Herbert Read in Modern Sanat Felsefesi ve Evrensellik Düsüncesi | Author : Engin ÜMER | Abstract | Full Text | Abstract :Herbert Read (1893-1968) sanat tarihi ve modernist sanat üzerine yazilariyla bilinmektedir. Read in çalismalari, modern kültüre özgü bilimsel, romantik ve biçimci görüsleri içermektedir. Bu görüslerden en önemlisi Read in tarih boyunca sanatsal üretimdeki sezgisellige yaptigi vurgudur. Bu görüse göre kültürel degisimler ve bilinç dönüsümleri ne olursa olsun üretilen eserlerde sakli olan bir sezgisellik bulunmaktadir. Read için sezgisellik evrensel bir estetik ve sanat için önemlidir. Bu çalismanin amaci Read in bu konudaki görüslerini betimlemektir. Bunun için Read in sanat tarihine yaklasimi ele alinmis ve görüsleri kapsam olarak kabul edilmistir. Çalisma bunlarin açiklanmasi ve önemli noktalarinin vurgulanmasiyla sekillenmistir. Bundan baska çalisma, Read in evrenselci tutumunun güncel kültür ve sanat açisindan ne anlama gelebilecegini sormaktadir. Bu çalismada Read in görüslerini çagdas sanat ile birlikte görünür hale gelen formalizm elestirisi çerçevesinden yeniden ele alinmaktadir. Çalismada Read in eserleri içerik ve kavramsal açidan incelenmistir. Sonuç olarak Read in düsüncelerinde çagdas kültür ve sanat için bati merkezli olma durumundan siyrilmaya çalisan potansiyelin oldugu tespit edilmistir. |
| Iç Mekân Tasariminda Tasarim Odakli Düsünme Modeli Kirmizili Kadin Belgeseli | Author : Mensure Kübra MÜEZZINOGLU, Mehmet NORASLI | Abstract | Full Text | Abstract :Tasarim odakli düsünme, tasarim kavramlarinin gelistirildigi bilissel süreci temsil etmek için kullanilan bir olgudur. Özellikle son yillarda yaygin bir kullanima sahip olup, deneyimsel ögrenme metotlari arasinda yer almaktadir. Bu çalismada, iç mimarlik egitiminde tasarim odakli düsünce modeli kullaniminin yaratici fikirlerin ortaya çikmasinda ne tür katkilar sagladigi arastirilmistir. Çalisma araciligiyla, tasarim sürecinde ögrencinin yaratici düsünce gelistirme potansiyelini artirmak, kavram gelistirme becerisini ortaya koymak, soyut düsünme becerisini gelistirmek ve sonuç olarak tasarim egitimine bilissel bir katki saglanmasi hedeflenmistir. Çalismada; Konya ili özelinde ilgi çekici bir karaktere sahip ve Kirmizili Kadin olarak taninan Sultan Özcan a ait ögretimsel mesaj içeren bir belgesel film izletilmistir. Sonrasinda ise; tasarim odakli düsünme metodu kullanilarak tanimlanan kullanici için yasama mekâni tasarimi yapilmistir. Ele alinan çalismada kullanilan tasarim odakli düsünce yöntemi bes asamadan olusmaktadir. Yapilan arastirmaya, üç grup ile toplamda on iki adet ögrenci katilmistir. Ortaya çikan nihai tasarimlar üzerinden çesitli okumalarla ögrencilerin yaraticiliklarinin gelisim durumlari gözlemlenmistir. Tasarim odakli düsünme modeli (d.school) araciligiyla gerçeklestirilen bu çalisma sonucunda; yapilan projelerin konsepte yönelik olarak niteliginin arttigi tespit edilmistir. Buradan hareketle tasarim egitiminde yaraticiligin ele alindigi konsept çalismalarda, tasarim odakli düsünme metodu gibi deneyimsel yöntemler kullanilarak sürecin yönetilmesi önerilmektedir. |
| Tasarimin Genisleyen Etki Alanlari ve Türkiye’deki Endüstriyel Tasarim Egitiminin Bu Kapsamda Incelenmesi | Author : Seda DUMAN, Sebnem TIMUR | Abstract | Full Text | Abstract :Teknolojik gelismeler ile birlikte tasarim anlayisi ve pratigi de zamanla degismis, faaliyet alani genislemis ve çesitlenmistir. Tasarimcilar sinirlari belirli olmayan, karmasik toplumsal ve çevresel problemlere çözümler üretebilmek için alisageldikleri ürün tasarimi yeteneklerinin ötesinde bilgi ve becerilere ihtiyaç duymuslardir. Bu kapsamda tasarimcinin rolleri degismis, yeni alt disiplinler ve tasarim yöntemleri ortaya çikmistir. Tasarim alanina eklenen ve gün geçtikçe artan bilgi ve yeteneklerin takip edilmesi ve endüstriyel tasarim egitiminin bu degisiklikler dogrultusunda güncellenmesi önemlidir. Bu arastirmada Türkiye’deki endüstriyel tasarim bölümlerindeki egitimin kapsami ve mevcut durumu incelenmis ve sistemli olarak analizlerinin yapilmasi amaciyla Buchanan’in tasarimin dört seviyesi çerçevesinden yararlanilmistir. Türkiye deki 26 üniversitenin endüstriyel tasarim bölüm baskanlariyla iletisime geçilmis ve çevrimiçi olarak paylasilan anketi bölümlerinde verilen egitimi degerlendirerek doldurmalari istenmistir. Toplamda 18 bölüm baskani anket arastirmasina katilmistir. Anket safhasindan elde edilen veriler, sonuçlari dogrulamak amaciyla; bölümlerin internet sayfalarinda paylasilan ders programlari, ders katalog formlari ve bölümle ilgili akademik yayinlarla mukayese edilerek bir analiz olusturulmustur. Arastirma sonuçlari, ürün tasarimi projeleri ve yetkinliklerine ek olarak hizmet tasarimi, kurumsal ve bölgesel tasarim, sosyal sorumluluk için tasarim gibi daha soyut ve bütünlesik projelerin ve yöntemlerin de uygulanmaya basladigini göstermistir. Sonuçlar Türkiye deki endüstriyel tasarim egitiminin günümüzdeki durumunu ve yönelimini özetler niteliktedir. |
| 21. Yüzyil Sanatinda Yok-Yerler Imgesi | Author : Fergana KOCADORU ÖZGÖR | Abstract | Full Text | Abstract :Modern dünyada yasayan bireyin bulundugu mekân ile iletisimi her geçen gün azalmaktadir. Tüketim toplumunun getirdigi rekabet, günümüz bireyini her seyi hizli tüketmeye itmistir. Bunun sonucunda da mekânlar anlamini yitirmistir. Iletisim ve etkilesim olmayan bu yerler sadece ugranilan bir gel-geç yerine dönüsmüstür. Fransiz antropolog Marc Auge, 21. yüzyilin bu tüketilen mekânlarini yok-yerler olarak tanimlamistir. Yok yerlerin asil tanimi iletisim kurulmayan tüketim mekânlari olmasina ragmen yok yerlerin ikinci hatta üçüncü tanimindan da söz edilebilmektedir. 21. yüzyil insanin rant veya tüketim ugruna bozdugu doga da yok yerler olarak tanimlanmaktadir. Son olarak da insanin sebep oldugu ölüm, savas veya baska bir trajedinin yasandigi alan da yok-yer olarak nitelendirilmektedir. Bu üç tanimda da ortak nokta insan faktörüdür ve burada insani bir etkilesim pek fazla yoktur. Günümüzde farkli disiplinlerden pek çok sanatçi yok-yer kavramini ele almislardir. Bu çalismada yok-yer kavrami irdelenmis, bu kavramin olusmasina sebep olan sosyal ve ekonomik sebepler incelenmistir. Çalismanin amaci ise günümüz sanatçilarinin yok-yer kavramini farkli sanatsal üretimlerle ele alinisini incelemektir. Bu amaç dogrultusunda çalisma, yok yerlerin etimolojik anlami ve güncel sanatta ele alinisi olarak yapilandirilmistir. Sonuç olarak yok yerler kavraminin 21. yüzyilda tanimlandigi ve güncel bir sorunsal olduguna dair saptamalarda bulunulmustur. Bu çalismanin, sanat alanindaki diger çalismalara literatür olarak katki saglamasi amaçlanmistir. |
| Iç Mimarlik Egitiminde Strüktür ve Proje Derslerinin Entegrasyonu; Tiny House Örnegi | Author : Ali AKÇAOVA, Mine SUNGUR | Abstract | Full Text | Abstract :Iç mimarlik egitiminde zihinde olusan tasarim düsüncesinin “görünür hale gelmesi” için plan, kesit, görünüs, maket ve model gibi iki ve üç boyutlu farkli teknik ve araçlar kullanilmaktadir. Özellikle yapisal konulardaki tasarim dilinin yeterli düzeyde aktarilamadigini dile getiren arastirmacilar, strüktürel maketlerin kullanimi ile özgün ve tasarim mükemmelligine sahip yapilarin ortaya çikmasinda ve strüktürel bilginin gelistirilmesinde etkili oldugunu vurgulamislardir. Bu çalisma strüktürel maketin, iç mimari proje tasarim sürecindeki rolünü tespit etmeyi amaçlamaktadir. Çalisma kapsaminda Selçuk Üniversitesi, 2021-2022 egim-ögretim güz döneminde strüktür bilgisi dersini alan 2. Sinif iç mimarlik ögrencilerinin zihinlerindeki yapisal kurguyu somut hale getirdikleri tiny house strüktür maketleri incelenmistir. Çalisma 3 asamadan olusmaktadir. (i) hazirlik asamasi, (ii) uygulama asamasi ve son asama ise yapilan anket verilerinin incelendigi (iii) degerlendirme ve bulgular asamasidir. Yapilan anket sonucunda elde edilen bulgular arasinda; tiny house yapim sistemi hakkinda genel bilgi verilen ögrenciler, yapmis olduklari maketler ile tasiyici sistemin 3. Boyutta zihinlerinde pekistigini ve iç-dis mekân bütünlügünün kurgulanmasi açisindan olumlu katki sagladigini dile getirmislerdir. Ayrica tiny house tasariminin baslangicindan itibaren strüktürel tasarimin sürece dâhil edilmesinin form-mekân iliskisinde pozitif etkisi vurgulanmistir. Tüm bu sonuçlar neticesinde, strüktür derslerinin proje dersleri ile birlikte yürütülmesi gerektigi ve iç mimarlik egitiminde verilen strüktür bilgisinin daha kalici olmasi adina strüktür maket kullaniminin yayginlasmasi söylenebilir. |
| Seramik Sanatinda Ifade Biçimi Olarak Erotizm: Sergei Isupov’un Sürrealist Heykel Örnekleri | Author : Öznur YILDIRIM, Selim ÇINAR | Abstract | Full Text | Abstract :Sanatçi, yasami ve zamani sira disi bir sekilde algilayan, yüksek benliginin süzgecinden geçirdigi kavramlari var etme sürecinde kullanan kisidir. Bu kavramlardan bir tanesi de erotizmdir. Sanatta erotizm, toplumun ve cografyanin sahip oldugu güç dengeleri nedeniyle sanatçilarin kaçindiklari ya da sinirlari zorladiklari bir kavram olarak belirmektedir. Bu durumun yani sira erotizm, bilinçaltini ve hayal dünyasini eserlerinde temellendiren sürrealistler için dominant niteliktedir. Arastirma kapsaminda nitel arastirma yöntemlerinden alanyazin arastirmasi, örneklem analizleri kullanilmistir. Toplumlarin erotizme bakisi, genel sanat anlayislarina etkileri literatür taramasinin kisa bir özetiyle sunulmustur. Arastirma dâhilinde kendisini Erotik Sürrealist Seramik Sanatçisi olarak tanimlayan Sergei Isupov’un eserleri teknik, biçim ve kavramsal açidan incelenerek erotizm kavraminin bir ifade araci olarak kullanim biçimleri tartisilmaya çalisilmistir. Isupov, erotizm kavramini bilgi aktarma ya da mesaj verme çabasi olmadan bilinçaltini ve fantezi dünyasini yaratici biçimde birlestirerek özgün bir anlatim dili gelistirmistir. Tarihöncesi toplumlardan itibaren yasamin ve varolusun güçlü, dogal ve vazgeçilmez bir olgusu olarak görülen erotizm kavrami, seramik kullanim esyalari ya da sanat objeleri üzerinden çaglar boyunca irdelenmistir. Sonuç kisminda Isupov örnegi ile birlikte erotizm kavraminin seramik heykel anlatimlarinda üç boyut ile sinirli kalmayarak iki boyutlu illüstratif etkiler olarak yansitildigi da aktarilmistir. Erotizm kavraminin sahip oldugu tarihsel baglarinin ve sanatsal ifade olanaklarinin çagdas seramik sanatçilarina biçimsel ve kavramsal açilardan yeni yollar olusturacagi öngörülmektedir. |
| Mimaride Sürdürülebilir Malzeme “Bambu” | Author : Özlem AYDIN, Didem BAYRAKTAR MARANGOZ | Abstract | Full Text | Abstract :Günümüzde çevresel sorunlarin artmasinda etkili sayilan yapilasmanin meydana getirdigi olumsuzluklari ortadan kaldirmak ya da en aza indirmek için ekolojik malzeme kullanimi gün geçtikçe önem kazanmaya baslamistir. Yapilarin çevresel etkilerini azaltmak için sürdürülebilirlik anlayisi içinde ekolojik özelliklerde malzeme kullanimi bu olumsuz etkinin azaltilmasina olanak saglamaktadir. Bu baglamda yapili çevrelerin olusturulmasinda ekolojik mimarlik anlayisi, gün geçtikçe gelisen teknolojiyle birlikte varligini göstermektedir. Bu çalisma, yesil çelik olarak adlandirilan ve sürdürülebilir mimarilerin olusturulmasinda son yillarda dikkat çekici bir malzeme olma egiliminde olan bambunun, sürdürülebilir malzeme olmasinin sagladigi avantajlar ile mimarideki kullaniminin önemini ortaya koymayi amaçlamistir. Yapilan çalismada sürdürülebilir mimarlik anlayisi içinde literatürde yer almis farkli islevlere sahip 10 adet bambu yapi örnegi analiz edilmistir. Incelenen örneklerde bambunun yapi malzemesi ve elemani olarak yapilarda hangi amaçla ve nerelerde kullanildigi irdelenmistir. Yapilan analizlerde bambunun sahip oldugu mekanik ve fiziksel özelliklerinin, teknolojik gelismelere bagli olusturulan teknik detaylarla birlikte farkli form ve konstrüksiyonlarda kullanildigi gözlemlenmistir. Sürdürülebilir ve ekolojik malzemeler arasinda yer alan bambunun gelisen teknoloji ile birlikte mimaride kullanimi gün geçtikçe artarken, yapi-yasam döngüsünün her asamasinda enerjiyi az ve verimli kullanarak çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlige de önemli katki saglamaktadir. |
| Purity of Essence in Architecture, A Radical Revolution in Human-Building Interac | Author : Mohamad Nadim ADI, Mais M. ALJUNAIDY | Abstract | Full Text | Abstract :In architecture, buildings were looked at as machines that are purely programmed by humans but do not evolve and develop by themselves. Herein, the concept of living architecture, where buildings can have souls and grow with their inhabitants, has been introduced. This paper discusses how buildings can have empathy for their users, support their mental status, enhance their energy, help them increase the level of their task performance, and optimize living, working, and sleeping spaces based on assessing and understanding the preference and mood of the users rather than the preference and the experience of the designer. After reviewing major topics in architecture, technology, and psychology, this manuscript suggests pillars of the soul-full buildings where an architect can put the structure frame in which a building behavior happens and evolves within but does not decide about the precise behavior of the building. The difference between the purity of essence and the purity of form in architecture was clarified. Purity of essence in architecture means creating a building with what can be described as a functional soul (can engage with the user in intelligent conversation), while the purity of form is a soulless doll-like building (stunning looks but eventually obsolete). |
| Mekân Kavraminin Yörük Kilimleri Üzerinden Degerlendirilmesi | Author : Metin KAR | Abstract | Full Text | Abstract :Konuyla ilgili arastirmalarda ortaya konan bilgiler, mekân kavraminin çagdas sanatta sorgulanarak yaratilarla birlikte ele alindigini gösterir. Ilk uygarliklardan itibaren bütün yaratilarin temelinde barinma ve inanç kavramlari mevcuttur. Bunlara bagli olarak yapilan yapilar, mekânin kendisine ya da düsünceye özel yapitlar biçiminde olmustur. Bu, sanatsal üretim ve düsünce tarzinin gelisimini modern dönem mimarisi ve sanatinda daha öznel yapitlar ve sonrasinda mekâna uygun eserler ve ona dayali kavramlar biçiminde uygulandigini gösterir. Zaman içerisinde düsünce ve duygunun mekâni haline gelen bu yaratilar, toplumda farkli pratik alanlarda kendini ortaya koyar. Bu çalismada amaç çagdas sanat içerisinde mekân tartismasinin etkili oldugu fikri ile geleneksel bir dokuma olan Anadolu Yörüklerinin ortaya koydugu kilimler üzerinden bir mekân degerlendirmesi yapmaktir. Çalisma kapsaminda mekân içerisinde mekân yaratimi süreciyle olusan ve günümüze kadar gelen tartismalara farkli bakis açilariyla ve yasamsal kaygilarla ortaya konan, sanat üretim pratikleri olmayan nesneler üzerinden bir degerlendirme yapilarak kavram analizine gidilmistir. Sonuç olarak mekân kavrami yer belirten, boyut sahibi bir yerin ya/ya da anlatinin disinda zihinsel ve simgesel isaretlerin, motiflerin temsil ettigi ve üzerinde tasidigi bir kavram olarak ele alinip degerlendirilmistir. |
|
|