Üzerinde çalisma yapilan eser Ankara Milli Kütüphane yazmalari arasinda kayitli bulunan, Osman Ibni Monla Ahmed’e ait bir akaid kitabidir. Eser iki yüz seksen iki varaktan olusmaktadir. Eser üzerinde yapilan incelemelerde eserin 18. yüzyilda tercüme edildigi tespit edilmistir. Eser yirmi bes baba ayrilmis ve her babda farkli bir konudan bahsedilmistir. Bahsedilen konular ayet, hadis ve çesitli rivayetlerle desteklenmistir. Ögüt ve dualarla bölüm bitirilmistir. Eser üzerinde yapilan çalismada kullanilan eklere dikkat çekilmis, gelecek zaman ekinin Eski Anadolu Türkçesi döneminden farkli bir zamanda kullanim durumu örneklenerek alan yazina katkida bulunmak amaçlanmistir. Eserin 18. yüzyilda tercüme edilmis olmasina ragmen Eski Anadolu Türkçesi özellikleri gösterdigi tespit edilmistir. Eski Anadolu Türkçesinin karakteristik özellik gösteren eklerinden biri olan -IsAr gelecek zaman ekinin çok sayida örneginin bulunmasi dikkat çekicidir. Bu örnekler tek tek tespit edilmis, baglami içinde degerlendirilerek bir siniflandirma denemesi yapilmistir.

Bu çalisma, Dogu Asya uygarliklarina ait olan bazi mürekkep tekniklerini, benzerlik ve farkliliklari ile degerlendirmeyi amaçlamistir. Bu karsilastirma hem teknik hem de kavramsal boyutta ele alinmistir. Ele alinan teknikler; Baimiao, Nanga, Haiga, Zenga, Enso (Zen Daireleri), Sumi-e, Estamp ve Lavi’dir. Uygulama olarak farklilik gösteren bu tekniklerin ortak yanlari, Zen Budizm felsefeleriyle baglantili olmalaridir. Çok renkli olmayan tekniklerin diger ortak yani ise, yasamin içinden ele alinan bir konunun, görüntüsünün ötesindeki kavramsal derinliklerdir. Bu az renkçi ve sade anlayis, Zen felsefesine dayanmaktadir. Siklikla, su ve mürekkebin kullanildigi bu tür çalismalarda resim yapilan yüzeyin beyazligi da önemli bir eleman olmustur. Tüm bu özellikler çalismadaki örnek görsellerde izlenmektedir. Öte yandan, mürekkep malzemesinin ve bu tekniklerin, Dogu Asya medeniyetlerinin zenginlesmesinde oldugu kadar, tüm dünyada güzel sanatlar alaninda çesitli tekniklerin gelisiminde önemli katkilari olmustur.

Çalismanin amaci, akran zorbaligina maruz kalan ortaokul ögrencilerinin bas etme yöntemlerini incelemektir. Arastirmanin deseni fenomenolojidir. Arastirma için Kayseri Üniversitesi Etik Kurulundan ve çalismaya katilan ögrencilerin velilerinden veli onay formu kullanilarak gerekli izinler alinmistir. Çalisma grubu akran zorbaligina maruz kalmis ortaokul kademesinde ögrenim gören 11 ögrenciden olusmaktadir. Katilimcilarin belirlenmesinde amaçli örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme kullanilmistir. Veri toplamak amaciyla Akran Zorbaligini Belirleme ölçegi ve yari yapilandirilmis görüsme formu kullanilmistir. Veriler betimsel analiz ve içerik analizi birlikte kullanilarak analiz edilmistir. Elde edilen veriler; ögrencilerin dalga geçme, alay etme, dislama, esyalarini zorla alma, küsme davranislariyla akran zorbaligina maruz kaldiklarini göstermektedir. Bu duruma karsi magdur ögrencilerin, akran destegi, aile destegi, ögretmen destegi, alternatif arkadasliklar kurmak, çesitli sportif ve sanatsal etkinlikler yaparak magduriyetlerini giderdikleri kendilerini daha iyi hissettikleri sonucuna ulasilmistir. Ögrencilere akran arabuluculugu egitimleri, ailelere çocuklariyla kaliteli zaman geçirmeye yönelik egitimlerin verilmesinin gereklilikleri ortaya çikmaktadir.

Bu arastirmanin amaci 2023 yilinda Türkiye’de yasanan Deprem Nedeniyle daha önce ögrenim gördügü okuldan farkli bir okula Nakil Gelen Ögrencilerin Siniflarina Kabul Durumlarinin Belirlenmesidir. Arastirma nitel arastirma türlerinden temel nitel arastirma kullanilarak yapilandirilmistir. Arastirma katilimcilari sinifinda depremzede ögrenci bulunan 40 sinif ögretmenidir. Arastirma verileri arastirmacilar tarafindan gelistirilen yapilandirilmis görüs formu ile toplanmistir. Ögretmen görüsleri Microsoft Forms uygulamasi kullanilarak çevrim içi toplanmistir. Temel nitel arastirma yöntemi benimsenen bu arastirmada verilerin analizinde betimsel analiz teknigi benimsenmistir. Arastirma kapsaminda depremzede ögrencilerde depresyon belirtilerinden korku, kaygi ve endisenin yüksek düzeyde oldugu görülmüstür. Diger ögrencilerin depremzede ögrencilere yaklasiminda genellikle olumlu duygular dikkat çekse de acima, üzüntü ve kaygi gibi durumlarla da karsilasilmistir. Ayrica ögrencilerin depremzede ögrencileri kabullenici bir tutum sergiledigi görülmektedir. Son olarak depremzede ögrencilere yönelik saglanan destek boyutunda sinif ögretmenlerinin bir kisminin okul rehberlik servisi ile çalismasina karsin bazi ögretmenlerin bu durumdan kaçindigi görülmektedir.

Arastirma yapmak üzere toplanmis veri setlerindeki degerlerde eksiklerin olmasi siklikla karsilasilan bir problemdir. Bu problemi çözmek adina literatürde, eksik degerlerin tamamlamasina iliskin yöntemler bulunmaktadir. Bilgi teknolojileri ve veri yönetimindeki gelismelerle birlikte ilgili probleme iliskin yöntemler artmis ve makine ögrenmesi yöntemleri de eksik degerleri tamamlamada kullanilmaya baslanmistir. Çalisma kapsaminda, literatürde siklikla yararlanilan “Hitters” veri seti kullanilmistir. Bu veri setindeki degerler, manipüle edilerek eksiltilmis ve eksiltilen degerler Liste Boyunca Silme, Son Gözlemi Ileri Tasima, Ortalama Atama gibi temel eksik deger tamamlama yöntemlerinin yani sira Stokastik Regresyon, En Yakin k- Komsu algoritmasi, Random Forest algoritmasi ve Amelia algoritmasi gibi makine ögrenmesi yöntemleriyle tamamlanmistir. Veri setinin eksiltilmemis hali ve eksik degerleri, bahsedilen yöntemlerle tamamlanarak elde edilen veri setleri, WEKA paket programi kullanilarak Naive Bayes algoritmasiyla siniflandirilmistir. Siniflandirma sonuçlari, siniflandirma süresi, dogruluk, kesinlik, duyarlilik, F-ölçütü ve ROC alani performans degerlendirme kriterleriyle kiyaslanmistir. Çalismanin sonucunda, makine ögrenmesi yöntemlerinin, eksik veri tamamlamada ve siniflandirma operasyonlarinin performanslarini yükseltmede basarili sonuçlar ortaya koydugu görülmüstür.

Bazi özelliklerden dolayi toplumdaki bireylerin bir kismi sunulan firsatlardan ve hizmetlerden yeterince yararlanamamaktadir. Bu özellige sahip olan bireyler dezavantajli gruplar arasinda sayilmaktadir. Normal sartlarda savunmasiz ve hizmetlere erisimde sikinti yasayan dezavantajli gruptaki bireylerin durumu, olaganüstü dönemlerde daha da sikintili bir hal almistir. 2019 yilinda bütün dünyaya yayilan korona virüs salgin döneminde dezavantajli gruplari daha çok etkilemistir. Bu çalismada, Türkiye’de pandeminin toplumda yasayan dezavantajli kesim arasinda yer alan engellilere yönelik izlenen politikalar incelenmistir. Bu dönemde engellilerin ihtiyaçlarinin karsilanmasi amaciyla gerçeklestirilen çalismalara yer verilmistir. Ayrica kriz sürecinde engellilere yönelik sunulacak politikalara iliskin öneriler getirilmistir. Pandemi sürecinde yasanan sikintilar, kisitlamalar, hizmetlere erisim güçlügü gibi durumlar toplumdaki bütün bireyleri sosyal, ekonomik, ruhsal ve kültürel yönden olumsuz bir sekilde etkilemistir; bu olumsuzluklar dezavantajli gruptaki bireyleri daha olumsuz etkilemistir. Ulasilan bulgular; salgin döneminde engelli bireylere yönelik hizmetlerin sunuldugu; ancak pandemi kosullarinin zorlugu, sosyal hizmet mesleginin yeterince öne çikmamasi, sunulan politikalarin toplumun genelinin düsünülerek bütüncül bir bakis açisiyla hizmet sunumunun gerçeklestigi tespit edilmistir.

Bu çalisma is güvencesizligi algisinin isgören motivasyonu ve performansi üzerindeki etkisini belirlemek amaciyla hazirlanmistir. Arastirmanin evrenini Türkiye’de faaliyet gösteren ulusal ve uluslararasi ilaç firmalarinda görev alan tibbi satis temsilcileri olusturmaktadir. Arastirma nicel yöntemlerden saha arastirmasi deseni kullanilarak yapilmistir. Anket formunda arastirmaya katilanlarin demografik özelliklerini belirlemek için yas, cinsiyet, medeni durum, egitim düzeyi ve deneyim süresine iliskin ifadeler kullanilmistir. Ankette Sverke, Hellgren ve Isaksson (1999) tarafindan gelistirilen is güvencesizligi ölçegi, isgörenlerin motivasyon düzeylerini belirlemek amaciyla Mottaz (1985) tarafindan gelistirilen ve Türkçe kullanima uygunlugu Dündar vd. (2007) tarafindan gerçeklestirilen motivasyon ölçegi, isgörenlerin performansini ölçmek için Çöl (2008) tarafindan uyarlanan performans sorulari kullanilmistir. Yapilan bu çalismadan elde edilen sonuçlara göre; tibbi satis temsilcilerinin is güvencesizligi algilari performanslarini anlamli ve pozitif yönde etkilemektedir. Arastirma sonucuna göre is güvencesizligi algisi ile isgören motivasyonu ve performansi arasinda anlamli bir iliski bulunmaktadir. Bu baglamda elde edilen sonuçlarin ilgili literatürdeki boslugu doldurarak katki saglayacagi ve hizmet sektörü için ilgili konularda bilgi kaynagi olacagi düsünülmektedir.

XIX. yüzyildan itibaren Osmanli Devleti’ne yapilan göçlerin önemli bir çogunlugunu Kirim Tatarlari teskil etmistir. Hemen her siniftan çok sayida Kirimli göçmen Türkiye’nin muhtelif sehirlerine yerlesmistir. Kirim Tatarlarinin egitim ve kültür alanindaki Osmanli etkisi giderek kendini göstermis ve Kirimli gençler çesitli cemiyetler kurmaya baslamislardir. Tatar Cemiyet-i Hayriyesi, II. Mesrutiyet sonrasinda Kirim Tatarlarinin Istanbul’da kurduklari bir cemiyettir. Kirim Tatarlari arasinda her türden dayanismayi ve yardimlasmayi saglamak temel misyon olarak belirlenmistir. Cemiyet uzun yillar siyasi olmayan bir çizgi benimsemistir. Cemiyet üyeleri Kirim’daki güncel gelismeler ve siyasi-milli bazi kavramlardan uzak kalmislardir. Cemiyetin ele aldigi “Tatarlik” kavrami ise muglak bir ifadeden öteye geçememistir. Faaliyet kapsami Osmanli Devleti’ndeki Tatar muhacirlerle sinirli kalan Tatar Cemiyet-i Hayriyesinin aktif bir politik örgütlenmeye sahip olamadigi da görülmüstür. Çalismamizda Tatar Cemiyet-i Hayriyesinin amaçlari ve faaliyetleri tespit edilmeye çalisilmistir.

Çalismanin giris kisminda Tûfî’nin yasadigi dönemin siyasî, sosyal, ilmî ve kültürel ortami tespit edilmeye çalisilmis, “Tûfî’nin Yasadigi Asra Genel Bir Bakis” ana basligi altinda; hayati ve yetistigi ortam üzerinde durulmustur. Yazarin hayati biyografi kitaplarindan arastirilarak özetlenmistir. Necmeddin Tûfî, Abbâsi devletinin Mogollar tarafindan yikildigi, Islam dünyasinin siyasi açidan büyük sikintilar yasadigi bir dönemde Bagdat’in Tûfâ köyünde dogmus ve hayatini Irak, Suriye ve Misir bölgelerinde ilmî seyahatlerde bulunarak geçirmistir. Tûfî çesitli alanlarda çok sayida eser vermistir. Bunlardan birisi de el- Iksîr fî ilmi’t-Tefsîr adli eseridir. Bu çalismamizda bu eseri Kuran ilimleri açisindan ele alacagiz. el-Iksîr’in içerdigi konularin Kur’an’i anlamada katkisi açisindan ne ifade ettigi, dilbilimin ve yorumbilimin sundugu yaklasimlar yardimi ile anlasilmaya çalisilmistir. Tûfî’nin Kur’an ilimleri konusunda söyledikleri ve takip ettigi yöntemler tespit edilmeye çalisilmis ve böylece el-Iksîr’den hareketle Kur’an ilimleri ve bu alanda yapilacak olan metodolojik çalismalara örnek olmasi beklenen bir çalisma ortaya konmustur. Sonuç bölümünde ise Tûfî’nin Kur’an ilimlerine getirdigi yenilik çerçevesinde çalismanin genel bir degerlendirilmesi yapilarak kendisinden sonraki çalismalara etkisi üzerinde durulmustur. Tûfî’nin bu alanda etkisi ise Belâgat ilmini Kur’an ilimlerine dâhil etmis olmasidir. Nitekim Zerkesî ve Suyûtî ilgili eserlerinde Tûfî’yi örnek alarak Belâgat ilmini Kur’an ilimleri içerisinde degerlendirmislerdir

Osmanli üretim yapisi içinde tekstil ürünlerinin büyük bir payi vardir. Özellikle sarayli kumaslar arasinda sayilan ve atki ve çözgüsü içinde degerli madenlerden altin ve gümüsün kullanildigi Kemha kumasinin üretimi, alim ve satimi sürekli devlet kontrolü altinda tutulmaktadir. Pahali kumaslar arasinda yer alan Kemha kumasinin üretimi için gerekli olan kemha tezgahlarinin adeti, el degistirmesi ve faaliyeti gerek esnaf yöneticileri ve gerek devlet yetkilileri tarafindan siki sikiya denetlenmekteydi. Nitekim 19. yüzyilin ilk çeyreginde Istanbul içinde faaliyet gösteren kemhaci esnafinin bir kisminin sicile kaydedildiklerini ögrenmekteyiz. Bu kayitlardan; tezgah satislarini, satis bedellerini, kime satildiklarini ve satilan tezgahin hangi semtlerde bulundugu bilgisini takip edebiliyoruz. Ileride bulunacak yeni belgeler isiginda hakkinda çok az sey bildigimiz kemhaci esnafina iliskin daha fazla seyler söylemek mümkün olabilecektir.

Okul öncesi siniflarinda yardimci ögretmen olarak çalisabilen çocuk gelisimi programi ögrencilerinin arastirarak, sorgulayarak, problem çözerek, kesfederek ögrenmeyi ögrenmeleri, ögrendiklerini ezberlemeden içsellestirmeleri ve meslege dair hazirbulunusluk düzeylerini gelistirmeleri için aktif ögrenme yöntemiyle islenen derslerin etkisinin incelenmesi önem tasimakta ve Çocuk Gelisimi Programinda ögrenim gören ögrencilerin aktif ögrenme yöntemine iliskin görüslerinin incelenmesi, bu çalismanin amacini olusturmaktadir. Arastirma nicel ve nitel arastirma süreçlerini içeren karma yöntem modellerinden yakinsayan paralel desene göre tasarlanmistir. Arastirmanin çalisma grubunu 2022-2023 Egitim-Ögretim Yili Güz Yariyilinda Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi Polatli Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Çocuk Bakimi ve Gençlik Hizmetleri Bölümü Çocuk Gelisimi Programi 1. Sinifina devam eden ve Özel Egitim-I dersini alan 54 ögrenci olusturmustur. Arastirmada Kalem ve Fer (2003) tarafindan gelistirilen “Senin Için Bugün Sinif Nasildi?” adli form ve yari yapilandirilmis görüsme formu ile veriler toplanmis, içerik analizine tabi tutularak, tablolar hâlinde sunulmustur. Ayrica verileri desteklemesi açisindan ögrencilerin görüslerinden alintilar yapilmistir. Aktif ögrenmenin dersi eglenceli hale getirmesi, kalici ögrenme saglamasi, derse yönelik ön yargiyi kirmasi, öz güven ve motivasyonu artirmasi, ögretim üyesi ve ögrenci etkilesimini saglamasi seklinde ögrenciye pek çok avantaj sagladigi sonucu elde edilmistir. Arastirmanin sonunda ulasilan sonuçlar diger arastirma sonuçlariyla tartisilmis ve öneriler sunulmustur.

Endüstri 4.0 insan kaynaklari islerini makineler tarafindan yapilir hale getirerek is dünyasinin yapisal degisimine neden olmaktadir. Endüstri 4.0 etkisiyle IKY, IKY 4.0 kavramina evrilmektedir. Ancak IK yöneticilerinin IKY 4.0 kavrami hakkinda algisi incelemeye tabi tutulmamistir. Bu kapsamda çalismanin amaci; IKY 4.0’a geçis tecrübesi olan IK yöneticilerinin Endüstri 4.0 etkisiyle olusan IKY 4.0 algilarini belirlemektir. Çalismada ISO 500 listesinde yer alan Endüstri 4.0’a geçis yaptiklarini ilan eden 12 isletmenin IK yöneticisiyle yari-yapilandirilmis mülakatlar gerçeklestirilmistir. Elde edilen verilere nitel yönlendirilmis içerik analizi yapilarak bulgulara ulasilmistir. Elde edilen bulgularin veri görsellestirilmesi MAXQDA 2020 ile gerçeklestirilmistir. Çalisma sonucunda IK yöneticilerinin IKY 4.0 ile ilgili özellikleri bildikleri ancak tam anlamini bilmedikleri; IKY 4.0’a geçis yapilmis olmasina ragmen isletme, IK ve IK yöneticilerinin henüz hazir olmadigi tespit edilmistir. IKY 4.0’a geçisin maliyet, teknoloji benimseme zorlugu, is kaybi korkusu, çalisanlarin geçise ikna zorlugu ve yetenek çekme konusunda güçlükler barindirmasina ragmen maliyet avantaji, çalisana kendini gelistirerek öne çikma sansi ve IK yöneticilerine yetenekli kisileri yönetme kolayligi sagladigi belirlenmistir. Endüstri 4.0’in gerekliligi olarak ortaya çikan IKY 4.0 bazi dezavantajlar getirse de genel anlamda sagladigi faydalar nedeniyle geçis zorluklarina katlanilmasi gereken bir süreç gibi görünmektedir.

Dijital teknoloji deneyiminin kullanilmaya baslanmasiyla birlikte turizm sektörü hizla gelismis ve turistlerin seyahat deneyimleri daha interaktif ve kisisellestirilmis hale gelmistir. Akilli turizmin temel bilesenlerinden biri, fiziksel yerlerin, ürünlerin ve süreçlerin dijital kopyalari olan dijital ikizlerin kullanilmasidir. Turizm alaninda dijital ikiz, gezginlere daha kisisellestirilmis ve etkilesimli bir deneyim saglamak için giderek daha fazla kullanilmaktadir. Bu teknoloji; destinasyon farkindaligi, konumlandirma, markalasma, planlama, koordinasyon, altyapi ve afet yönetimi de dahil olmak üzere çesitli amaçlar için kullanilmak üzere kentsel çevrenin kapsamli bir görünümünü saglayabilmektedir. Dolayisiyla dijital ikizler hem sehirlere hem de turizm endüstrisindeki isletmelere fayda saglamaktadir. Bu baglamda çalismanin amaci, turizmde dijital ikiz teknolojisinin teorik bir çerçevesini ortaya koymaktir. Bu çerçeve, turizm endüstrisinde dijital ikiz teknolojisinin potansiyel uygulama alanlarini anlamak ve gelecekteki arastirmalara rehberlik etmek için kullanilabilecek bir temel saglamaktadir. Çalisma kapsaminda öncelikle, turizm ve dijital ikiz teknolojisi alanlarindaki güncel literatür taranmistir. Literatür taramasi sonucunda, turizmde dijital ikiz teknolojisinin temel kavramlari ve bu kavramlar arasindaki iliskiler analiz edilmistir. Böylece dijital ikiz teknolojisinin turizmdeki evrimini, avantajlarini ve potansiyel zorluklarini anlamak mümkün olabilmistir. Elde edilen bulgular temelinde, turizmde dijital ikiz teknolojisinin kullanimina yönelik teorik bir çerçeve olusturulmustur. Bu çerçeve, dijital ikizlerin turist deneyimleri üzerindeki potansiyel etkilerini ve turizm endüstrisindeki genel etkilesimleri kapsayan bir yapi sunmaktadir.