Most people are reflexively skeptical when they hear the term peace journalism yet are usually receptive to the principles of peace journalism like accuracy; balance; objectivity; discussing solutions; avoiding inflammatory, demonizing, stereotyping language; and rejecting “us vs. them” narratives. Perhaps this is because the term peace is itself ironically inflammatory. A good starting point, therefore, could be to examine the concept of peace, and how it relates to the practice of journalism.

This study aims to point out the role of women in societies dominated by patriarchy. Through the film The Clan of the Cave Bear, the situation of women imprisoned in silence; the behavioral structures that a character, who is the subject of double marginalization because she is both a member of the group described as “Others” and a woman, is exposed to in a patriarchal society are revealed. The priorities of this study are to draw attention to the type of society dominated by masculine thought, to reveal the position of women in these societies, and to underline the importance of the equal positioning of all individuals for the development of societies. For this purpose, in the first part, the concepts of feminist utopia and feminist dystopia are discussed; in the second part, the film The Clan of the Cave Bear is analyzed from a feminist dystopian perspective.

Modern zamanda beden terbiyesi ve biyopolitika vücudun saglikli olmasini hedeflerken postmodern zamanda vücudun görünümü saglikli olmanin önüne geçmistir. Postmodern (akiskan) ayartma buyrugu, insanlarin saglikli olmalarindan ziyade görünümlerinin daha degerli oldugunu tavsiye etmektedir. Bilinçsiz diyet, takviye gida kullanimi, zayiflama haplari vb. diger uygulamalarin insan sagligi üzerine olumsuz etkilerinin oldugu bilinmektedir. Bu uygulamalar fitness iletisimine iliskindir. Önceleri sagliga iliskin referanslariyla kiymet kazanan saglik iletisimi postmodern zamanda fitness iletisimine dönüsmüstür. Fitness iletisiminin kiymet görmesinde etkili bir araç olan medyanin ne türden bir isleve sahip oldugu bu çalismada tartisilmis ve Zygmunt Bauman’in fitness iletisimi kuramiyla çalisma zenginlestirilmistir. Çalismada betimsel analiz yöntemine basvurularak sagligin önemsizlestirilmesinin bilinçli bir yaklasim oldugu gösterilmeye çalisilmistir.

Dijital teknolojiler, sosyal medya aglarinin gündelik yasamda önemli bir yer kaplamasina olanak saglamistir. Insanlarin yasamda önemli bir yer tutan sosyal medyanin, olanaklari ve riskleri de içinde barindirdigi düsünüldügünde verimli ve dogru bir kullanim için sosyal medya okuryazarligi ön plana çikmaktadir. Çünkü sosyal medya, insanlarin sosyal iliskilerini biçimlendirmektedir. Sosyal medya okuryazarligi, kullanicilarin aldigi mesajlara karsi bilinçli, sorgulayan ve elestirel yaklasarak mesaj üretirken de dogru iletisim saglama becerilerini kapsamaktadir. Nitekim bu beceriler dogru ve verimli bir sosyal medya kullanimi için bir zorunluluktur. Bu çalismada sosyal medya okuryazarligi konusunda yapilan çalismalar incelenmistir. Çalisma, sosyal medya okuryazarligi konusunda yapilan arastirmalarin bibliyometrik profilini sunmayi amaçlamaktadir. Web of Science veri tabaninda yer alan sosyal medya okuryazarligi konulu 98 arastirma makalesi bibliyometrik yöntemle incelenmistir. Çalisma kapsaminda elde edilen veriler VoSviewer yazilim programi araciligiyla haritalandirilmistir. Incelenen 98 arastirma makalesi ortak yazarlarla birlikte 272 arastirmaci tarafindan hazirlanmis ve 71 farkli dergide yayimlanmistir. Çalismanin önemli sonuçlari arasinda sosyal medya okuryazarligi konusunda yayimlanan çalismalarin %60’inin iletisim ve psikoloji alanindan arastirmacilar tarafindan hazirlanirken egitim alanindan arastirmacilarin oldukça az çalisma yapmasi yer almaktadir. Çalismanin en önemli sonuçlarindan bir digeri de sosyal medya egitimi, sosyal medya davranislari ve sosyal medya tehditleri gibi sosyal medya okuryazarligi için önemli kavramlarin odagini olusturdugu çalismalarin yetersiz olmasidir.

Evrimsel süreç boyunca insan türü, zihinsel ve fiziksel güçlerini harmanlayarak ilkel bedenli organizmalardan bilinçli varliklara dönüsmüstür. Bu dönüsümde, olaylar arasi nedensellik iliskisi kurabilme yetenegi, alginin gelismesi ve aletlerin kullanimi gibi faktörler önemli rol oynamistir. Her çagda, bu gelismeler dogrultusunda insanlik, kendine özgü dil, ifade ve mit biçimi yaratmistir. Buna karsin mitsel inançlar; elestirel akil, tek tanrili dinler ve bilim insanlari karsisinda savunmasiz kalmistir. Ancak insan, dogasinin kusurlu yanlarini kendinden önce var olmus olani ortadan kaldirarak veya yeniden kurgulamis oldugu düslerine eski inançlarini eklemleyerek gidermeye çalismistir. Bu kapsamda içinde yasanilan toplumun kabullenme çarklarini olusturan mitler; insanin mitsel düsünceyle özellikle de bir mit üretim sahasi olarak sinema ile siki sikiya bagli oldugunu göstermistir. Bu bakimdan çalisma, teknolojik yeniliklerin rasyonel düsüncenin mitsel inançlari ortadan kaldirma girisimlerine ragmen, benzer psikolojik ihtiyaçlari karsilayan yeni mitler yaratma potansiyelini ortaya koymaktir. Ayrica çalismada bilgi ve iletisim teknolojileri ile sinemanin modern mitolojinin merkezi rolü üzerine kolektif bilincin sekillendirilmesindeki önemi arastirilmaktadir. Bu çalisma, nitel arastirma yöntemini kullanarak yürütülmüstür. Veriler, literatür taramasi ve analizleri yoluyla toplanmistir.

Hesaplamali Sosyal Bilimler, karmasik sosyal olgulari analiz etmek ve anlamak için hesaplamali yöntemlerden ve veri odakli yaklasimlardan yararlanan disiplinler arasi bir alani temsil etmektedir. Bu literatür incelemesi, Hesaplamali Sosyal Bilimler alanindaki önemli gelismeler, metodolojiler ve uygulamalar hakkinda genel bir bakis saglamayi amaçlamaktadir. Arastirmada baslangiçtan bugüne yayinlanan ve çesitli akademik veri tabanlarindan elde edilen bilimsel makaleler, kitaplar ve arastirma makaleleri üzerinde sistematik bir inceleme gerçeklestirilmistir. Inceleme, Hesaplamali Sosyal Bilimlerin ilk asamalarindan olgun bir alana dogru evrimini vurgulamakta ve ajan tabanli modelleme, ag analizi, makine ögrenimi ve dogal dil isleme dahil olmak üzere çesitli hesaplama tekniklerini tartismaktadir. Kisaca Hesaplamali Sosyal Bilimler, sosyal bilimler alaninin geleneksel yöntemlerini genisletip güçlendirerek sosyal sistemlerin daha iyi bir sekilde anlasilmasina ve yönetilmesine katkida bulunan bir disiplin olarak görülmektedir. Hesaplamali Sosyal Bilimler, karmasik sosyal sistemler hakkinda bir anlayis kazanmak için güçlü bir araç olarak gelismeye devam etmektedir.