Toplumsal Hareketlilikler ve Bir Melez Kimlik Örnegi Olarak “Türkiyeli Suriyeliler” | Author : Recep Baydemir Abdurrahim Özmen | Abstract | Full Text | Abstract :Bu çalismada, göç literatüründe toplumsal hareketlilikler ve etkilesimlerin bir sonucu olarak, Türkiyeli Suriyeliler olarak adlandirilabilecek yeni bir kavrama dogru yol alindigi ileri sürülmektedir. Suriyelilerin uzun yillardir Türkiye’de yasamasi, ev sahibi toplumla etkilesim kurmasi ve kültürel baglarinin yeniden sekillenmesi, yeni bir melez kimlik olusumunu beraberinde getirmistir. Bu arastirmada, özellikle Türkiye’de dogan ya da çok küçük yasta Türkiye’ye gelen ve Suriye ile kisisel baglari sinirli olan bir kusagin genel profilleri, Göç Idaresi Baskanligi ve UNHCR verileri, önceki arastirmalarin bulgulari ve basina yansiyan bazi haber ve yazilar üzerinden incelenmistir. Arastirmanin bulgulari, Suriyelilerin Türkiye’nin tüm illerine yayilmakla birlikte, belirli bölgelerde yogunlastigini göstermektedir. Bu dagilim, kültürel yapi ve etkilesim düzeyine bagli olarak melez kimlik olusumunun farklilastigini ortaya koymaktadir. Ayrica, Suriyeliler ile Türkiyeliler arasindaki evlilikler ve bu evliliklerden dogan çocuklar, melez kimliklerin sekillenmesine önemli katki sunmasinin yaninda, özünde söz konusu kimlik bu grubu referans almaktadir. Yeni nesil Suriyelilerde, Suriye’ye dair deger atfedilen bir “memleket” geçmisinin olmamasi, Türkiye’ye duyulan aidiyet hissinin artmasi, dil ve kültürel uyum, bu kimligi güçlendiren etmenlerden olmustur. Ortaya çikan sonuçlar, yeni bir melez kimligin insa edildigini göstermektedir. Bu arastirmada, bu yeni kimlik, Türkiyeli Suriyeliler olarak kavramlastirilmistir. Almanyali Türkiyeliler kavrami gibi, bu kavram da göç literatürünü yeniden sekillendirecek kritik bir olguyu ifade etmektedir. Bu çalismada, ileri sürülen Türkiyeli Suriyeliler kavrami, göç literatürüne iki ana yenilik sunmaktadir. Birincisi, geçici koruma statüsünden ziyade, yerlesiklige isaret eden bir kimlik tanimlamasidir. Bu, göç literatüründeki göçmen-siginmaci-mülteci kategorilerinin disinda, yerel baglari ve aidiyet hislerini de kapsayan yeni bir anlayis ortaya koymaktadir. Ikincisi, Türkiyeli Suriyeliler kavrami, klasik göç tartismalarinin ötesine geçerek, kimlik insasinda, aidiyet, sosyokültürel etkilesim, dilsel ve mekânsal faktörlerin önemini vurgulamaktadir. |
| Changes in Religious Perceptions of Turkish Immigrants of Three Generations Who Migrated to Germany: Munich Example | Author : Hasan Sen , Vedat Martin Ince | Abstract | Full Text | Abstract :With the migration agreement signed between Turkey and West Germany in 1961, many people migrated from
Turkey to West Germany. Since then, the number of immigrants has exceeded two and a half million, spanning
three generations. Not only have these immigrants influenced the places where they settled, but they have also
been shaped socio-economically, politically, and culturally by their country of origin. Moreover, each generation
has been affected differently. Specifically, there are significant differences between the three generations in
terms of: Their perspectives on immigration; Their approach to German culture; Their willingness to return to
Turkey; Their level of cultural integration; Their religious behavior. |
| Uluslararasi Göç Hareketlerinin Karanlik Yüzü: Insan Ticareti Olaylarinin Degerlendirilmesi | Author : Murat Koçanli | Abstract | Full Text | Abstract :Son yillarda Orta Dogu, Afrika ve Güney Dogu Asya bölgelerinde bulunan ülkelerde meydana gelen siyasi,
güvenlik ve ekonomik gelismelerin etkisiyle geçmise kiyasla uluslararasi göç hareketleri artmis ve küresellesme
nedeniyle bölge ülkelerini daha fazla etkilemeye baslamistir. Göç hareketlerinin önemli bir sonucu olarak
kabul edilen insan ticareti vakalari da bu dogrultuda etkisini ve yayginligini artirmistir. Insan ticareti olgusu,
göçmen kaçakçiligi ve insan tacirligi kavramlari ile yakindan iliskilidir. Her üç konunun birlikte degerlendirilmesi,
konunun daha kapsamli ve ayrintili analizini ortaya koymaktadir. Bu temel yaklasim çerçevesinde, 2012-2021
yillari arasinda Jandarma Genel Komutanligi’nin sorumluluk bölgesinde meydana gelen insan ticareti olaylari
ile göçmen kaçakçiligi ve insan tacirlerine yönelik temin edilen veriler analiz edilmistir. Yapilan analizde, her üç
verinin birbiriyle uyumlu ve dogru orantili oldugu belirlenmistir. Özellikle Türkiye’nin Suriye kökenli göçmenlere
yönelik uyguladigi açik kapi politikasinin, göçmen kaçakçilari ve insan tacirleri tarafindan suiistimal edildigi ve
bireylerin cinsel ve emek sömürüsü yoluyla insan ticaretine maruz kaldiklari tespit edilmistir. |
| Opportunities and Obstacles: A Study of Turkish Migration to Argentina | Author : Mustafa Seref Akin | Abstract | Full Text | Abstract :This study explores the migration of individuals from Turkey to Argentina, focusing on their motivations.
Argentina and Turkey, situated on separate continents with significant geographical distances, harbor distinctive
cultural identities, customs, traditions, histories, and languages, posing potential challenges for meaningful
interactions and cultural exchange between their populations. The research delves into the stories of 17 migrants
who have chosen to move to Argentina or stay long-term. Through an in-depth analysis of social media videos
created by these migrants, the study gains first-hand insights into their decision-making processes and the
factors influencing their choices. Buenos Aires is portrayed as an attractive destination due to its appealing
lifestyle, delicious and affordable gastronomy, well-organized city, rich entertainment scene, elegant European
architecture, and freedom of expression with the spoken Spanish language. However, the country’s economic
opportunities are perceived as limited, leading migrants to seek additional foreign income for a better quality of
life. The study reveals that spending around 600/1200 USD per month on essential expenses, such as housing,
food, transportation, and dining out, can result in a significantly improved lifestyle for single/couple migrants
from Turkey. Successful migration transition occurs when foreign income is received, language barriers are
overcome, and a robust social network is established. |
| Spor ve Göç: Sistematik Literatür Tarama | Author : Rahsan Inal | Abstract | Full Text | Abstract :Spor ve göç literatürü 1980’lerin ilk yarisindan sonra gelisen bir literatürdür. Spor ve göç arastirmalari göçmen ve
mülteci sporcular, göçmenler tarafindan kurulan spor kulüpleri, entegrasyon, aidiyet, kimlik, kültür gibi temalarla
birlestirilerek çok yönlü ve çok boyutlu olarak devam etmektedir. Bu çalismanin amaci da spor ve göç ile ana
basligindaki çalismalari sistematik literatür taramasiyla (SLT) kuramsal yaklasimlari, metodolojik tercihleri ve
içerikleri bakimindan tespit etmek, bu dogrultuda Türkiye’de yapilacak çalismalar için öneriler gelistirmektir.
SLT için Web of Science (WOS) kapsaminda uluslararasi hakemli dergilerdeki makaleler tespit edilmistir. Seçilen
makaleler, 2020-2023 yillari arasinda Ingilizce yazilmis, göç ve spor konusunda ampirik arastirmalari içeren ve spor
sosyolojisi alaninda en çok atif alan makalelerdir. Analiz sonuçlarina göre, küresel düzeyde son yillarda yasanan
insan hareketliliginin de bir sonucu olarak literatürün önemli bir bölümü üniversitelerde yürütülen projelerin
yaygin etkileridir, elestirel bir perspektifle mültecilerin spor araciligiyla entegrasyonuna odaklanilmaktadir ve
çogunlukla veriler etnografik saha arastirmalariyla elde edilmistir. |
| Syria in Transition: Political Promises, Economic Challenges, and the Protection Gap in Refugee Returns | Author : Umutcan Yüksel | Abstract | Full Text | Abstract :This policy commentary analyzes Syria’s political transition following the Assad regime’s fall in December
2024, critically examining the implications for refugee protection frameworks, economic reconstruction
policies, and transitional justice mechanisms. Drawing on developments through April 2025, it evaluates the
interim government’s governance approach under Ahmed al-Sharaa, assesses international donor engagement
strategies, and scrutinizes the United Nations High Commissioners for Refugees (UNHCR)’s policy shift toward
facilitating refugee returns. The analysis identifies a significant policy contradiction between the UNHCR’s
established protection thresholds and its operational pivot despite unmet safety conditions. While refugee
return intentions have increased substantially, the commentary argues that current policies prioritize political
expediency over protection principles, potentially undermining sustainable reintegration. It recommends that
international stakeholders maintain principled engagement in Syria’s reconstruction, ensuring return policies
align with genuine improvements in conditions rather than political timetables. This commentary concludes that
effective policy interventions during this critical transition period require balancing immediate humanitarian
needs with long-term stability considerations. |
|
|