düsünür, sag ve sol ideolojileri benimsemis birçok siyasetçi, 1970’lerin basindan beri dünyanin yönü, sinirlari, kapsami ve içerigi bakimindan üzerinde bir türlü uzlasilamayan bir dönüsüm içinde oldugundan bahsetmektedir. Bu çalismanin amaci, bahsedilen dönüsümün, siyasetin yeniden yapilandirilmasi basliginda, Türkiye örnegi etrafinda incelenmesidir. Çalismada, siyasetin yeniden yapilandirilmasinin, yeni hegemonyanin esasli bir bileseni olan, yeni-muhafazakârligin ilkeleri etrafinda gelistigi, yeniden yapilandirma olarak tarif ettigimiz sürecin ise Türkiye için Turgut Özal’la beraber basladigi öne sürülmektedir. Bu süreç, çalismada Özal dönemi olarak anilacak; hegemonyanin Türkiye’ye özgü ulusal popüler programi ise Özalizm olarak adlandirilacaktir.
Türkiye’de siyasetin yeniden yapilandirilmasi meselesi, yeni bir hegemonya ve buna entegre olma süreciyle iliskili/bagimlidir. Dolayisiyla çalismada yeni hegemonya ve onun kurucu unsuru olan yeni muhafazakarlik agirlikli olarak ele alinacaktir. |
|
|