Infodemi Sosyal Ag Bagimliligi ile Iliskili midir? | Author : Harun Kirilmaz, Aleyna Cebeci | Abstract | Full Text | Abstract :Bu arastirmanin amaci infodemi ve sosyal ag bagimliligi iliskisini ortaya koymak, sosyal ag bagimliliginin infodemiye etkisini tespit etmek ve sosyo-demografik degiskenlere göre infodemi ve sosyal ag bagimliligi açisindan anlamli bir fark olup olmadigini belirlemektir. Nicel arastirma yöntemi kullanilan çalismada veri toplama araci olarak “Sosyal Ag Bagimliligi Ölçegi” ile “Dijital Ortamda Saglik Bilgisi Edinme ve Teyit Ölçegi” kullanilmistir. Çalisma Kocaeli ilinde 18 yas üstü 422 kisi örnekleminde gerçeklestirilmistir. Katilimcilara çalismanin amaci hakkinda bilgi verilmis ve katilimcilarin sözlü rizalari alindiktan sonra toplanan verilerin analiz sürecinde tanimlayici istatistiki analizler, korelasyon, regresyon ve fark analizleri kullanilmistir. Katilimcilarin infodemi ortalamasi 2,89 ve sosyal ag bagimliligi ortalamasi 2,46’dir. Infodemi ve sosyal ag bagimliligi arasinda pozitif ve zayif korelasyon vardir (r= 0,244; p<0,01). Sosyal ag bagimliliginin infodemiye etkisi anlamli ve pozitif yöndedir (F=26,569; p<0,05). Etkiyi gösteren modele ait iliski katsayisi 0,244; açiklanan varyans ise toplam varyansin %5,9’unu olusturmaktadir. Infodemi düzeyi, sosyal aglari daha uzun süre kullananlarda, kadinlarda ve bekârlarda daha yüksektir. Sosyal ag bagimliligi düzeyi ise sosyal aglari günlük daha uzun süre kullananlarda, bekârlarda ve gençlerde daha yüksektir. Sonuç olarak, infodemi ile sosyal ag bagimliligi arasinda iliski olmakla birlikte; sosyal ag bagimliliginin infodemi üzerinde etkisi düsüktür. Dolayisiyla infodemiye yol açan faktörlerin daha detayli analiz edilmesi ve buna yönelik stratejilerin gelistirilmesi gerekmektedir. |
| Sosyal Medyadaki Dezenformasyon: Covid-19 Asilari Türkiye Örnegi | Author : Orhan Gevrek | Abstract | Full Text | Abstract :Sosyal medya platformlarinin bas döndüren hizi sayesinde bireyler artik bilgiye daha hizli ulasabilmektedir. Sinirsiz hizli iletisim ve bilgiye anlik ulasim kullanicilara önemli avantajlar saglasa da birçok dezavantaji ve sorunu da beraberinde getirebilmektedir. Covid-19 pandemisi süresince yapilan yanlis ve hatali bilgilendirmeler sebebiyle ülkeler hem pandemiyle ugrasirken hem de dezenformasyonla mücadele etmek zorunda kalmistir. Yasadigimiz zaman diliminde sosyal medya siradan bireyleri, içerikleri tüketen ayni zamanda üreten kullanicilara dönüstürmektedir. Yanki odalari sayesinde kisa sürede çok fazla etkilesim alan ve dolasima sokulan bir haber, iddia, içerik; hatali iliskilendirme mi, çarpitma mi ya da yanlis mi oldugu anlasilamadan dezenformasyona sebep olmaktadir. Bu çalismada Covid-19 pandemisi süresince DSÖ (Dünya Saglik Örgütü) tarafindan pandeminin ilan edildigi 11 Mart 2020 ile Saglik Bakanligi’nin açik havalarda maske takma zorunlulugunu kaldirdigi 2 Mart 2021 tarihleri arasinda, sosyal medyada çikan ve teyit.org tarafindan yalan/yanlis haber olarak tespit edilen paylasimlardan toplam 37 içerik incelenmistir. Veriler, doküman inceleme yöntemiyle derlenmis ve betimsel analiz ile degerlendirilmistir. Arastirmanin bulgularina göre, en çok kullanilan dezenformasyon türü, 19 adetle ‘çarpitma’dir. Arastirmada tespit edilen diger bir bulgu ise teyit.org tarafindan yayinlanan paylasimlarin yapildigi hesaplarin önemli bir çogunlugunun sahte isimle açilmis olmasi, gerçek isim kullanilmadan fake hesaplardan dezenformasyonun dolasima sokulmasidir. Sosyal medyada yasanan bu dezenformasyona karsi medya okuryazarligi en önemli savunma araci olarak öne çikmaktadir. |
| Bir Dezenformasyon Araci Olarak Yapay Zekâ: Bing Arama Motoru Örneginde Iklim Degisikligi Konulu Haber Fotograflarinin Incelenmesi | Author : Leyla Turgal, Bülent Bahri Küçükerdogan | Abstract | Full Text | Abstract :Iklim degisikligi, günümüzün en büyük ve acil sorunlarindan biridir. Insani ve birçok türü tehdit eden bu krizde, iklim haberlerinin önemi büyüktür. Ancak son yillarda yapay zekânin her alana yayilmasiyla birlikte dijital medyada yer alan ve arama motorlarinin optimizasyonuyla bir araya getirilen haber fotograflarinin bu konuda yetersiz kaldigi ve daha çok çesitli tasarim programlariyla olusturulan tek tip ve benzer görsellerin yer aldigi gözlemlenmektedir. Yapay zekâ, filtreleme yapmadan sayisal tabanda bulunan tüm verileri bir araya toplamasi nedeniyle bilgi kirliligine neden olmakta ve iklim gibi spesifik konularda da dezenformasyon risklerine yol açmaktadir. Bu durum, kamuoyunun dogru bilgilendirilmesini zorlastirmaktadir. Sosyal bilimlerde nitel bir arastirma yöntemi olan doküman analizinin kullanildigi çalismanin örneklemini, Similarweb’in, Temmuz 2022 ve Haziran 2023 arasinda gerçeklestirdigi analizler sonucunda en çok kullanilan arama motorlari arasinda ikinci sirada yer alan ve Subat 2023 itibariyla yapay zekayâ entegre edilen “Bing” arama motoru olusturmaktadir. Örneklem dâhilinde bulunan yapay zekâ destekli arama motorunun sohbet kismina “iklim degisikligi ile ilgili haber fotograflari” anahtar kelimeleri yazilarak ‘görseller’ sekmesinde yer alan görseller baz alinip çalisma alani sinirlandirilmistir. Çalisma kapsaminda bulgulara ulasmak için amaçli örnekleme yöntemleri içerisinde yer alan ‘maksimum çesitlilik örneklemesi’ kullanilmis, iklim degisikliginin ana kavramlarindan olan kuraklik, buzullarin erimesi ve asiri isinma ile üç kategori olusturulmustur. Belirlenen her bir kategori için 10 adet haber fotografi incelenmistir. Elde edilen veriler dogrultusunda yapay zekânin haber fotograflarini ve görsellerini ayirt etmeden bir araya toplamasinin, habercilikte ‘haber fotografçiligi’ olarak adlandirilan kavrami zedeleyerek dezenformasyona yol açtigi gözlemlenmistir. |
| Dezenformasyon ve Yapay Zekâ: Dezenformasyonla Mücadele Yollarina Yapay Zekâ Uzmanlarinin Gözünden Bakmak | Author : Derya Gül Ünlü, Zafer Küçüksabanoglu | Abstract | Full Text | Abstract :Iletisim teknolojilerindeki gelisim ve kullanici kaynakli içerigin yükselisi, her türlü içerigi herhangi bir kontrol mekanizmasina takilmadan kolaylikla dolasima sokulabilir kilmistir. Bu durum, günümüzde dijital platform kullanicilarinin sinirsiz sayida içerige hizli erisimini saglamakla birlikte; bireylerin maruz kaldiklari yogun dezenformasyonu da beraberinde getirmistir. Çevrimiçi dezenformasyonla mücadele süreci, yapay zekâ tekniklerinin kullanimiyla yakindan iliskilenmekte; söz konusu teknoloji hem dezenformasyonun üretilip yayginlastirilmasinda hem de sorunlu içerigin tespiti ve denetiminde önemli bir rol üstlenmektedir. Dezenformasyon ve yapay zekâ iliskisinin bu iki yönü, yapay zekâ teknolojilerinin sorunlu içerigin üretimi ve dagitimi sürecindeki belirleyiciliginin ve çevrimiçi dezenformasyonun tespit edilip azaltilabilmesi için yapay zekâ sistemlerinden en efektif biçimde nasil yararlanilabileceginin anlasilmasini da gerekli kilmaktadir. Bu odak noktasindan hareketle gerçeklestirilen çalisma kapsaminda, yapay zekâ sistemlerinin dezenformasyonla mücadele sürecindeki potansiyelinin yapay zekâ uzmanlarinin gözünden degerlendirilmesi hedeflenmektedir. Bu hedef dogrultusunda, Yapay Zekâ Politikalari Dernegi (AIPA) üyesi ve paydasi olan yapay zekâ uzmanlariyla yari yapilandirilmis görüsme tekniginin kullanildigi betimsel nitelikli bir alan arastirmasi gerçeklestirilmistir. Çalisma sonucunda, günümüz yapay zekâ sistemlerinin dezenformasyonun artirilmasinda oldugu kadar azaltilmasi için de nasil aktif kullanilabilecegi; bunun için dezenformasyon tespit ve filtreleme mekanizmalarinin, dogrulama platformlarinin yayginlastirilmasinin gerekliligi, bu amaçla gelistirilecek politikalar kamu-dijital platform is birligiyle olusturulurken kullaniciya karsi sorumlulugun da öncelenmesine ihtiyaç duyuldugu tespit edilmistir. |
| Dezenformasyon Dinamiklerini Ayirmak: Sosyal Medya Ortamindan Içgörüler | Author : Yavuz Selim Balcioglu, Bülent Dogan | Abstract | Full Text | Abstract :Dijital çag, toplumsal, ekonomik ve bilimsel degisikliklerin dönüsümün yörüngesini yeniden tanimladigi bir dönemde; aga bagli bir toplumun ortaya çikmasina neden olmaktadir. Iletisim teknolojilerindeki hizli ilerlemeler, özellikle internet kullanicilarindaki artis, artan internet hizlari ve mobil cihazlarda gelisen internet ve uygulama kullanilabilirligi, geleneksel medyanin kullanimini azaltmaya baslamistir. Bu durum, etkilesimli özelliklere sahip yeni dijital iletisim platformlarinin yolunu açmistir. Özellikle sosyal medya platformlari, kullanicilara bilgi, duygu, düsünce ve fikirleri daha etkili ve hizli bir sekilde paylasma olanagi tanimaktadir. Internet teknolojilerindeki ilerlemelerle birlikte sosyal medya platformlari genis kitlelere ulasabilmekte ve bu yapi bir sosyal ag toplumu olarak tanimlanmaktadir. Sonuç olarak, bilgi içerigi ve haberler hizla yayilarak büyük kitlelerle paylasilabilmektedir. Ancak, böyle iletisim ortamlarinda haberler genellikle ya dogrulanmadan aktarilmakta ya da kasitli olarak yaniltici bir sekilde sunulmaktadir. Bu da yaniltici haberler ve yanlis bilgilerden olusan bir dezenformasyonun ortaya çikmasina neden olmaktadir. Küresellesmis bir dünyada bu süreci kontrol etmek beraberinde zorluklar da getirmektedir. Bu arastirmada haberin gerçekligini ayirt edebilen ve hizla dogrulayabilen yapay zekâ tabanli bir yaklasim önerilmektedir. Facebook üzerinden elde ettigimiz bir veri kümesi ile yaptigimiz inceleme, önemli dezenformasyon yayginligina dair örüntüler ortaya koymaktadir. Degerlendirilen 5 bin gönderinin yaklasik beste biri yaniltici olarak isaretlenmistir. Potansiyel etkenler olarak hipotez edilen yas, gönderi etkilesimi ve ag büyüklügü, dezenformasyonla etkilesme veya paylasma egilimiyle sadece zayif korelasyonlar göstermistir. Dezenformasyonun yayilmasinin çok yönlü dogasi, dijital platformlarda yayilmasini engellemek için teknoloji ve kullanici egitiminin birlestirilmesi gerektigini vurgulamaktadir. Bu bulgular, bugünkü dijital iletisim manzarasinda dezenformasyona karsi yapay zekâ destekli çözümlerin acil ihtiyacini ve potansiyel etkinligini göstermektedir. |
| Disinformation Campaigns Targeting Migrants in the Western World During the Covid-19 Pandemic | Author : Burçak Dengiz | Abstract | Full Text | Abstract :In the digital age, technological advancements have revolutionised the way individuals connect and share information, yet this same era has ushered in a surge of disinformation. The unprecedented threat of Covid-19 not only posed a worldwide health emergency but also intensified the crisis of disinformation. This study delves into the complex web of disinformation, with a particular focus on its intersection with anti-migrant sentiments and policies in the Western world amidst the Covid-19 health crisis. It analyses specific disinformation campaigns that have targeted migrants in Western countries during the Covid-19 period, with a particular emphasis on examples from Europe and the United States (U.S.). The research sample comprises statements released by far-right groups and political leaders in the early phases of the Covid-19 pandemic, covering the period from January 2020 to December 2020. For this study, the main data source was collected from various media outlets, including online magazines, newspaper platforms, and articles. The rhetoric of far-right groups and politicians in the West was analysed and evaluated within the framework of critical discourse analysis. The study reveals that certain politicians and political groups in the West, through disinformation, legitimise their anti-immigrant stance, making immigrants scapegoats by instrumentalising Covid-19 to gain support. It further highlights that these identified political figures and groups, characterised by populist and far-right tendencies, depict immigrants as a threat by establishing a connection between immigrants and the rapid progression of the epidemic and seeking to legitimise anti-immigrant policies. |
| Türk Dis Politikasinda Kültürel Diplomasi Pratigi: Yunus Emre Enstitülerinin Kamu Diplomasisine Yönelik Faaliyetleri | Author : Ahmet Fethi Gün | Abstract | Full Text | Abstract :Bu arastirmada, klasik dis politika analizine yeni bir bakis açisi kazandiran kamu diplomasisi ve yumusak güç üzerine yogunlasilmistir. Türk dis politikasinda kamu diplomasisinin oynadigi rol, yumusak güç ve kültürel diplomasi baglaminda Yunus Emre Enstitüleri üzerinden ele alinmistir. Günümüzde küresel siyasette baskin olan kavramlar jeopolitik kodlar, güç merkezleri ve jeostratejik yönetim mekanizmalari, kamu diplomasisi, kültürel diplomasi ve yumusak güç etrafinda yeniden sekillenmektedir. Bu da devlet disi aktörlerin devreye girmesi ile mümkün olmaktadir. Bu açidan kamu diplomasisi, sivil toplumun ve sivil toplum kuruluslarinin sosyal ve siyasal sorumluluk projelerinde yer almasina imkân saglamaktadir. Bu arastirmadaki temel gaye, Türkiye’nin son yillarda artan kamu diplomasisi ve kültürel diplomasi siyasetinin ana felsefi yaklasimini tartismak, bununla birlikte kültürel diplomasisinin etkili araçlarindan Yunus Emre Enstitülerinin bu politikadaki yerini görmeye çalismaktir. Arastirmamizda genel itibariyla Türk dis politikasi, güç kavrami, kamu diplomasisi, yumusak güç ve kültürel diplomasi kavramlarini kavramsal olarak ele alinmis, Yunus Emre Enstitülerinin faaliyetleri ile üstte siralanan kavramlar arasindaki iliski irdelenmistir. |
| Ege Denizi Göçmen Krizi: Enformasyon Savaslarinin Iletisim Yönetimi Perspektifinden Analizi | Author : Kiymet Sezer Güngör, Murat Tinas | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalisma, günümüzün savaslari olarak tarif edilen enformasyon savaslarini istihbarat, istihbarat diplomasisi ve iletisim yönetimi uygulamalari üzerinden ele almaktadir. Çalisma kapsaminda nitel arastirma yöntemlerinden ‘vaka analizi’ metodu birincil ve ikincil kaynaklara dayali sekilde uygulanmis olup vaka çalismasi olarak, Yunanistan’in Ege Denizi’ndeki düzensiz göçmenlere yönelik geri itme dâhil uluslararasi hukuka aykiri uygulamalarinin uluslararasi kamuoyuna gerçege uygun sekilde aktarilmasinda Türkiye’nin yürüttügü iletisim stratejisi incelenmektir. Arastirmada, Türkiye’nin Ege Denizi göçmen krizi odakli olarak uyguladigi enformasyon savasi stratejisi ve uluslararasi arenadaki yansimalari, yapilan mülakat ve konuyu haberlestiren uluslararasi medya kuruluslarinin haberlerinin tahliliyle ortaya konulmak istenmektedir. Bu amaçla çalismada öncelikle bahse konu göçmen krizi, bunun Türkiye-Yunanistan kara ve deniz sinirlarindaki neticeleri ve Yunanistan’in karsi uygulamalari ele alinmakta; ardindan Ege Denizi’ndeki düzensiz göçmen krizi sürecinde yasanan enformasyon savasinda Türkiye’nin iletisim stratejisi ve medya kuruluslarinin haberleri tanimlayici bazda tematik olarak incelenmekte; son olarak da bahse konu iletisim stratejisi, kaynak, mesajin ileticisi ve sonuçlari itibariyla analiz edilmekte ve arastirma bulgulari ortaya konulmaktadir. Sonuç olarak bu çalisma, Türkiye’nin enformasyon savasi uygulamalarini örnek bir olay üzerinden derinlemesine irdelemekte ve Yunanistan’in inkâr ettigi geri itme uygulamalarinin ortaya çikarilmasinin yürütülen enformasyon savasi stratejisiyle saglandigini ortaya koymaktadir. Netice itibariyla, istihbarat ve stratejik iletisim yönetiminde arzulanan sonuçlara ulasmada dogru iletisim stratejilerinin kullanilmasinin, ilgili kurumlarin koordinasyonunun ve en önemli aktörlerden olan mesaj ileticisinin uygun seçilmesinin önemi bu çalismada ortaya konmustur. |
| Yerel Basinin Dijitallesmesi Sürecinde Basin Ilan Kurumunun Rolü | Author : Ismail Maden | Abstract | Full Text | Abstract :Dijitallesme medya sektörünü hizla dönüstürürken yerel basin basta finansal zorluklar olmak üzere çesitli nedenlerle dijitallesme hizini yakalamakta zorlanmakta ve hizla okuyucu kaybetmektedir. Ülkemizde pek çok basili yerel gazete için Basin Ilan Kurumu tarafindan verilen resmî ilan ve reklamlar birincil gelir kaynagi durumundadir. Dünyada da yerel basini yasatabilmek için çesitli devlet destekleri verilmektedir. 1 Nisan 2023 tarihinde yürürlüge giren Basin Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun ile birlikte internet haber siteleri süreli yayin kapsamina alinarak resmî ilan ve reklam yayimlama hakki kazanmislardir. Resmî ilan ve reklamlarin yayimlanmasindan sorumlu olan Basin Ilan Kurumu internet haber sitelerinin toplam okunma ve ziyaretçi sayilarini ölçmek ve mevzuatta belirtilen kriterleri tasiyanlari belirleyebilmek için BIK Analitik isimli ölçüm uygulamasini gelistirmistir. Yeni yasal düzenlemeyle bir taraftan internet haber siteleri ve yerel gazetelerin internet siteleri için yeni bir gelir kalemi olusturulurken diger taraftan Basin Ilan Kurumu ilanlarinin daha fazla kisiye ulasmasina olanak saglanmaktadir. Yerel gazetelerin bu gelir kalemiyle internet sitelerine daha fazla yatirim yaparak dijitallesme sürecine ayak uydurmalari beklenmektedir. Bu makalede yerel basinin önemi vurgulanmis; dünyada yerel basini yasatabilmek için verilen çesitli kamu tesvikleri incelenmistir. Bununla birlikte Basin Ilan Kurumu tarafindan gelistirilen BIK Analitik ölçüm sistemi degerlendirilmis; yeni yasal düzenleme ve ölçüm sisteminin yerel basinin dijitallesmesi üzerindeki etkileri tartisilmistir. BIK Analitik ölçüm sisteminin gelistirilme ve kullanim asamalariyla dogrudan ilgili olan Bilgi Teknolojileri Müdürlügü, Kontrol Müdürlügü ve Ilan Müdürlügü birim müdürleri ile yapilandirilmamis yüz yüze görüsmeler gerçeklestirilmistir. |
| UNESCO Dünya Mirasinin Korunmasinda Dünya Mirasi Fonlari | Author : Azize Ökten, Hüseyin Gül | Abstract | Full Text | Abstract :UNESCO olarak ifade edilen Birlesmis Milletler Egitim, Bilim ve Kültür Kurumu, 1972 yilinda “Dünya Kültürel ve Dogal Mirasin Korunmasi Sözlesmesi”ni kabul etmistir. Bu Sözlesme, iki boyutun birlikte degerlendirilmesi gerekliliginden dolayi hem kültürel mirasi hem de dogal mirasi korumayi amaçlamaktadir. Sözlesmenin karar mercii olan Hükûmetler Arasi Dünya Mirasi Komitesi Dünya Mirasi Listesi’ne kayitli üstün evrensel degere sahip miras alanlarinin özgünlügü ve bütünlügünü korumaya odaklanmistir. Korumayi saglamak amaciyla taraf devletlere katki amaciyla Dünya Mirasi Fonu bütçesinden çesitli uluslararasi yardimlar sunulmaktadir. Çalismanin amaci, UNESCO Dünya Mirasi Komitesinin, Dünya Mirasi Fonlarindan ne tür uluslararasi destekleri, ne ölçüde ve ne amaçla kullandirdigini ortaya koymaktir. Çalismanin kapsamini Dünya Mirasi Komitesinin 1977 – 2023 (2023 haziran ayina kadar) yillari arasinda gerçeklestirilen toplam 44 Dünya Mirasi Komitesi toplanti raporlarinda yer alan kararlar ve bu kararlar çerçevesinde saglanan fon destekleri olusturmustur. Çalismanin yönteminde kavramsal ve kuramsal çerçeveyle birlikte literatür taramasi gerçeklestirilmis olup daha sonra UNESCO Dünya Mirasi Komitesinin 44 yillik (1977-2023) raporlarindan elde edilen gömülü nicel veriler nitel analiz yöntemiyle karsilastirmali analiz edilmis, UNESCO Dünya Mirasi Fonlarinin taksonomisi yapilmis ve sonuçlari ortaya konulmustur. Çalismada, Afrika Bölgesi’nde yer alan taraf devletlerin Dünya Mirasi Fonu’ndan diger UNESCO bölgelerine kiyasla daha fazla yararlandigi sonucuna varilmaktadir. Afrika Bölgesi’ni takiben yogunluklarina göre sirasiyla, Latin Amerika ve Karayip Bölgesi, Asya ve Pasifik Bölgesi, Avrupa ve Kuzey Amerika ve Arap Devletleri yer almaktadir. |
| Yapay Zekânin Siyasi, Etik ve Toplumsal Açidan Dezenformasyon Tehdidi | Author : Kiliç Köçeri | Abstract | Full Text | Abstract :Makine ögreniminin bilgi islemde kullanilmasi, kamusal alani manipüle eden yapay zekâ yetenegiyle olusturulmus dezenformasyon içeriklerinde hizli bir artisa neden olmustur. Yapay zekâ tekniklerinin kullanildigi dezenformasyon içeriklerinin siyasi, etik ve toplumsal sonuçlari, sosyal medya sunucularinin kullanicilarini, devletlerin ise toplumlarini dezenformasyondan koruma zorunlulugunu ortaya çikarmistir. Mevcut dezenformasyon sorununa çevrimiçi taciz, basin özgürlügü, insan haklari ve etik problemler gibi sorunlar eklenmistir. Bireysel ve devlet destekli dezenformasyon çabalari, toplumsal sistemde giderek yayginlasmistir. Bu çabalar, gerçek haberleri saptirma, gayri mesru hâle getirme, elestirmenleri susturma ve kamuoyunu manipüle etmek için yapay zekâ sistemlerinden yararlanmaktadir. Bu baglamda arastirma, dezenformasyonun dinamiklerini ve yapay zekânin dezenformasyondaki rolünü analiz etmeye odaklanmistir. Arastirmada literatür taramasi yöntemine basvurulmustur. Dezenformasyon ve yapay zekâ kavramlari hakkinda kapsamli bir literatür taramasi yapilmistir. Yapay zekâ destekli dezenformasyonun mevcut etkilerinden yola çikilarak genel bir degerlendirme yapilmis ve yapay zekâ tekniklerinin kullanildigi dezenformasyon içeriklerinin siyasi, etik ve toplumsal sonuçlarinin belirlenmesi amaçlanmistir. |
|
|